.
.

Bu sabah Kur'an okurken Maide Suresi 54. ayet üzerinde biraz düşündüm; o kadar net olarak günümüz olaylarını anlatmış ki müfessir olasım geldi. Kısaca tefsir edeyim dedim.

Yüce Allah bu şerif ayette şöyle buyuruyor:

"Ey inananlar, içinizden kim çıkar da dininden dönerse Allah onlara bedel yakında öyle bir kavim getirecektir ki O, onları sevecek, onlar da onu sevecek; o kavim inananlara karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı yüce olacak. Allah yolunda savaşacaklar ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmayacaklar. Bu, Allah'ın lütfu ve inayetidir ki dilediğine verir ve Allah'ın lütfu boldur, o her şeyi bilir."

Ayetin 1. cümlesi; “Ey inananlar, içinizden kim çıkar da dininden dönerse” dikkat buyurduysanız sokaklara döküp Filistin'i destekleyen gayrimüslimleri demiyor; inananlar diyor; yani bu Kur’an’a inananlar eğer dininizden dönerseniz, yani gemi gemi İsrail'e malzeme gönderirseniz, ülkenizde emperyalistlere üsler açarsanız ve o da bu destekler ile Gazze'de bebekleri öldürürse, dininizden dönmüş oluyorsunuz; çok net bir ibare değil mi?

Ayetin 2. cümlesi: “Allah onlara bedel yakında öyle bir kavim getirecektir ki O, onları sevecek, onlar da onu sevecek; o kavim, inananlara karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı yüce olacak.”

Yani Allah, o inandıklarını zannedip, İsrail'e malzeme tedarik edenlerin, hava ve kara sahasını siyonist rejime kullandıranların, Gazzeli mültecilerin sınırlarından içeriye girmesine izin vermeyenlerin yerine, direniş cephesini getirecek ve bu cephedeki onurlu yiğitler Allah'ı sevecekler, Allah da onları sevecek. Neden? Çünkü onlar, mazlum Gazze halkına yardım edecekler, ihtiyaçlarını giderip, silah temin edip, düşmana karşı direnmelerini sağlayacaklar ve bu direniş cephesi erleri aynı zamanda kâfirlere karşı da yüce ve dik duruşlu bir kavim olacaktır. Bunların da kim oldukları belli değil mi? Yetmiş iki fırkaya ayrılacak ümmetin içinde seçkin olan bunlar mı acaba? Başta İran İslam Cumhuriyeti olmak üzere, Yemen, Irak, Suriye ve bunlara mensup Kahraman direnişçiler, bu seçkin fırkanın mensuplarıdır. Bütün dünya bunun böyle olduğunu net bir şekilde görmektedir. Hatta düşman bile bu seçkin fırkanın üstünlüğünü âcizane bir şekilde itiraf etmektedir.

Ayetin 3 cümlesi: "Allah yolunda savaşacaklar ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmayacaklar. Bu, Allah'ın lütfu ve inayetidir ki dilediğine verir ve Allah'ın lütfu boldur, o her şeyi bilir."

Yani, büyük şeytan ABD'nin emperyalist İngiltere'nin ve siyonist İsrail'in kınama ve tehditlerinden korkmayarak Kızıldeniz'de emperyal çıkarları kızıla boyayacaklar bu yiğitler. Tünellerden kızıl laleler halinde açıp, Firavun kavmini boğacak bu yiğitler. Biz Muhammed (saa) ordusuyuz ve geri döndük deyip Hayber kapılarını sökecektir Hizbullahi yiğitler. Ve Allah bu inayeti ve lütfu emperyalist batının korkusu ile onların himayesi altına giren, topraklarında onların üslerini açan, Müslüman kılıklı korkaklara değil, emperyalizme karşı "Direnenlere" verecektir; hatta vermiştir.

Son olarak sizleri 5 Nisan 2024 tarihinde bulunduğunuz her yerde "Dünya Kudüs Günü" programlarına katılmaya davet ediyorum.