.

.

Ehlader Araştırma Bölümü

Hüseyin ACAR
 

بسم الله الرحمن الرحيم

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَلْتَنظُرْ نَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ
لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ



 

Zaman, su misali akıp gidiyor. Acısıyla tatlısıyla, sevinciyle, üzüntüsüyle koca bir yılı geride bırakıp, yeni bir yıla daha girmek üzereyiz. Her geçen gün ömür sayfamızdan bir yaprak kopuyor. Ölüme, ahirete ve İlahi hesaba daha fazla yaklaşıyoruz. Bu bakımdan, esnafın, tüccarın yılsonunda hesaplarını gözden geçirdiği gibi, bizler de geride bırakacağımız 2020 yılını, nasıl geçirdiğimizin muhasebesini yapmalı, kendimizi sorgulamalıyız. Bu konuda Allah Rasülünün (saa) uyarısına kulak verelim;

''Akıllı kimse, bu dünyada kendisini sorgulayan (hesaba çeken) ve ölümden sonrası için çalışandır.”

Konunun başında geçen ayet-i kerimede de, Yüce Rabbimiz; ''Ey İman edenler! Allaha karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın ki (Ahiretteki) hayatı için, önceden ne gönderdiğine baksın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.''[1] buyuruyor. Öyleyse gelin, geçtiğimiz ayları, günleri, hatta saatleri nasıl değerlendirdiğimize, ebedi hayatımızı kazanmak için ne gibi hazırlıklar yaptığımıza bakalım!

Kendimize soralım; geçtiğimiz yıl, rabbimizin rızasını kazandıracak hangi hayırlı amelleri işledik? Ya da, yerine getirmemiz gereken hangi sorumluluklarımızı ihmal ettik? Namazlarımızı daha özenli ve düzenli bir şekilde kılabildik mi? Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’i anlamak için yeterince çaba sarf ettik mi? Rızkımızı kazanırken, helali gözetip haramdan titizlikle sakınabildik mi? Günahlardan korunabilmek için gayret ettik mi? Ailemizi ve çocuklarımızı cehennem ateşinden koruyacak önlemleri aldık mı? Çocuklarımıza camiyi ve dini sevdirip Peygamberimizi tanıtabildik mi? Gençlerimizi kötü alışkanlıklardan korumak için üzerimize düşenin ne kadarını yapabildik? İhtiyaç sahibi olan kardeşlerimize el uzatabildik mi? Zulme karşı çıkıp, haklının ve mazlumun yanında yer alabildik mi? Eğer bu sorulara olumlu cevap verebiliyorsak, bunun için Allah'a şükretmeli ve yeni yılı da aynı şekilde değerlendirebilmek için O'ndan yardım dilemeli, dua etmeliyiz. Eğer cevabımız olumsuz ise nerelerde ve niçin yanlış yaptığımızı sorgulamalı, aynı yanlışlara yeni yılda da düşmemek için hatalarımızdan ders çıkarmalıyız.

Kaybedilen birçok şey, zamanla telafi edilebilir. Servetler yeniden kazanılabilir. Ama geçen zamanı geri getirmek mümkün değildir. Üstelik zaman, bizim yegâne sermayemizdir. Adeta bir buz misali eriyip giden bu nimetin kıymetini, elden çıkmadan bilmeli ve en faydalı şekilde değerlendirmeliyiz. Bu nedenle, bir mümin olarak günlük, haftalık, aylık ve yıllık planlar yaparak vaktimizi verimli işlerde kullanmalıyız. Nitekim Rabbimiz Kur'an-ı Kerim’de, müminlerin vasıflarını zikrederken; ''Onlar, faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler''[2] buyurmaktadır. Mü'min olarak,  bir sonraki günümüz bir öncekinden daha üstün olmazsa kendimizi zararlı saymalıyız.

Özetle; Bir yılın bitip yeni bir yılın başlamasının, Müslüman açısından anlamı; geçmişten ders çıkararak, geleceği en güzel şekilde inşa etmeye çalışmaktır. Mümin olarak yılbaşına böyle bakmalıyız. Dinimizin emir ve yasaklarına ters düşmeden, gelenek ve göreneklerimizde yeri olmayan şeylere itibar etmeden, kendi dini değerlerimize göre hareket etmeli, hiçbir aşırılığa sapmadan; yeni bir ömür dilimi bahşettiği için Rabbimize şükrederek, sade, mütevazı bir kulluk bilinciyle yeni yıla girmeliyiz. Yüce Rabbim, gelecek yılımızı ve geri kalan ömrümüzü rızasına uygun geçirmeyi nasip etsin. Kendimiz, ailemiz, toplumumuz ve tüm insanlık için hayırlara vesile kılsın. Konumuzu bir hadis-i şerifle bitirelim:

''İhtiyarlıktan önce gençliğin, hastalıktan önce sağlığın, fakirlikten önce zenginliğin, ölümden önce hayatın ve meşguliyetten önce boş vaktin kıymetini biliniz.''

[1] Haşr Sûresi/18

[2] Kıyamet/26.    

Editör: Hasan Bedel