Bir yazar cemaatlerle ilgili bir yazı yazmış, bazı şeyleri doğru ve bazı şeyleri de yanlış söylemiştir.

Yanlışlarından biri de ‎‎“Allah’ın dinini öğretin başka bir şey değil.” diyor ve arkasından da “Sizlerin ‎mehdilerinizi, mesihlerinizi de istemiyoruz.” diye ekliyor. Şimdi Mehdilik inancının ‎dinde var olup olmadığına bakacağız.‎

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki Allah’ın dininin adı İslam’dır. İslam dini ise dört ‎kaynak vasıtasıyla öğrenilir; Kur’an, Sünnet, İcma, Akıl.‎

‎1- Kur’an-ı Kerim’e baktığımız zaman Allah-u Teâlâ’nın dünyaya salih kullarının ‎egemen olacaklarını kesin bir dille vaat ettiğine şahit oluyoruz. Bu konuda şöyle ‎buyurmaktadır:‎

وَ لَقَدْ كَتَبْنا فِي الزَّبُورِ مِنْ بَعْدِ الذِّكْرِ أَنَّ الْأَرْضَ يَرِثُها عِبادِيَ الصَّالِحُون.

‏‎ ‎ 

"Andolsun, Biz Zikir’den sonra Zebur’da da “Kesinlikle salih kullarım yeryüzüne ‎varis olacaklardır” diye yazdık." (Enbiya/105)‎

Yeryüzü; bütün dünyadır. Çünkü Arapça orijinalinde “El-Arz” diye geçmektedir. ‎Eğer bu kelimeden önce her hangi özel bir yer söylenmiş olsaydı orayı kabul etmek ‎zorundaydık. Zira “El” takısı marife/belirginlik ifade ettiği için, oraya dönmüş ‎olacaktı. Ancak her hangi bir yer geçmediğinden dolayı bütün yeryüzünü kabul etmek ‎durumundayız.‎

Dolayısıyla ayeti kerimeye göre salih kullar bütün dünyaya hâkim olacaklar ve Allah’ın ‎dinine göre yöneteceklerdir. Peki, salih kullar kimlerdir? Sonuçta salih kulların bir ‎önderi, bir imamı, bir lideri olacaktır. Peki, o kim olacaktır?‎

‎2- Eğer bu soruların cevabı için Peygamberimizin (sav) hadislerine başvurmazsak ‎gerçeği öğrenemeyiz. Bu yüzden her cemaat liderinin yalan iddiasına veya haklı/haksız ‎cemaatlere karşı olan kişilerin toptancı reddiyelerine kanmak zorunda kalırız. Her ‎halükarda bizler her iki taraftan da kandırılmamak için Peygamberimizin (sav) ‎sünnetine başvuralım ve kimin olduğunu öğrenelim.‎

a) Abdullah ibni Mesud şöyle dedi:‎

Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:‎

‎“Dünyada sadece bir gün kalsa, Allah o günü uzatır. Nihayet o gün benim Ehl-i ‎Beytimden adı adıma, babasının adı babamın adına uyan bir adamı gönderir. O adam, ‎yeryüzünü, zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi adalet ve doğrulukla doldurur.” ‎

‎(Ebu Davud 4282)‎

Bu hadis, yukarıdaki ayeti kerimeyle uyum içindedir. Çünkü ayette “yeryüzüne varis ‎olacaklardır” diye buyrulmaktadır. Hadiste ise bütün yeryüzünün adaletle ‎doldurulacağının müjdesi verilmektedir.‎

b) Hz. Ali şöyle dedi:‎

Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:‎

‎“Zamandan sadece bir gün kalsa da, Allah, Ehl-i Beytimden bir adamı gönderir. ‎Yeryüzü zulümle dolduğu gibi o da adaletle doldurur.” ‎

‎(Ebu Davud 4283)‎

Yeryüzünün tamamına hâkim olacak salih kul, Peygamberimizin (sav) soyundan ‎olacaktır. Elbette Peygamberimizin (sav) soyundan gelenlerin sayısı çoktur. Ancak ‎Efendimiz (sav) “Ehli Beytimden bir adam” diye buyurarak, sayıyı 12 kişiye ‎indirgemiştir. Çünkü Ehli Beyt imamlarının sayısı 12 tanedir.‎

c) Abdullah ibni Mesud şöyle dedi:‎

Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:‎

‎“Ehl-i Beytimden ismi ismime uyan bir adam hükümran olmadan dünya gitmez, o, yok ‎olmaz!” ‎

‎(İbni Hibban 6824)‎

Salih kulun gerçek ismi Muhammed’dir. O bütün dünyaya hakim olmadan kıyamet ‎kopmayacaktır.‎

ç) Ebu Hureyre şöyle dedi:‎

Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:‎

‎“İmamınız sizden olduğu halde İsa sizin aranıza indiği vakit haliniz nice olur?”‎

Yine Rasulullah şöyle buyurmuştur: ‎

‎“Bizden birinin arkasında İsa namaz kılacaktır!”‎

‎(Müslim 155/245)‎

İsa/Mesih, Ehli Beytten olan salih kul dünyaya hakim olduğu zaman gelecek ve onun ‎arkasında namaz kılacaktır.‎

d) Cabir bin Abdullah şöyle dedi:‎

Rasulullah şöyle buyurmuştur:‎

‎“Ümmetimden bir grup kıyamet gününe kadar hak üzere savaşarak muzaffer olmaya ‎devam edecektir. Nihayet Meryem oğlu İsa iner ve Müslümanların emîri ona:‎

‎−Gel bize namaz kıldır, der.‎

Bunun üzerine İsa:‎

‎−Hayır, Allah’ın bu ümmete ikramı olarak sizin bir kısmınız diğer kısmınız üzere ‎emîrlersiniz der.”‎

‎(Müslim 156/247)‎

e) Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:‎

‎“Mehdî bizden, Ehl-i Beytten’dir. Allah onu bir gece salih kılar.”‎

‎(İbni Mace 4085)‎

Adı Muhammed olan salih kulun lakabının Mehdi olduğu anlaşılmaktadır.‎

Görüldüğü gibi; Mehdilik inancını hem ayet, hem hadisler, hem de sahabeler kabul ‎etmektedirler. Bu konuyla ilgili daha birçok ayet, hadis ve sahabe görüşü vardır. ‎Ancak akıl sahipleri için bir kanıtın bile yeterli geleceğine inanıyoruz.‎

‎3- Sıra icmaya geldi. Yani Peygamberimizden (sav) ve sahabelerden sonra yaşayan ‎müslüman alimler Mehdilik konusu hakkında ne söylemişler? İnanmışlar mı ‎inanmamışlar mı?‎

Kütübü Sitte yazarlarına ilave olarak Mehlidik konusuna inanan, konuyla ilgili hadis ‎nakleden, hatta kitap yazan sayısız Ehli Sünnet alimi vardır. Ayrıca Mehdilik konusu ‎hem Şia hem de Alevilik itikatlarında tartışmasız bir inanıştır. Dolayısıyla ümmetin ‎Mehdilik konusunda icma ettiğini söylememiz abartılı olmaz.‎

‎4- Peki bu konuda akıl ne diyor?‎

Akıl şunu diyor:‎

Tarih boyunca Mehdilik konusu din istismarcıları tarafından istismar edilmiştir ve ‎edilmektedir. Ancak Kur’an da istismar ediliyor. Lakin Kur’an istismar edildiği için, ‎onu inkar etmek doğru bir yaklaşım olamaz. İslam da istismar ediliyor. Hatta Allah da ‎istismar ediliyor. Bir şeyin istismar edilmesi onun yanlış veya batıl olduğuna kanıt ‎değildir. Dolayısıyla Kur’an’ın müjdesini verdiği, hadislerin ismini ve özelliklerini ‎açıkladığı, Ehli Beytin kabul ettiği, sahabelerin teyit ettiği Mehdi ve Mesih konusuna ‎inanmak gerekir.‎