.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

Vakıa Suresi'nin Hatmi

Ayetullah Kazi Tabatabai, Ayetullah Ensari Hemedani, Ayetullah Behcet, Seyyid Haşim Haddad gibi büyük ariflerin bu konudaki önemli tavsiyesi:

Rızkın bollaşması ve diğer önemli hacetler için Vakıa suresini özel bir program dâhilinde okumak, tecrübe edilmiş ve sonuç alınmış bir ameldir.

Uygulama şekli şöyledir:

Pazartesi ile başlayan Kameri ayın birinden on dördüne kadar gün sayısına orantılı olarak Vakıa suresi okunur; şöyle ki abdestli bir şekilde ve Kıble’ye dönerek birinci günde bir defa ikinci günde iki defa, üçüncü günde üç defa ve bu şekilde devam eder. Bilahare on dördüncü günde on dört defa okur.

Her gün sureyi okuyup bitirdikten sonra ise şu duayı okur:

يا مُسَبِّبَ الاَسْبابِ وَ يا مُفَتِّحَ الاَبْوابِ اِفْتَحْ لَنا الْاَبْوابَ وَ يَسِّرْ عَلَيْنَا الْحِسابَ وَ سَهِّلْ عَلَيْنَا الْعِقابَ [الصِّعابَ]، اللَّهُمَّ إِنْ كَانَ رِزْقِي و رِزْقُ عِیالي فِی السَّمَاءِ فَأَنْزِلْهُ وَ إِنْ كَانَ فِي الْأَرْضِ فَأَخْرِجْهُ وَ إِنْ كَانَ فِي الْأَرْضِ بَعِيداً فَقَرِّبْهُ وَ إِنْ كَانَ قَرِيباً فَيَسِّرْهُ وَ اِنْ كانَ يَسِيراً فَكَثِّرْهُ وَ اِنْ كانَ كَثِيراً فَخَلِّدْهُ وَ اِنْ كانَ مُخَلَّداً فَطَيِّبْهُ وَ اِنْ كانَ طَيِّباً فَبارِكْ لي فيهِ وَ اِنْ لَمْ يَكُنْ يا رَبِّ فَكَوِّنْهُ بِكَيْنُونِيَّتِكَ وَ وَحْدانِيَّتِكَ اِنَّکَ عَلی کُلِّ شَیْءٍ قَدیرٌ وَ اِنْ كانَ عَلي اَيْدِي شِرارِ خَلْقِکَ فَانْزِعْهُ وَانْقُلْهُ اِلَيَّ حَيْثُ اَكونُ وَ لا تَنْقُلْنِي اِلَيهِ حَيْثُ يَكُونُ

YÂ MÜSEBBİBEL-ESBÂBİ VE YÂ MÜFETTİHEL-EBVÂBİ İFTEH LENEL-EBVÂBE VE YESSİR ALEYNEL-HESÂBE VE SEHHİL ALEYNEL-İGÂBES-SİÂBE.  ALLAHUMME İN KÂNE RİZGÎ VE RİZGU İYÂLÎ FİSSEMÂİ FE-ENZİLHU VE İN KÂNE FİL-ARZİ FE-EHRİCHU VE İN KÂNE FİL-ARZİ BEİDEN FE-GERRİBHU VE İN KÂNE GERİBEN FE-YESSİRHU VE İN KÂNE YESÎREN FE-KESSİRHU VE İN KÂNE KESÎREN FE-HELLDİDHU VE İN KÂNE MUHALLEDEN FE-TAYYİBHU VE İN KÂNE TAYYİBEN FE-BÂRİK LÎ FİHİ VE İN LEM-YEKUN YÂ RABBİ FE-KEVVİNHU Bİ-KEYNUNİYYETİKE VE VEHDÂNİYYETİKE. İNNEKE ALÂ KULLİ ŞEY’İN GEDİR. VE İN KÂNE ALÂ EYDÎ ŞİRÂRİ HALGİKE FE-ENZİ’HU VENGULHU İLEYYE HEYSU EKUNU VE LÂ TENGULNÎ İLEYHİ HEYSU YEKUNU.

Tercüme:

“Ey sebepleri var eden! Ey kapıları açan! Kapıları bizim için aç; hesabı bizim için kolaylaştır; zorluklara tahammülü bize müyesser eyle. Allah’ım! Benim ve ailemin rızkı eğer gökte ise, onu indir, yerde ise onu ortaya çıkar; eğer yerde (bizden) uzak ise, onu yakınlaştır; yakın ise kolaylaştır; kolay ise bollaştır-çoğalt; bol ise, sürekli hale getir; sürekli ise hoş ve temiz bir hale getir; hoş ve temiz ise onu benim için mübarek ve bereketli kıl. Ey Rabbim! Eğer o rızık şu an mevcut değilse, onu kendi varlığınla ve vahdaniyetinle icat eyle. Şüphesiz sen her şeye kadirsin. Eğer o rızık mahlukatından kötü birilerinin elinde ise, onu onun elinden çıkarıp benim bulunduğum yerde bana intikal ettir. Beni onun bulunduğu yere taşıma.”

Bu on dört gün arasındaki Perşembe günlerinde ise yukarıdaki duaya ilaveten şu duayı da okur:

يا ماجِدُ يا واحِدُ، يا جَوادُ يا حَليمُ، يا حَنّانُ يا مَنّانُ يا كَريمُ، اَسْئَلُكَ تُحْفَةً مِنْ تُحَفاتِكَ تَلُمُّ بِها شَعْثى، وَ تَقْضى بِها دَيْنى، وَ تُصْلِحُ بِها شَأْنى بِرَحْمَتِكَ يا سَيِّدى. اَللَّهُمَّ اِنْ كانَ رِزْقى فِى السَّماءِ فَاَنْزِلْهُ، وَ اِنْ كانَ فِى الاَرْضِ فَاَخْرِجْهُ، وَ اِنْ كانَ بَعيداً فَقَرِّبْهُ، وَ اِنْ كانَ قَريباً فَيَسِّرْهُ، وَ اِنْ كانَ قَليلاً فَكَثِّرْهُ، وَ اِنْ كانَ كَثيراً فَبارِكْ لى فيهِ، وَ اَرْسِلْهُ عَلى اَيْدى خِيارِ خَلْقِكَ، وَ لا تُحْوِجْنى اِلى شِرارِ خَلْقِكَ، وَ اِنْ لَمْ يَكُنْ فَكَوِّنْهُ بِكَيْنُونِيَّتِكَ (بِكَيْنُونَتِكَ) وَ وَحْدانِيَّتِكَ. اَللًّهُمَّ انْقُلْهُ اِلَىَّ حَيْثُ اَكُونُ، وَ لا تَنْقُلْنى اِلَيْهِ حَيْثُ يَكُونُ، اِنَّكَ عَلى كُلِّ شَىْءٍ قَديرٌ، يا حَىُّ يا قَيُّومُ يا واحِدُ يا مَجيدُ يا بَرُّ يا كَريمُ يا رَحيمُ يا غَنِىُّ، صَلِّ عَلى مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ وَ تَمِّمْ عَلَيْنا نِعْمَتَكَ، وَ هَیِّنَا [هَنِّئْنا-هَيِّئْنا] كَرامَتَكَ وَ اَلْبِسْنا عافِيَتَكَ

YÂ MÂCİDU, YÂ VÂHİDU, YÂ CEVÂDU, YÂ HALİMU, YA HANNÂNU, YÂ MENNÂNU, YÂ KERÎMU, ES’ELUKE TUHFETEN  MİN TUHEFÂTİKE TELUMMU BİHÎ ŞE’SÎ VE TEGZÎ BİHÂ DEYNÎ VE TUSLİHU BİHÂ ŞE’NÎ, Bİ-RAHMETİKE YÂ SEYYİDÎ. ALLAHUMME İN KÂNE RİZGÎ FİS-SEMÂİ FE-ENZİLHÛ VE İN KÂNE FİL-ARZİ FE-AHRİCHU VE İN KÂNE BEİDEN FE-GARRİBHU VE İN KÂNE GARİBEN FE-YESSİRHU VE İN KÂNE GALÎLEN FE-KESSİRHU VE İN KÂNE KESÎREN FE-BÂRİK LÎ FÎHİ VE ERSİLHU ALÂ EYDİ HİYÂRİ HALGİKE VE LÂ TEHVİCNÎ İLÂ ŞİRÂRİ HALGİKE. VE İN LEM YEKUN FE-KEVVİNHU Bİ-KEYNUNİYYETİKE VE VEHDÂNİYYETİKE. ALLAHUMME UNGULHU İLEYYE HEYSU EKUNU VE LÂ TENGULNÎ İLEYHİ HEYSU YEKUNU. İNNEKE ALÂ KULLİ ŞEY’İN GADİR. YÂ HAYYU YÂ GAYYUMU, YÂ VAHİDU, YÂ MECÎDU, YÂ BERRU, YÂ KERÎMU, YA RAHÎMU, YA ĞANİYYU, SALLİ ALÂ MUHAMMEDİN VE ÂL-İ MUHAMMEDİN VE TEMMİM ALEYNÂ Nİ’METEKE VE HEYYİNNÂ-HENNİ’NÂ KERÂMETEKE VE ELBİSNA ÂFİYETEKE.

Tercüme:

“Ey Yüce! Ey yegâne! Ey cömert! Ey hilim sahibi! Ey şefkatli! Ey çok nimet veren! Ey kerem sahibi! Tuhfelerinden öyle bir tuhfeyi bana lütfetmeni istiyorum ki onunla dağınıklığımı toplayasın; borcumu eda edesin, durumumu düzeltip ıslah edesin; kendi rahmetinle ey benim Efendim! Allah’ım! Benim rızkım eğer gökte ise, onu indir, yerde ise, onu ortaya çıkar; eğer uzak ise, onu yakınlaştır; yakın ise, kolaylaştır; az ise, bollaştır-çoğalt; çok ise, onu benim için mübarek ve bereketli kıl. Mahlûkatının iyilerinin eliyle onu (bana) gönder ve beni mahlûkatının kötülerine muhtaç kılma. Eğer o rızık şu an mevcut değilse, onu kendi varlığınla ve vahdaniyetinle icat eyle. Allah’ım! Onu benim bulunduğum yerde bana intikal ettir; beni onun bulunduğu yere taşıma. Şüphesiz sen her şeye kâdirsin. Ey diri! Ey varlıkları ayakta tutan! Ey yegâne! Ey yüce! Ey iyilik ehli! Ey kerem sahibi! Ey çok merhametli! Ey ihtiyaçsız-ganî! Muhammed ve Âl-i Muhammed’e salat eyle ve nimetini bize tamamla; kerametini bize müheyya kıl-mutluluk vesilesi kıl ve afiyet (libasını) bize giyindir.”

İltimas-ı Du'a