.
.
Ehlader Araştırma Bölümü
İçimizi dökmeliydik..
İlk sorunuz bu olmalı, sevdiklerinizle, arkadaşlarınızla, dostlarınızla, ailenizle, eşinizle, iş arkadaşınızla, komşunuzla, bakkaldaki çırakla, gökyüzüyle, bahçedeki kedinizle, gökte uçan kuş ile..
Muhabbet Neydi?
İki dudak arasından dökülen her cümle konuşmak mı oluyordu?
"Mahabbet’ten hâsıl oldu Muhammed!"
Cümlesinde geçen ‘mahabbet’, öfke dolu sözlerle birbirimize seslenmeye çalıştığımız, çatık kaşlarımızı en sevdiklerimiz diye adlandırdığımız o aile kavramın da yer alan kişiler için bile kullanamadığımız Muhabbet ne idi?
Televizyonun, sosyal medya, telefon, teknoloji dünyasının elimizden aldığı o Muhabbet ne idi? Kendimize sormamız gereken bu mühim sorunun cevabını önce kendimize, sonra en sevdiklerimize sorarak cevapları bir kenara not edelim öncelikle.
Muhabbet.. Öz idi.. Öz de kabul görüp iman edip özün dile gelmesi.. Söze dönüp iki dudaktan muhatabına sirayet etmesi ile siz de işleyen halini muhatabınız da bulduğu buluştuğu vücut hali. Biz ürker olduk.. İçimizde ki hisleri dışarı çıkarıp telaffuz etmekten korkar olduk. Muhabbet’ten uzaklaştıkça aynı hanelerin içinde yabancı anne, baba, kardeş, eş olmaya mahkum olduk.. Yanı başımızda yardım çığlığı atan o en sevdiklerimizi dahi görmekten uzaklaştık. Gerçekleri duymaktan kaçtık. Sevdiklerimizi ellerimizle başkalarına feda ettik. Suçlu arayıp durduk. Dönüp kendimize hiç bakmadık. Bakmak istemedik belki de. Kolay olan suçlamaktı oysa.
Peki, suç kimde? Suçlu kim?
İkisi de yanlış soru. Herkes haklı. Durup bir empati yapmadık. Durup bir nefes alıp en çok sevdiğim dediğimiz zatın gözlerinin içine derin derin bakmadık. Görmedik halini ahvalini.. Görmek istemedik belki de. Görmek, dokunmak, aynı duyguyu yaşamak ağır gelirdi. Paylaşmayı unuttuk bir de o boyutu vardı. Duyguları paylaşmayı unutalı hayli zaman oldu değil mi? Sahi neleri unutturdu bize bu telaşlı dünya hayatı? Çok mu negatifti cümleler.. Aslında umutsuzluk ekmek değildi gayem. Uyandırmaktı kendimi..
Uyan!..
Bakmakla görmek arasındaki farkı gör.. Dök içini. Muhabbet’ten muhabbete sar kendini. Uzaklar da aratma sevdiklerine Muhabbet’i. Kimse yapamıyorsa sen başla.. Önce kendinden başla değiştirmeye hayatı. Öncelikle dinle. Dinlenildiğini bilen insan anlatmaya doyamaz.. Anlattıkça muhabbet olur. Önce sen dinle. Yargılama, öfkelenme, çatma kaşlarını, sesini yükseltme.. İçinde ki tüm olumsuz duyguları bırak.. Sadece dinle.. Dinle çözülsün bütün diller.. Muhabbet sarsın dört bir yanı. Dost olmayı öğren, arkadaş olmayı, eş, teyze, hala, kardeş, abla, abi..
Unvanın ne ise öğren o hal ile Muhabbet’e kavuşmayı..