Bir gün pat diye bir perde açıldı. Ekrana daha önce hiç görmediğimiz bazı oyuncular çıktı.

Sonra o oyuncular ile birlikte her kafadan bir ses göklere yükseldi.

Hep birlikte bütün dünyada “Evde Kal” sesleri yankılanmaya başladı.

Sonra,  hani "Evde Kal" deniliyor ya, herkes de bu çağrıya uyarak sağlığı için evde kalmaya başladı.

Peki, bu süreçte yani; uzunca bir gün ve gecelerde ne yapılması gerekiyor?

Tamam “Evde Kal” alalım ama sıkılmamak için neler yapalım? Biz gezgin bir toplumuz, kaldığımız yerlerde dahi çok yerinde oturamayız. Hele yasaklar söz konusu olduğunda gezmenin cazibesi ikiye katlanır.

Her gün sokaklarda, parklarda, sahillerde ya da Avm'lerde gezip duruyorduk biz...

Şimdi evdeyiz, şu halde kendimizi neyle veya nelerle meşgul etmeliyiz? Evet meşgul olmalıyız, ama nasıl?

Her insan kendi dünya görünüşüne göre bir şeyler yapıyordur muhakkak. 

Kimisi ibadetle, kitap okumakla, ailesiyle vakit geçirmekle kimisi de oyun ve eğlenmekle meşgul oluyor.

Bu arada iki önemli ve faydalı tavsiye de var, üstelik bu birçoğumuzun da yaptığı bir şey.

Kitap okumak ve film izlemek.

Tabi kitap ve film seçimleri de yine dünya görüşümüze göre seçilir genellikle. Neyi seviyorsak, ney bize iyi geliyorsa, neyi izlerken kendimizi buluyorsak, hangi kahraman ile gülüp, ağlıyorsak kendimizi bu süreçte onun dizinin dibinde buluveriyoruz.

Peki, bütün bunlarla birlikte azıcık zaman ayırıp kendi hayatımızın da filmini izlesek çok anlamlı olmaz mı?


Senaryosunu kendimizin yazdığı, kendimizin yönettiği ve üstelik başrolünü de kendimizin oynadığı bir film.

Işık ve kameramanlığını da kendimiz yaptık.

Seslendirmeyi orijinal sesimizle yaptık.

Ve figüranda da yine kendimiziz…

Düşünce notalarımızla filmin müziğini yaptık.

Ancak diğer filmlerle arasında küçük ama büyük bir fark var. Bu film sadece iki defa gösterime girecek ve her ikisinde de filmi seyredecek olan yalnız kendimiz olacağız.

Birinci gösterim dünya sinemasında gerçekleşecek.

Kendi yaptığımız filmde kendimizi seyredeceğimiz ikincisi ise ahiret perdesinde gösterime girecek.

Hani her film bittiğinde içimizde bir memnuniyet ya da eleştiri olur ya, peki kendi filmimizin sonunda içimizde doğan duygular ne olacak acaba?

Filmin tüm dallarda yapımcılığını ve oyunculuğunu üstlendiğimiz hikâyemiz acaba nasıl bir ödül olacak?

Öncelikle vicdanımız, memnuniyet ödülü verecek mi bize?

Ahiret perdesindeki gösterimden sonra nasıl olacak?

Acaba yüce Allah, cennet ödülü verecek mi?

Hadi gelin Corona günlerinde herkes kendi yaptığı filmi her gün bir defa seyretsin.

Kendi iç gösterimimizin adı şimdilik Corona olsa da ben Coronasız günler dilerim efendim…

İyi seyirler.