Ehlader Araştırma Bölümü
Tahzibu’l Ahkâm fi Şerhu’l Muknia, Şeyhu’t-Taife Muhammed b. Hasan Tusi (ö. 460)
.
Şeyhu’t-Taifa künyesiyle de bilinen Ebu Cafer Muhammed b. Hasan Tusi hk. 385 yılında Horasan’ın Tus şehrinde dünyaya geldi.[1] Yirmi üç yaşına kadar aldığı eğitim hakkında net bir bilgi olmasa da, o dönemde yönetimin Al-i Buye’de olması ve Şia âlimlerinin desteklenmesi ile Horasan, Kum ve Rey gibi şehirlerde İslami ilimlerin canlanmasından yola çıkarak Şeyh’in ilk eğitimini kendi beldesinde veya diğer şehirlerde aldığını tahmin edebiliriz. Şeyh hk. 408 yılında Bağdat’a gitmiştir.[2]
Şeyh’in yaşadığı yıllarda Bağdat, Abbasi hilafetinin başkenti ve İslam âleminin en önemli ilmi merkezi konumundaydı. Önemli ve büyük kütüphanelerin yanı sıra fıkhi, kelami ve diğer dini konularda söz sahibi âlimlerin Bağdat’ta bulunması, bu şehrin ilmi ve kültürel zenginliğini arttırıyordu.
Şeyh, dönemin Bağdat’ında Şii bölgelerinden olan Karh’da yaklaşık kırk yıl yaşadı. Bu dönem boyunca Şeyh Müfid gibi değerli şahsiyetlerin huzurundan faydalandı ve önemli eserlerini kaleme aldı. Hk. 448 veya 449 yılında fanatik Sünnilerle Şiiler arasında yoğunlaşan ihtilaflar sonrası Şeyh’in evi ve kütüphanesi ateşe verildi. Bunun üzerine Şeyh, o dönem metruk bir bölge olan Necef’e hicret etti[3] ve ömrünün sonuna kadar Necef’te yaşadı. On bir yıllık bu sürenin bereketiyle diğer âlim ve muhaddisler de bu şehire yönelip bin yıllık Necef havza ve medresesinin temelleri atıldı.
Şeyh Tusi hk. 460 yılında Necef’te vefat etti ve kendi vasiyeti gereği yaşadığı evde toprağa verildi.[4]
Şeyh’in üstadları arasından İmamiye’nin erkânı olarak bilinen Şeyh Müfid ve Şeyh Murtaza gibi şahsiyetlerden söz edebiliriz. Şüphesiz Şeyh, ilimdeki derinliğini ve değerli eserlerini bu iki üstadın terbiyesine borçludur. Şeyh yaklaşık beş yıl boyunca ve Şeyh Müfid’in vefatına kadar (hk. 413) onun huzurundan faydalandı ve daha sonra hk. 436’da Seyyit Murtaza’nın vefatına kadar Seyyid’in terbiyesine mazhar oldu.
Aynı asırda yaşayan Neccaşi, Şeyh’in yirmi üç eserine, Şeyh ise kendi şerh-i halinde kırk bir esere işarette bulunmuştur. Çeşitli kaynaklarda Şeyh Tusi’nin elliden fazla eserinin bulunması ise Necaşi’nin fihrist çalışması ve Şeyh’in şerh-i halden sonra yazdığı eserleri de ihtiva ettiğinden kaynaklı olabilir. Tehzib ve İstibsar adlı eserlerlerin yanı sıra Şeyh’in kelam ilminde “Telhisu’ş-Şafi”, “el-Mufassah ve’l Gaybe”, Tefsir alanında “Tibyan”, fıkıh alanında “Nihaye”, “Mabsut” ve “Hilaf”, usulde “el-İdde” ve rical ilmi kapsamında “Fihrist” ve “İhtiyar-i Marifetu’r-Rical” gibi önemli eserleri bulunmaktadır.[5]
Tehzibu’l Ahkâm 13988 rivayet, 393 bab ve 23 kitaptan oluşmuş ve on ciltte yayınlanmıştır.[6]
Şeyh Tusi’nin üstadı Şeyh Müfid, el-Mukni’a adlı eserde fıkhi görüşlerini herhangi bir rivayete işaret etmeden veya istidlal belirtmeden nakletmiştir. Öte yandan Şeyh Tusi gençlik yılları olan 25’li yaşlarda Bağdat’a geldiğinde muhalifler için bir kınama aracı haline gelen rivayetlerdeki çelişkilerle karşılaşmış ve bu durumu ıslah etmek için kendini sorumlu hissederek üstadının kitabını uygun bir başlangıç addetmiştir. Şeyh Tusi, üstadının kaleme aldığı el-Mukni’a adlı esere rivayi bir şerh mahiyetinde olan yani görüşlerin rivayetlerdeki delillerini açıklayan Tehzib adlı eseri 26 yaşında yazmaya başlamıştır.[7]
Tehzibu’l Ahkâm’ın Özellik ve Ayrıcalıkları
1- Kuleyni (sahih ölçülerini taşıyan hadisler) ve Şeyh Saduk’un (sadece veya fetvalar doğrultusunda olan hadisler) yöntemlerinin aksine Tehzib’de herhangi bir sınırlama olmaksızın rivayetlerin çoğu yer almaktadır. Bu açıdan Kâfi ve Men La Yahzur’e nazaran daha kapsamlıdır.
2- Şeyh katıldığı veya katılmadığı rivayetleri kısaltmaksızın nakletmek suretiyle fakihlerin veya hadis araştırmacılarının konuları daha derin incelemelerine olanak sağlamıştır. Öte yandan bu bize Masum İmamlar’ın (a.s) muhataplarının seviyesince verdikleri yanıtları, takiyye konusunu ve râvilerin ma’nen rivayet etmelerindeki hatalarını göstermektedir.
3- Şeyh Tusi, Şeyh Müfid ve Seyyid Murtaza gibi büyük üstatlardan edindiği ilimlerle hadis araştırmacıları için hadislere, öteden beri olagelen ve doğruluğu tartışılmayan davranışlar ve teamül metodu ve teville ilgili değerli bilgi ve tecrübeler aktarmaktadır.
.
Şeyh Tusî'nin Necef-i Eşref’teki kabri..
---------------------------------------