.
.
"Sınırı kabul etmiyorum" diye İran'a savaş açtığını ilan eden konuşmasında öyle kudretli görünüyordu ki.
Haklıydı da!
ABD tam destek vermiş, Avrupa istihbarat dosyasını sunmuş, Körfez monarşileri "parada sorun yok" çeki vermişlerdi...
Hürremşehr'i aldığında ağzında purosu ile poz vermişti. "Güçlü Irak"ı temsil ediyordu; Saray, el öpenlerle doluydu.
Derken, sekiz haftanın sekiz aya evrildiğine anlam vermese de sekiz yılı asla aklından bile geçirmemişti. Hürremşehr'in geri alındığı tarihi bile unutmuştu artık. Batmıştı, kımıldadıkça daha da...
Emperyalizm, tefeci gibidir. Eli elinize değdiğinde artık zor kurtulursunuz. Onlar geriye çekildikçe, Saddam uyuşturucu bağımlısı davranış şekliyle yalvarıyordu; biraz daha silah!
"İngiliz oyunu" en ölümcül darbeyi "Bırak dinlenmeyi artık! Vakit tamamdır Kuveyt'i işgal et, arkandayız"a inandırarak vurdu bu kez.
Hem zaten Kuveyt dediğin, Irak toprağı değil miydi?!
(Bu sözü iyi tanıyın: "O topraklar sizindir!"
Bunun üzerinden döner büyük dolaplar çünkü. Ulus Devlet cetvelini tutanlar, yüzyıl sonrasına da hesap ehlidir. Bu coğrafyada her ülkenin içinde komşusundan toprak isteyen bir damar mutlaka vardır. Olmasa bile vardır. Çünkü var olması lazım.)
Sabahın erken saatlerinde ajanslara düşen haber, ilgili başkentlerin bildiği olsa da bölgenin halkları, Saddam'ı kışkırtan İngiliz yetkililerinin bu sefer de Kuveyt'e "Arkanızdayız, işgal kabul edilemez!" dediğini nerden bilecekti.
Biraz beklediler tabi. Kuveyt, iyice tedirgin olunca devreye girdiler. Saddam, kirli mendil olduğunu anlayıp sarayında krize girdiğinde, vakitte geçmiş oldu. "İsrail'e füze atacağım" tehditi, boş duvarlarda yankılanıyordu.
Bu arada Kuveyt'e "kurtarıcı" olarak girenler, ekonomi uzmanlarına da uçakta yer ayırmışlardı. Bütün masraflarını aldılar o ayrı, hâlâ devam eden haraç ta ayrı...
Saddam, sonrasında bildiğiniz gibi logar çukurundan yürüdü idam sehpasına...
Niye anlattım bunları?
Ne ilgisi var günümüzle?
Hafızayı beşer, nisyân ile malüldür. (İnsan hafızası unutmasıyla meşhurdur) atasözüne istinaden olsa gerek.
Birey, toplum, devlet... Her üçü içinde geçerlidir; önce kendinize güvenin. Dostlarınızı iyi seçin. Kimseyi küçümsemeyin. Konuşmalarınıza dikkat edin. Komşularınızı elin eline vermeyin.
Hele ele tokmak, hiç olmayın.
Ali Tünay
.