.
.
Ehlader Araştırma Bölümü
Kadir Akaras
Gençlikte Karşılaşılan Tehlikeler ve Ahlakî Sınavlar
Gençlik dönemi, insana büyük nimetler ve potansiyeller sunmakla birlikte, aynı zamanda en fazla tehlikenin de bulunduğu bir dönemdir. Çünkü bu çağda insanın iç dünyasında arzular coşar, duygular yönlendirilmeyi bekler, düşünceler ise henüz yeterince olgunlaşmamıştır.
Bu yüzden, gençlik hem yükselişin hem de çöküşün eşiğidir.
Hz. Ali (a.s), gençlerin karşı karşıya oldukları ahlakî sınavlara dikkat çekerek şöyle buyurur:
“Genç, hevesinin peşinden gider, arzusu onu çeker, aklı ise henüz kemale ermemiştir.” [19]
Bu söz, gençliğin en büyük tehlikesinin düşünmeden arzulara teslim olmak olduğunu göstermektedir.
1. Nefsânî Arzular ve Şehvet
Gençlik döneminde en güçlü dürtülerden biri cinsî arzudur. Bu doğal eğilim, kontrol altına alınmazsa, kişiyi hem ahlaki hem ruhsal çöküşe sürükleyebilir.
Hz. Ali (a.s) şöyle buyurur:
“Nefsini dizginlemeyen, düşmanını kendi elinle beslemiş olur.” [20]
Aynı şekilde, Peygamber Efendimiz (s.a.v) gençlere evliliği tavsiye ederek şöyle buyurmuştur:
“Ey gençler topluluğu! İçinizden evlenmeye gücü yeten evlensin; çünkü evlilik gözü haramdan korur, iffeti güçlendirir.” [21]
Bu sözler, gençliğin kendini koruma disiplini kazanması gerektiğini vurgular.
2. Duygusal Aşırılıklar
Gençler, sevinçte coşkulu, üzüntüde yıkılmış, öfkede taşkın olabilirler. Bu duygusal dalgalanmalar, eğer dengeye oturtulmazsa kişiyi yanlış kararlar almaya iter.
Hz. Ali (a.s) buyurur:
“Öfke, deliliğin bir türüdür. Sahibine pişmanlık getirir.” [22]
“Kendine hâkim ol; zira öfkenin sonu pişmanlıktır.” [23]
Dolayısıyla gençlikte sabır ve itidal eğitimi, karakter terbiyesinin temel unsurudur.
3. Kibir ve Gurur
Genç, enerjisi ve başarısıyla kendine güven duyar; bu güven bazen gurura dönüşür.
Hz. Ali (a.s) bu konuda şöyle uyarır:
“Kendini beğenenin aklı azalır.” [24]
Gençlik döneminde, insan kendi doğrularına körü körüne bağlanmamalı, eleştiriyi dinlemeyi öğrenmelidir. Aksi hâlde, bilgisiz bir özgüven, hakikate engel olur.
4. Boş Zamanın İsrafı
Gençler çoğu zaman zamanlarının değerini bilmezler. Hâlbuki İslam düşüncesinde “boş vakit” büyük bir imtihan sayılmıştır.
Hz. Ali (a.s) şöyle buyurur:
“Fırsatlar bulutlar gibi geçer; geçmeden önce yakala.” [25]
“Kendini faydalı işlerle meşgul et ki, boşluk seni meşgul etmesin.” [26]
Bu öğüt, gençliğin en kıymetli sermayesinin zaman olduğunu ortaya koyar.
5. Kötü Arkadaşlık ve Etki Altında Kalma
Genç, çevresinden en fazla etkilenen insandır. Bu nedenle arkadaş çevresi, onun ahlakını şekillendiren başlıca unsurdur.
Hz. Ali (a.s) şöyle buyurur:
“İnsan, dostunun dini üzeredir; o hâlde kiminle dost olduğuna dikkat et.” [27]
“Kötü arkadaş, zehirli yılan gibidir; onunla birlikte yürüyen, mutlaka zarar görür.” [28]
Gençliğin korunması, iyi dostluklar ve sağlıklı bir toplumsal çevre ile mümkündür.
6. Hayalcilik ve Gerçeklerden Uzaklaşma
Gençler çoğu zaman büyük hayaller kurar, ama bu hayaller bazen gerçeklikten kopuk olur. Hz. Ali (a.s), hayali arzulardan sakındırarak şöyle buyurur:
“Uzun emeller, aklı kör eder; ölümü unutturur.” [29]
Bu uyarı, gençlerin hedeflerini ölçülü ve gerçekçi biçimde belirlemeleri gerektiğini gösterir.
Hayal, imanla ve çabayla birleştiğinde güç kaynağı olur; ama gafletle birleştiğinde tembelliğe dönüşür.
7. İsyankârlık ve Otoriteye Karşı Tavır
Gençlik döneminde insan, özgürlük arayışıyla birlikte bazen otoriteye başkaldırma eğilimindedir. Bu da ebeveynlerle veya toplumsal kurallarla çatışmaya neden olabilir.
Hz. Ali (a.s) şöyle buyurur:
“Babanın sözüne saygı duymayan, halkın sözüne de kulak vermez.” [30]
Bu ifade, itaatin körü körüne değil, aklın rehberliğinde ve saygı sınırları içinde olması gerektiğini vurgular.
Bu Tehlikelerden Kurtulmanın Yolu
İmam Ali (a.s), gençlerin kurtuluşunu üç temel ilkeye bağlar:
1. Kendini Tanıma (Marifetü’n-nefs):
“Kendini bilen, Rabbini bilir.” [31]
Genç, nefsini tanıdıkça hem arzularını hem de sınırlarını fark eder.
2. Takvâ ve İman:
“Takvâ, kalbi koruyan bir zırhtır.” [32]
Takvâ, gençliği günahın ateşinden koruyan manevi bir kalkandır.
3. Salih Arkadaş ve Bilge Rehber:
“Salih dost, seni cennete götüren bir yoldur.” [33]
Bu yüzden gençlerin kendilerinden daha bilge, daha deneyimli kimselerle dostluk kurması önemlidir.
Gençliğin Değeri ve Değerlendirilmesi
Gençlik, Allah’ın insana verdiği en kıymetli nimetlerden biridir. Çünkü bu dönemde insan, hem fiziksel hem zihinsel hem de ruhsal bakımdan en yüksek kapasiteye ulaşır.
Bu sebeple, dinî öğretilerde gençlik “emanet” olarak görülür; korunması ve doğru değerlendirilmesi istenir.
Hz. Ali (a.s) şöyle buyurur:
“Gençlik fırsatı, ömür nimetlerinin en değerlisidir. Kim onu boş geçirirse, ömrünün geri kalanı da pişmanlık olur.” [34]
Yine başka bir yerde şöyle buyurur:
“Ömrün en iyi dönemi gençliktir; çünkü bu çağda güç, akıl ve irade bir aradadır.” [35]
1. Allah Katında Gençliğin Değeri
Hadislerde, genç yaşta iman edip ibadete yönelen kimseler övülmüştür. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Yedi sınıf insan vardır ki, Allah onları Arşının gölgesinde gölgelendirir... Bunlardan biri de, Rabbine ibadet ederek yetişen gençtir.” [36]
Bu hadis, imanla yoğrulmuş bir gençliğin, Allah katında ne kadar yüce bir makama sahip olduğunu gösterir.
İmam Ali (a.s) de aynı anlamda şöyle buyurur:
“Gençliğinde ibadete yönelenin kalbi, Allah sevgisiyle doludur.” [37]
Gençlikte yapılan amellerin değeri, yaşlılıktaki amellerden kat kat fazladır; çünkü genç, arzuların ve nefsin en güçlü olduğu bir zamanda Allah’a yönelmektedir.
2. Peygamber’in Gençlere Yaklaşımı
Hz. Muhammed (s.a.v), gençlerle özel bir sevgi ve güven ilişkisi kurmuştur. Onları büyük görevlerle sorumlu tutmuş, potansiyellerine inanmıştır.
O, İslam’ın ilk yıllarında en yakın yardımcılarını gençlerden seçmiştir:
- Hz. Ali (a.s) – henüz on yaşındayken İslam’ı ilk kabul eden erkek,
- Mus’ab b. Umeyr – Medine’ye gönderilen ilk öğretmen,
- Usame b. Zeyd – 18 yaşında ordu komutanı,
- İbn Abbas, Enes b. Malik, Zeyd b. Sabit gibi gençler de onun yanında yetişmişlerdir.
Peygamber (s.a.v) şöyle buyurur:
“Gençleri hor görmeyin; çünkü onların kalbi saf, akılları öğrenmeye hazırdır.” [38]
Yine buyurur:
“Allah, genç bir kulunun kendisini günahlardan koruduğunu gördüğünde, meleklerine onunla övünür.” [39]
Bu hadisler, gençlerin sadece geleceğin değil, imanın bugünkü taşıyıcıları olduğunu ortaya koyar.
3. İmam Ali ve İmamlar’ın Gençlere Yaklaşımı
İmam Ali (a.s), gençleri toplumun umudu ve gücü olarak görmüştür. Onlara hem manevî hem de ahlâkî sorumluluklar yüklemiştir.
Oğlu Hasan’a hitaben şöyle der:
“Oğlum! Kalbin henüz taze ve ruhun yeni iken, sana bilgi ve öğüt vermekte acele ettim. Çünkü kalp, taze toprağa benzer; ne ekilirse onu verir.” [40]
Bu söz, gençlerin eğitimi için zamanlamanın önemine işaret eder.
İmam Ali (a.s), gençleri rehberlikten mahrum bırakmanın topluma vereceği zararı da şöyle dile getirir:
“Gençleri eğitimsiz bırakmak, ekilmemiş toprak gibidir; sonunda yabani otlar biter.” [41]
Yani, gençliğin doğru rehberlikle yönlendirilmemesi, toplumun geleceğinde bozulmaya yol açar.
4. Gençliğin Toplumsal Rolü
Gençler, toplumun yenileyici gücüdür. Onların dinamizmi olmadan bir milletin diriliği kalmaz.
İmam Ali (a.s) bu konuda şöyle buyurur:
“Bir milletin diriliği, gençlerinin gayretiyle olur; çöküşü ise gençlerinin tembelliğiyle başlar.” [42]
Bu anlayışa göre, gençliğin görevi sadece kendini geliştirmek değil, toplumu inşa etmektir.
Hz. Ali (a.s), gençleri adalet, ilim ve cesaret alanlarında aktif olmaya çağırmıştır. Onun hayatında da gençler her zaman ön saflarda yer almışlardır.
5. Gençliğin Manevî Sorumluluğu
Gençlik, sadece fiziksel bir dönem değil, ruhsal bir imtihan sahasıdır.
Bu dönemde yapılan her işin hem dünyevî hem uhrevî değeri büyüktür.
Hz. Ali (a.s) buyurur:
“Gençliğinde Allah’tan korkan kimse, yaşlılığında O’nun rahmetinden emin olur.” [43]
“Kim gençliğini itaatle geçirirse, Allah onun yaşlılığını nurla doldurur.” [44]
Dolayısıyla gençlik, sadece bir “haz dönemi” değil, insanın ebedî hayatını belirleyen ana evredir.
6. Gençliğin Değerini Bilmenin Önemi
İmam Ali (a.s), insanın sahip olduğu nimetleri ancak kaybedince fark ettiğini söyler:
“İki nimet vardır ki, çoğu insan onların değerini ancak kaybedince anlar: sağlık ve gençlik.” [45]
Bu uyarı, gençliğin her anının bilinçli şekilde değerlendirilmesi gerektiğini gösterir.
Çünkü bu dönem geri dönmez; ancak doğru yaşanırsa ömür boyu bereket kaynağı olur.
7. Gençlikte İlim ve İbadet
Gençliğin en büyük sermayesi, öğrenme gücü ve ruhsal canlılıktır.
İmam Ali (a.s) şöyle buyurur:
“Gençlikte ilim öğrenmek, taşa kazı yapmak gibidir.” [46]
“Yaşlılıkta öğrenmek ise su üzerine yazı yazmak gibidir.” [47]
Bu benzetme, gençlikte öğrenmenin kalıcı etkisini vurgular.
Yine buyurur:
“Allah’a gençliğinde ibadet eden, ihtiyarlığında da nurlanır.” [48]
Böylece İmam Ali (a.s), gençliği ilmin ve ibadetin inşa dönemi olarak tanımlar.
Sonuç
İmam Ali (a.s) ve diğer masum imamların öğretilerine göre gençlik:
- İlahi bir emanet,
- Toplumsal bir güç,
- ve ruhî bir imtihan dönemidir.
Bu çağda insan, ya ömrünün en yüksek zirvesine ulaşır ya da gafletle en büyük fırsatını kaybeder.
Bu nedenle İmam Ali (a.s) gençleri daima bilgiyle donanmaya, nefsini tanımaya ve imanla yaşlanmaya çağırmıştır.
“Gençliğini iyi değerlendiren, yaşlılığını huzurla geçirir; dünyasını düzenleyen, ahiretini kaybetmez.” [49]
Sonuç ve Değerlendirme
Gençlik, insan hayatının en hassas ve en üretken dönemidir. Bu çağda kazanılan düşünce, inanç, alışkanlık ve değerler, genellikle kişinin bütün ömrüne yön verir.
Dolayısıyla, gençliğin eğitimi yalnızca bireysel bir mesele değil; toplumun geleceğini belirleyen bir stratejik görevdir.
Hz. Ali (a.s), bireyin ve toplumun ıslahında gençliğe büyük önem atfeder. Ona göre, gençlerin eğitimi geciktirilemez bir görevdir; çünkü kalp henüz tazeyken, doğruluk ve hikmet tohumları daha kolay filizlenir.
“Gençlikte öğrenmek, yaşlılıkta fayda verir; yaşlılıkta öğrenmekse, zahmet getirir.” [50]
* * *
Gençliğin Eğitimi
Gençlerin eğitimi üç yönlü olmalıdır: aklî, ahlâkî ve ruhî.
İmam Ali (a.s) bu konuda şu ilkeleri belirtmiştir:
1. Bilgiyle Aydınlanma:
“Bilgi, aklın hayatıdır; cahillik, ölümüdür.” [51]
Gençler, bilginin rehberliğinde doğru düşünmeyi öğrenmelidir.
2. Ahlakî Temizlik:
“Ahlak, insanın dışındaki süs değil, içindeki nurdur.” [52]
Genç, davranışlarını inançla uyumlu hâle getirmelidir.
3. Ruhî Dayanıklılık:
“Sabır, imanın başıdır.” [53]
Ruhsal eğitim olmadan bilgi ve ahlak kalıcı olmaz.
Bu üç temel, gençliği karakterli, dengeli ve üretken bireyler hâline getirir.
* * *
Gençliğin Toplumsal Etkileri
Toplumların ilerlemesi, gençlerinin bilinç düzeyiyle doğru orantılıdır.
Hz. Ali (a.s) şöyle buyurur:
“Toplum, gençlerinin himmetiyle dirilir; tembelliğiyle çöker.” [54]
Bu anlayış, gençliğin yalnızca gelecek kuşak değil, şimdinin aktörü olduğunu gösterir.
Gençlerin bilim, sanat, siyaset ve dinî alanlarda aktif rol almaları, toplumu diri tutar.
İmam Ali (a.s) gençleri toplumun yenilenme gücü olarak görmüş, onların potansiyelini bastırmayı değil, rehberlikle geliştirmeyi tavsiye etmiştir.
“Gençleri susturma; onların dili, geleceğin sesidir.” [55]
* * *
Gençlik ve Modern Çağ
Günümüz dünyasında gençler, tarih boyunca görülmemiş kadar yoğun bir bilgi akışı ve kültürel karmaşayla karşı karşıyadır.
Bu nedenle İmam Ali’nin (a.s) öğretileri, modern gençlik eğitimi için de zamansız bir rehber niteliğindedir.
- Tüketim ve haz kültürü gençlerin ruhunu köreltirken, İmam Ali “nefsine hâkim olmayı” öğretir.
- Bilgi kirliliği çağında, “hikmet” arayışı bir korunma yoludur.
- Kimlik bunalımı yaşayan modern genç için ise “kendini tanımak”, yani marifetü’n-nefs, en temel çözümdür.
“Kendini tanıyan, yönünü şaşırmaz.” [56]
Bu bakımdan, İmam Ali’nin gençliğe dair sözleri, sadece dinî nasihat değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyolojik bir denge öğretisidir.
* * *
Gençliğin Kaybedilmemesi İçin Tavsiyeler
İmam Ali (a.s)’ın gençlik üzerine öğütlerinden çıkan temel ilkeler özetle şöyledir:
1. Zamanı Değerlendir:
“Fırsat, bulut gibi geçer; yakalayabilen kazanır.” [57]
2. Nefsine Hâkim Ol:
“Kendini yönetemeyen, başkasını da yönetemez.” [58]
3. Bilgiyi ve Hikmeti Ara:
“Bilgi, insanı süsler; cehalet, onu maskara eder.” [59]
4. İyi Dostlar Edin:
“Salih arkadaş, seni Allah’a yaklaştırır.” [60]
5. Amaçsız Yaşama:
“Hedefsiz insan, dalgalarla sürüklenen gemi gibidir.” [61]
Bu ilkeler, gençliği hem bireysel huzura hem de toplumsal faydaya yöneltir.
* * *
Sonuç: Gençliğin Anlamı
İmam Ali (a.s)’ın sözlerinde gençlik, sadece biyolojik bir evre değil, imanla şekillenen bir bilinç hâlidir.
Bu dönemi hakkıyla değerlendiren kişi, hayatının geri kalanında da huzur içinde olur.
“Gençliğini kaybetmeden önce onu değerlendir; çünkü o, gölge gibi gelir ve gider.” [62]
“Allah, gençliğini itaatle süsleyene, yaşlılığını nurla donatır.” [63]
Dolayısıyla gençlik, dünyada dirilişin, ahirette kurtuluşun anahtarıdır.
Hz. Ali (a.s)’ın ifadesiyle:
“Gençliğini koruyan, ömrünü kurtarır.” [64]
* * *
Genel Değerlendirme
İmam Ali (a.s) ve Ehl-i Beyt’in öğretilerinde gençlik,
- imanın en sağlam temeli,
- ahlakın inşa çağı,
- ve toplumun diriliş umudu olarak görülmüştür.
Bu bakış, gençliğe sadece öğüt değil, güven de sunar.
Zira İslam düşüncesine göre genç, potansiyel bir risk değil; Allah’ın en güzel projesidir.
Son söz:
“Gençlik, geçici bir mevsimdir; ama bu mevsimde ekilen iman ve ilim tohumları, ebediyete kadar meyve verir.”
- - - - - - - - - - - - -
Kaynakça
1. فیض الاسلام، Nehcü’l-Belâğa (Feyzü’l-İslam Nehcü’l-Belâğa Şerhi), s. 1800.
2. آقاجمال خوانساری، Şerh-i Guraru’l-Hikem ve Duraru’l-Kelim, c. 7, s. 171.
3. Kur’an-ı Kerim, Kasas Suresi, 77. Ayet.
4. Şeyh Sadûk, Ma‘ânî’l-Ahbâr, s. 325.
-
Kuleynî, el-Kâfî, c. 2, s. 87.
-
فیض الاسلام، Nehcü’l-Belâğa, Mektup 31.
-
Kur’an-ı Kerim, Rûm Suresi, 54. Ayet.
-
فیض الاسلام، Nehcü’l-Belâğa, Hikmet 83.
-
İbn Ebî’l-Hadîd, Şerh-u Nehcü’l-Belâğa, c. 20, s. 337.
-
فیض الاسلام، Nehcü’l-Belâğa, Mektup 31.
-
Şeyh Abbas Kummî, Sefînetü’l-Bihâr, c. 2, s. 176.
-
Kur’an-ı Kerim, Hadîd Suresi, 16. Ayet.
-
فیض الاسلام، Nehcü’l-Belâğa, Mektup 31.
-
Celâleddîn Muhammed Mevlânâ, Mesnevî-i Ma‘nevî, 2. Defter.
-
Meclisî, Bihârü’l-Envâr, c. 74, s. 173.
-
فیض الاسلام، Nehcü’l-Belâğa, Mektup 31.
-
Aynı kaynak.
-
Şeyh Tûsî, el-Gaybe, s. 476.
-
Meclisî, Bihârü’l-Envâr, c. 23, s. 236.
-
فیض الاسلام، Nehcü’l-Belâğa, Mektup 31.
-
Aynı kaynak, Hikmet 206.
-
Aynı kaynak, Mektup 31.
-
Aynı kaynak.
-
“Cehalet” kelimesi iki anlamda kullanılır: biri aklın zıddı olarak sefahat ve ahmaklık, diğeri bilginin zıddı olarak bilgisizlik anlamındadır. Burada kastedilen ikinci anlamdır.
-
Temîmî Âmedî, Tasnîfü Gurari’l-Hikem ve Durari’l-Kelim, s. 76, Hadis 1197.
-
فیض الاسلام، Nehcü’l-Belâğa, Mektup 31.
-
Aynı kaynak.
-
İbn Ebî’l-Hadîd, Şerh-u Nehcü’l-Belâğa, c. 20, s. 333, Hadis 817.
-
Şeyh Tûsî, el-Emâlî, s. 303, Hadis 604.
-
Kutb Ravendî, en-Nevâdir, s. 18.
-
Şeyh Tûsî, Tehzîbü’l-Ahkâm, c. 8, s. 111, Hadis 30.
-
Temîmî Âmedî, Tasnîfü Gurari’l-Hikem ve Durari’l-Kelim, s. 66, Hadis 875.
-
فیض الاسلام، Nehcü’l-Belâğa, Mektup 31.
-
İbn Ebî’l-Hadîd, Şerh-u Nehcü’l-Belâğa, c. 20, s. 333.
-
فیض الاسلام، Nehcü’l-Belâğa, Hutbe 110.
-
Aynı kaynak, Hutbe 191.
-
Aynı kaynak, Hutbe 97.
-
Aynı kaynak, Mektup 31.
-
Aynı kaynak, Hutbe 157.
-
Aynı kaynak, Hutbe 161.
-
Aynı kaynak, Hutbe 192.
-
Aynı kaynak, Mektup 31.





