Bugünkü konuğumuz uzun yıllar medya alanında çalışmaları ile tanınan Yazar-Gazeteci Banu Avar.

.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

.

Başta ülkemiz ve bölgemizi oldukça yakından ilgilendiren belki de özelde Batı Asya’ya genelde de tüm dünyaya yön verecek olan Aksa Tufanı Harekâtı ile ilgili konunun ehli uzmanlar ile röportajlar hazırladık.

 * * *

- Banu Hocam Büyük Ortadoğu Projesi: Siyonistler ve batılı devletler bunun neresinde?

.

Banu Avar: BOP bugünleri anlamak açısından önemli.. Aslında

1995 yılında RAND adlı Amerikan kuruluşunun içinde bir bölüm açılmıştı. ABD dışişlerinin bağlantılı olduğu bu önemli kurum bünyesindeki bölümün adı: ‘GENİŞLETİLMİŞ ORTADOĞU’ bölümüydü. Buna göre Amerika Birleşik Devletleri’nin hayati çıkarları Hindistan’dan Atlantik kıyılarına kadar olan bölgeyi denetimde tutmasına bağlıydı. Ve RAND şirketi bu alanlarda istihbarat ve saha çalışmalarını en üst düzeye taşıyacaktı..

2000 yılında Başkan George Bush “Büyük Ortadoğu girişimi” ilk kez söyledi. hedef Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde Amerika’nın çıkarlarına uygun adımların hayata geçirilmesiydi..  Önemli aktörlerden biri tabii ki İsrail idi..

İşgal altındaki Filistin topraklarında katliam ve soykırım süregiderken dünya seyirci. Aslında bu topraklarda 75 yıldır oluk oluk kan akıyor.

Ve dünyanın sessizliğini anlamaya çalışırken bu katliamın kimlerin işine yaradığını, hangi çıkar gruplarının küresel çetelerin nasıl konuşlandığını birbirleriyle ilişkilerini de anlamaya çalışıyoruz..

Dünya savaşları genellikle paylaşım savaşlarıdır.. Sıkışan ekonominin patlaması ve farklı çıkar gruplarının birbiriyle gırtlaklaşmasıdır.

O nedenle her ne kadar Batı basını Doğu Akdeniz, Filistin İsrail ve bölgedeki diğer devletler ve enerji ilişkisini yok saymaya bu konudan bahsetmemeye özen gösterseler de aklımıza gelen soruları sıralamak ve sizlerle beraber düşünmek istedik:

Filistin toprakları ve Doğu Akdeniz’deki enerji rezervi tüm dünya elitleri için hayati önemde bunu biliyoruz..

1995 yılında Oslo anlaşmalarıyla Filistin Yönetimi’ne kendi denizleri üzerinde egemenlik kullanma hakkı verilmişti. 4 yıl sonra 1999’da İngiliz enerji şirketi British Gas, Gazze Deniz sahalarında doğal gazın varlığını keşfetti. Filistin yönetimiyle bir anlaşma imzaladı ve çalışmalara başladı.. Ama İsrail en başından beri rakip enerji şirketlerini temsilen bu çalışmaları engelledi

Hamas 2006'de Gazze’de seçimleri kazanınca da Gazze deniz şeridinde askeri bir abluka kurdu.

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma (UNCTAD) Konferansı adlı oluşum 2019 raporunda Doğu Akdeniz’deki çok zengin doğal gaz rezervlerinden bahsediyor ve önemli rakamlar veriyor. Şu anda bu rezervler üzerinde çalışma izinleri İsrail’in elinde ve geldik işin bam teline! 7 Ekim itibarıyla Gazze kan kaybederken her saat bombalanırken bir soykırım tarih kayıtlarına girerken İsrail ve ilişkide olduğu enerji şirketleri petrol ve doğal gaz çalışmalarını kesintisiz sürdürdüler..

Netanyahu’nun enerji bakanı 29 ekimde yani 7 ekimden 3 hafta sonra aralarında British Petroleum ve İtalyan ENİ’nin de olduğu 6 enerji devi şirkete gaz arama izni içeren 12 lisans verildiği açıklandı..

Lisanslar 6 şirketten oluşan iki konsorsiyuma verilmişti: biri İngiliz BP; diğeri ENİ İtalyan enerji devi önderliğinde gruplaşmış iki consorsium. BP önderliğindeki grup içinde Azerbaycan petrol şirketi SOCAR var ve İsrail ve bazı Arap devletleri ortaklığındaki New Med Energy şirketi var.

İtalyan ENİ önderliğindeki grup içinde de Güney Kore şirketi DANA ki Irak’ta büyük varlık gösteren bir şirket bu ve Ratio Energy adlı yine İsrail ortaklı şirketler grubu var…

Ama aynı zamanda aynı deniz şeridinde  çalışma yürüten Amerika’nın dev Chevron enerji şirketi de var..  Belki bilmediğimiz başka şirketler de ortaklıklar içinde..

Libya’ya çöküldüğü ve Kaddafi’nin linç edildiği dönemde perde arkasında Fransız Total şirketi ile  Amerikan Exxon’un birbriyle savaşını hatırlayın..

Şimdi hep birlikte düşünelim: Acaba küreselçıkar grupları; İsrail ve Filistin yönetimlerini kullanarak yeni bir paylaşım gerçekleştirmek için bir katliama daha mı imza atıyorlar! Son bir iki yılın haberleri  bize yol gösterebilir..

2022 yılı başında Gazze deniz sahasının geliştirilmesi enerji devlerinin gündemi olarak medyada yer aldı.  Netanyahu yeniden seçilince İsrail, ABD, Mısır, Ürdün ve Filistin yönetimi yetkilileri ortak toplantılar yaptı…  İsrail tek başına yürümek isteyince Biden ona Mısır ile birlikte projeyi yürütme baskısı yaptı..

Tarih 18 Haziran 2023. İsrail Gazze açıklarında bir gaz sahasının işletilmesi için ön onay verdi.  Netanyahu projenin Filistin otoritesi ve Mısır yetkilileriyle birlikte yürütüleceğini açıkladı.

Ve 29 Ekim 2023’de İngiliz ve İtalyan enerji devleri öncülüğünde bölgeden enerji şirketleri arasında  paylaşıldı.. Acaba hangi çıkar gruplarının amaçlarına hizmet için oluk oluk kan dökülmekte ve Gazze dümdüz edilmekte..

İşler o kadar karışık ve çıkarlar o kadar büyük ki kimin eli kimin cebinde anlaması zor!  Kesin olan şu ki Dünya haydutları trilyonlarca dolarlık rezervlerin peşindeyken Iraklı, Afganlı ölüyormuş, Gazzelilerin kanı akıyormuş umursamıyor!

.

- Peki, Gazze savaşında İslam dünyasının durumu nedir?

Banu Avar: İslam dünyasının Filistin konusundaki acziyeti liderlerin ABD’nin kuklaları olmasından kaynaklıdır.   Suudi  Arabistan’ın başkenti Riyad’daki “İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi” bu durumu bir kez daha teyid etmiştir..  54 ülke liderinin katıldığı zirvede HİÇBİR KARAR ALINAMAMIŞTIR! İSRAİLE AMBARGO uygulama kararı bile red edilmiştir.

11 ülke İsrail’e ambargo uygulansın demiş ve 4 “İslam” ülkesi reddetmiştir! Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Fas ve Bahreyn.

NEDEN Mİ?!  VİCDAN CÜZDAN MESELESİ yüzünden!  Birleşik Arap Emirlikleri İsrail’in en büyük HEM TİCARİ HEM ASKERİ ORTAĞIdır!

Suudi Arabistan ise her zaman iki ara bir derededir. Hala İsrail’e “NORMALLEŞMEDEN  bahsetmektedir.

Fas desen Kuzey Afrika’da CIA ve Mossad’ın en önemli üslerinden biridir.

Bahreyn ise İngiliz sömürgesidir.

Bu arada zirveye katılan Filistin komşuları Mısır ve Ürdün de İsrail’in enerji müşterileridir.

İsrail’e en büyük cesareti veren İslam dünyasının pasifliği ve ikiyüzlülüğüdür.

Gazze’de yaşananlar, dünyada devletler hukukunun ya da CENEVRE SÖZLEŞMESİnin palavra olduğunu ortaya koymuştur!

KURAL TEMELLİ DÜZEN diye bir şey de palavradır.

Küresel jeopolitik durum Amerika ve Batı’nın aleyhine hızlı şekillenecek haydut düzen çok kutuplu dünyaya doğru evrilecektir.

.

Banu Hocam bu doyurucu bilgilerden ötürü size tekrar teşekkürlerimizi sunuyoruz.