.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

  

بِسْمِ اللهِ الْرَّحْمَنِ الْرَّحِيمِ

اُتْلُ مَآ اُوحِيَ اِلَيْكَ مِنَ الْكِتَابِ وَاَقِمِ الصَّلٰوةَ اِنَّ الصَّلٰوةَ تَنْهٰى عَنِ الْفَحْشَآءِ وَالْمُنْكَرِ وَلَذِكْرُ اللهِ اَكْبَرُ وَاللهُ يَعْلَمُ مَا تَصْنَعُونَ

Bismillahirrahmanirrahim

[Rahman ve rahim Allah’ın adıyla]

“(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı biliyor”

Ankebut/45

* * * 

Namaz dinimizin esaslarından biridir. İmandan sonra gelen en büyük hakikattir. Cenab-ı Allah pek çok yerde, imandan hemen sonra namazdan bahseder. Mü’minler Kur’an-ı Kerim’de hep “iman eden ve salih amel işleyenler” şeklinde tanımlanırlar. Salih amelin başı ise namazdır ve Müslümanın hayatına yön veren en önemli ibadettir. Namaz, Allah’a kulluğumuzu ve O’na şükrümüzü yerine getirişimizin en güzel ifadesidir. Bizi yaratan ve tüm nimetleri emrimize veren Cenab-ı Hak, Nisa suresi, 103. ayette “Namaz, müminler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır” buyurarak, bizleri namazla mükellef kılmış ve sorumlu tutmuştur.

Bütün ibadetlerde olduğu gibi namaz ibadetinde de bildiğimiz ve bilmediğimiz birçok hikmet vardır. Namazın samimi olarak ve ihlasla ifa edildiğinde insanı tüm kötülüklerden koruyacağını Rabbimiz bizlere söyle bildirmiştir:

(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı biliyor” [1]

Bütün bu sebeplerden dolayı, Peygamber Efendimiz tarafından dinin direği olarak nitelendirilmiştir. Buna göre namazını  terk eden kişi dinini de heba etmiş; kendi akıbetini de sıkıntıya sokmuş olur.

  

Namaz  aynı zamanda  mü’minin miracıdır. Namazın muhtevası, insanların çok engin düşünmelerine vesile olacak kadar geniştir. Namaz kılarken, derinlemesine bir aşk ve şevk içinde Allah’ın huzurunda bulunduğumuzun şuurunda olmaktan, namazı  Hz. Nebi’nin (s.a.a.), Ehl-i Beyt imamlarının (a.s) arkasındaki cemaatten bir fert olarak kıldığımızı hissetmeye kadar namazı duyma şekilleri vardır. Mü’min için her namaz bir mirac vesilesidir. Ve mü’mine düşen de, her namazda farklı farklı bilinçte bile olsa miracını en güzel şekilde tamamlamaktır.

Namaz, günde beş defa günahlardan arınmadır. Namaz, günde beş defa Allah’a hesap vermenin adıdır. İnsanoğlu bir düşünse! Allah’a inandığını söyleyen ve emirlerine  tabi olan ve günde beş kez Allah’ın huzuruna çıktığı ve her birinde ona iyi bir kul olacağına dair söz verdiği halde başkasına kötülük yapabilir mi? Arkadaşının, komşusunun, akrabasının dedikodusunu yapabilir mi? Haram lokma yiyebilir mi? Başkasına zarar verebilir mi? Başkasının malına mülküne kötü nazarla bakabilir mi? Kumarla faizle uğraşabilir mi? Fitneye ve tefrikaya prim verebilir mi? Elbette hayır!

Çünkü namaz, bütün bunlardan insanı alıkoyar. Hayatı olumlu yönde etkiler. Eğer hem namaz kılıyor hem de bunların bir kısmını yapıyorsak o zaman bunun sebebini iyi düşünmeliyiz.

Makbul namazın özelliği huşudur. Bu hususa riayet edenler de Kur’an-ı Kerimin ifadesiyle “felaha ermiş ve firdevs cennetlerine varis“ [2] olmuş kullardır. 

-----------------

[1] Ankebut, 45.

[2] Müminun, 1-2 ve  9-10.