.
.

 Bismillâhirrahmânirrahîm

 

Ehl-i Sünnet mezhebinin meşhur tarihçilerinden biri olan Mesudi, birinci halife’nin ölüm döşeğinde iken şöyle söylediğini nakletmiştir:

“Fatıma’nın evine gidip kapısında durmamak isterdim… Sakife günü hilafeti o ikisinden birine vermek, onlardan birinin emir olmasını ve kendimin de vezir olmasını isterdim…”[1]

Acaba Hz. Fatıma’nın evinin kapısında ne olmuştu da ölüm döşeğinde olan birinci halife “Keşke orada olmasaydım!” demiştir? Acaba birinci halifeyi bu kadar üzen olay neydi de “Keşke halife ben olmasaydım” demiştir?

Şimdi nakledeceğimiz rivayetlerin her biri, o gün yaşanan olaylarının bir köşesini açıklamaktadır. Hepsini bir araya getirince nelerin olduğu daha iyi anlaşılacaktır.

1- Yakubi şöyle nakletmiştir:

Birinci halifeye ve ikinci halifeye, Muhacir ve Ensar’dan oluşan bir grubun Ali ile birlikte Fatıma’nın evinde toplandıkları haberi ulaştı. Birinci halife ve ikinci halife bir grupla birlikte geldiler. Nihayet o eve saldırdılar…

Fatıma dışarı çıkıp “Ya çıkarsınız ya da saçımı açarım ve Allah’tan yardım isterim” dedi. Sonra dışarı çıktılar ve evde olanlar da çıktılar. Bu grup bir gün beklediler. Sonra birer birer gidip biat ettiler. Ancak Ali altı ay veya kırk gün biat etmedi.[2]

2- Taberi şöyle nakletmiştir:

İkinci halife, Ali’nin evine geldi. Evde Talha, Zübeyr ve muhacirlerden olan bir grup adam vardı.

İkinci halife “Ya biat etmek için çıkarsınız ya da sizi yakacağım.” dedi. Zübeyr kılıcını çekmiş bir halde dışarı çıktı. Ayağı kayınca elindeki kılıç yere düştü. Ona saldırdılar ve onu yakaladılar.[3]

3- İbni Ebil Hadid şöyle nakletmiştir:

Birinci halife, Zübeyr’in nerede olduğunu sordu. Ali ile birlikte olduğu ve kılıcını da yanına aldığını söylediler. Birinci halife “Ey İbni Hattab ve Halit b. velit! Gidin ve o ikisini bana getirin” dedi.

İkisi birlikte gittiler. İkinci halife eve girdi, Halit ise evin dışında kapının önünde kaldı. İkinci halife, Zübeyr’e “Kılıç nerede?” diye sordu. Zübeyr “Biz Ali’ye biat edeceğiz” dedi ve kılıcını kınından çıkardı. İkinci halife ona bir taş vurdu ve kılıcı kırdı. Sonra Zübeyr’in elini tuttu. Onu kaldırıp itekledi ve “Ey Halit! Bunu al ve sıkıca tut” dedi.

Sonra ikinci halife, Ali’ye “Kalk, Birinci halife’ye biat. Çünkü ona biat etmekte çok geç kaldın” dedi ve biraz bekledi. Sonra ikinci halife, Ali’nin elini tutup “Kalk” dedi. Ali kalkmak istemedi. İkinci halife onu kaldırdı ve Zübeyr’i iteklediği gibi onu da itekledi. Sonra onu evden dışarı çıkardı.

Fatıma, ikinci halife’nin ikisine yaptığını görünce kalkıp odanın kapısına gelerek “Ey birinci halife! Resûlullah’ın (saa) Ehl-i Beytine ne kadar da çabuk saldırdınız. Allah’a yemin ederim ki; İbn Hattab ile Allah’a kavuşuncaya kadar konuşmayacağım” dedi.[4]

4- İbni Kuteybe şöyle nakletmiştir:

Birinci halife, kendisine biat etmeyen Ali’nin dostlarını sordu. Ali’nin evinde toplandıklarını öğrenince ikinci halife’yi onlara gönderdi. İkinci halife, Ali’nin evinin kapısına gelerek, onların evden dışarı çıkmalarını ve birinci halife’ye biat etmelerini istedi. Ancak onlar bunu yapmak istemediler.

İkinci halife odun isteyerek “Canımı elinde bulundurana yemin ederim ki; ya dışarı çıkarsınız ya da bu evi ve içindekileri yakacağım.” dedi. Ona “Ey Ebu Hafs! Fatıma da o evin içinde” diye söylendi. Ancak “Fatıma da olsa yakacağım” dedi.

Ali’nin evinin içinde olan dostlarının hepsi dışarı çıktılar ve biat ettiler. Ancak Ali biat etmedi.

Fatıma kapının yanına gelerek “Ben, gördüğüm topluluklar içinde, sizden daha kötü bir topluluk görmedim. Sizler, Resûlullah’ın (saa) cenazesini bizimle yalnız bırakıp, hilafet işini kendi aranızda bölüştünüz. Bu hususta bize hiçbir şey sormadınız ve hakkımızı bize vermediniz.” dedi…

İkinci halife, birinci halife’nin yanına gelip ona “Bu muhalif adamdan biat almayacak mısın?” dedi. Birinci halife, azatlı kölesi Kunfuz’a “Git, Ali’yi benim yanıma getir” dedi. Kunfuz, Ali’nin yanına gelerek “Rasulullah’ın (saa) halifesi seni çağırıyor” dedi.

Ali “Rasulullah (saa) hakkında çok çabuk yalan söylediniz.” dedi. Kunfuz, birinci halife’nin yanına varıp konuyu anlattı. Birinci halife, Ali’nin sözlerini duyunca çokça ağladı. İkinci halife ikinci kez “Sana biat etmeye muhalefet eden bu adama fırsat verme” dedi.

Birinci halife, tekrar Kunfuz’a Ali’nin yanına gidip “Müminlerin emiri seni kendisine biat etmeye çağırıyor” diye söylemesini istedi. Kunfuz, Ali’nin yanına gelip Birinci halife’nin kendisine emrettiği şeyi yerine getirdi.

Ali sesini yükselterek “Subhanallah! Kendisine ait olmayan bir şey iddia etmiş.” diye cevap verdi. Kunfuz, geri dönerek Ali’nin sözlerini birinci halife’ye ulaştırdı. Birinci halife tekrar çokça ağladı. İkinci halife ve onunla birlikte olan bir grup, Fatıma’nın evinin kapısına kadar geldiler ve kapıya vurdular.

Fatıma onların seslerini duyunca yüksek bir sesle “Ey babacığım! Ey Allah’ın Resulü! Senden sonra, birinciden ve ikinciden görüp çektiklerimiz nelerdir?” diye nida etmeye başladı. İnsanlar, Fatıma’nın sesini ve ağlamasını duyunca, onlar da ağlamaya başladılar ve ağlayarak geri döndüler. Neredeyse kalpleri duracak ve ciğerleri parçalanacaktı.

Ancak ikinci halife ile birlikte bir grup orada kaldılar. Onlar Ali’yi evden dışarı çıkardılar ve birinci halife’nin yanına götürdüler.  Ali’ye “Biat et” dediler. Ali “Eğer biat etmezsem, ne yaparsınız?” diye sordu. Onlar “Eğer biat etmezsen, kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin olsun ki, boğazını keseceğiz.” diye cevap verdiler.

Ali “O zaman Allah’ın kulunu ve Resûlullah’ın (saa) kardeşini öldürmüş olursunuz” dedi. İkinci halife “Allah’ın kulunu öldürürüz; ama Rasulullah’ın (saa) kardeşini hiçbir zaman öldürmeyiz” dedi.

Birinci halife susmuştu ve hiçbir şey söylemiyordu. İkinci halife ona “Acaba onun hakkında bir şey emretmeyecek misin?” dedi. Birinci halife “Fatıma onun yanında oldukça, onu bu işe zorlamayacağım” dedi.

Ali, Resûlullah’ın (saa) kabrinin başına gelip, ağlayarak ve feryat ederek “Kardeşim! Bu topluluk beni zayıflattı ve neredeyse beni öldüreceklerdi”[5] diye nida etti.[6]

5- Şia kaynaklarına göre Selman-ı Farisi ve İbni Abbas şöyle nakletmişlerdir:

İkinci halife, birinci halife’ye “Şu adam (Ali) ve Ehl-i Beyti hariç, bütün insanlar sana biat ettiler. Ona birini gönder” dedi. Birinci halife, Kunfuz’a “Ey Kunfuz! Ali’ye git ‘Resûlullah’ın halifesi seni çağırıyor’ diye söyle” dedi.

İkinci halife ve Kunfuz, birlikte gittiler. Ali onlarla gitmek istemedi. İkinci halife bundan dolayı çok sinirlendi. Halit b. Velid ile Kunfuz’a seslenip odun ve ateş getirmelerini emretti. Sonra Ali ve Fatıma’nın kapısına yaklaştı. Fatıma kapının arkasında duruyordu. Resûlullah’ın (saa) vefatından sonra, başına birçok olay gelmişti. Onun için çok zayıflamıştı.

İkinci halife yaklaşıp kapıya vurarak “Ey Ebi Talib’in oğlu Ali! Kapıyı aç” diye seslendi. Fatıma “Bizim seninle bir işimiz yok. Bizi çağırmana gerek yok. Çünkü biz burada kalmak istiyoruz” dedi.

İkinci halife “Aç kapıyı, aksi takdirde sizi yakacağız” dedi. Fatıma “(İzinsiz) evime girmekten ve evime saldırmaktan ötürü Cenabı Allah’tan korkmuyor musun?” dedi. İkinci halife vazgeçmek istemiyordu. Ateş istedi ve onunla kapıyı tutuşturdu. Kapı yanmaya başladı.

Bir süre sonra, İkinci halife kapıyı (tekmeleyerek) itekledi. Fatıma kapının arkasında sıkışınca “Babacığım! Ya Rasulallah!” diye feryat etti. İkinci halife kınında olan kılıcını çıkardı ve onunla ona vurunca yine feryat etti. Sonra kırbacını kaldırdı ve onunla onun kollarına vurdu. Fatıma yine “Babacığım” diye feryat etti.

Hz. Ali yerinden atılıp ikinci halife’nin yakasından tuttu. Onu kaldırıp yere vurdu. Burnunu yere sürtüp zelil etti. Çünkü onlar onu öldürmek istiyorlardı. Ancak Ali, Resûlullah’ın (saa) kendisine sabrı ve itaati emrettiğini hatırlayınca “Ey Sahak’ın oğlu! Hz. Muhammed’e peygamberlik ihsan edene yemin ederim ki; eğer Allah tarafından geçen bir buyruk olmasaydı, evime böyle giremeyeceğini bilirdin.” dedi.

İkinci halife (adamlarından) yardım istedi. Birçok adam geldi ve eve girdiler. Topluca onun (Ali’nin) üzerine yürüdüler ve boynuna ip taktılar.

Fatıma, onun ile onların arasında, evin kapısının yanındaydı. Kunfuz kırbaçla ona vurdu. Onun darbesinden dolayı öldüğü zaman kolunda bilezik gibi bir morlukla ölmüştü. O, onun evin kapısının arkasında sıkışmasına neden olmuştu. Onu itekleyip kaburga kemiklerini kırmıştı. Karnındaki çocuğunu düşürmüştü. Bundan dolayı, bu şehit kadın, ölünceye kadar genellikle yatmak zorunda kalmıştı.[7]

6- İmam Sadık’tan şöyle nakledilmiştir:

“Hz. Ali evinden çıkarıldığı zaman, Fatıma ve haşimi olan kadınların hepsi dışarı çıktılar. Fatıma, Resûlullah’ın (saa) kabrinin yanına gidip ‘Amcamın oğlunu bırakın. Muhammed’i hak ile gönderene yemin ederim ki; eğer onu bırakmazsanız saçımı açacağım, Resûlullah’ın (saa) gömleğini başıma koyacağım ve Cenabı Allah’tan yardım isteyeceğim. Salih’in devesi, Allah katında benden daha değerli değildir. Onun yavrusu da, Allah katında benim çocuğumdan daha değerli değildir’ dedi.”[8] 

… Fatıma Hasan ve Hüseyin’in elinden tutup Peygamberin (saa) kabrine doğru hareket etmeye başlayınca Hz. Ali, Selman’a şöyle buyurdu:

“Allah’a yemin ederim ki; eğer saçını açar, örtüsünü ayırır, babasının kabrine gider ve Rabbine nida ederek yalvarırsa, (içindekilerle) birlikte yerle bir olmasından ötürü Medine’ye benzer bir şey bulunamaz.”

Selman “Ey Muhammed’in kızı! Kuşkusuz Allah babanı rahmet olması için göndermişti. Öyleyse geri dönün.” dedi.

Hz. Fatıma “Ey Selman! Sabretmesinden dolayı Ali’yi öldürmek istiyorlar. Beni yalnız bırak. Babamın kabrine gideceğim, saçımı açacağım, örtümü ayıracağım ve Rabbime nida edeceğim” dedi.

Selman “Ben, Medine’nin yerle bir olmasından korkuyorum. Beni sana Ali gönderdi ki sana evine geri dönmeni ve bu işten vazgeçmeni emrediyor.” dedi.

Hz. Fatıma “Öyleyse geri döneceğim, sabredeceğim, onu dinleyip ona itaat edeceğim.” dedi.[9]

7- İbni Kuteybe şöyle nakletmiştir:    

İkinci halife, birinci halife’ye “Fatıma’nın yanına gidelim, çünkü biz onu öfkelendirdik” dedi. İkisi, Hz. Fatıma’nın evinin kapısına gelerek girmek için izin istediler; ancak Fatıma onlara izin vermedi. Onlar, Hz. Ali’nin yanına gidip ona söylediler.

Hz. Ali onları Fatıma’nın yanına götürdü. Onlar oturdukları zaman Hz. Fatıma yüzünü duvara döndü. Selam verdiler; ama Fatıma onlara cevap vermedi. Sonra Fatıma “Eğer ben Rasulullahtan (saa) size bir hadis nakletsem ve onu hatırlarsanız, ona göre amel eder misiniz?” diye sordu.

İkisi de “Evet” dediler. Fatıma şöyle sordu: “İkinize, Allah’ı şahit kılarak soruyorum ki; siz Resûlullah’ın (saa) ‘Fatıma’nın hoşnut olması benim hoşnut olmam demektir; Fatıma’nın öfkelenmesi benim öfkelenmem demektir; Kim kızım Fatıma’yı severse, beni sevmiş demektir; Kim Fatıma’yı hoşnut ederse, beni hoşnut etmiş demektir; Kim de Fatıma’yı öfkelendirirse, beni öfkelendirmiş demektir’ diye buyurduğunu duymadınız mı?”

İkisi de “Evet, biz Resûlullah’tan (saa) böyle duyduk.” dediler. Hz. Fatıma “Ben, Allah’ı ve meleklerini şahit kılıyorum ki; siz ikiniz beni öfkelendirdiniz ve beni hoşnut etmediniz. Rasulullah (saa) ile görüştüğüm zaman, siz ikinizi ona şikâyet edeceğim” dedi.

Birinci halife “Ey Fatıma! Ben, Peygamberin (saa) ve senin öfkenden Allah’a sığınırım” dedi. Sonra inleyerek ağlamaya başladı. Neredeyse kendini kaybedecekti. Fatıma ona “Allah’a yemin ederim ki; kıldığım her namazda, Allah’tan sana karşı yardım istiyorum” dedi.

Birinci halife ağlayarak dışarı çıktı. İnsanlar onun etrafına toplandılar. O onlara “Sizlerden olan her adam, ailesiyle birlikte sevinçli ve mutlu bir şekilde günlerini geçirmektedir. Ancak ben böyle değilim. Benim sizin biatinize ihtiyacım yok. Biatinizi alın benden” dedi.  

Hz. Ali, Hz. Fatıma yaşarken birinci halifeye biat etmedi. Fatıma, babası Resûlullah’tan (saa) sonra yetmiş beş gün yaşadı.[10]

YORUMSUZ

- - - - - - - 

[1] Muruc-uz Zeheb: 2/301

[2] Tarihi Yakubi: 2/126

[3] Tarihi Taberi: 3/202

[4] Şerhi Nehc-ul Belağa: 2/57

[5] Araf: 150 (قالَ ابْنَ أُمَّ إِنَّ الْقَوْمَ اسْتَضْعَفُوني‏ وَ كادُوا يَقْتُلُونَني‏)

[6] İmamet ve Siyaset: 1/30

[7] Bihar: 43/198

[8] Bihar: 28/206

[9] Bihar: 28/228

[10] İmamet ve Siyaset: 1/30