.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

 Rahmân ve rahîm Allah’ın adıyla

“Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve (gökyüzünde) iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi ancak sizin gibi topluluklardır. Biz o kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Nihayet (hepsi) toplanıp Rablerinin huzuruna getirilecekler.”

Enam/38

Kur’an’ın hayvanların yaşamlarının beyanı hususuna özel bir ilgisi vardır. İnsanlara hidayet yolunu gösterirken hayvanların yaratılış, şuur ve sıfatlarının hatırlatılmasından istifade edilmiştir. “Sizin yaratılışınızda ve (Allah’ın) yeryüzünde yaydığı canlılarda, kesin olarak inanan bir toplum için ibret verici işaretler vardır.”[1]

         

Rivayetlerde ve beşeri tecrübelerde hayvanların şuur ve derk etme yetileri hususunda pek çok örnekler göze çarpmaktadır. Hayvanların yaşamını tanıma ve benzerliklerin bulunması için çokca düşünülmelidir: “…hepsi ancak sizin gibi topluluklardır.”[2]

Kardeşlik Hakları Kardeşlik Hakları

Ayet, rivayet ve tecrübelerden şuurun insana özgü olmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Mesela:

1 – Hz. Süleyman (a.s) ordusuyla bir bölgeden geçerken bir karınca diğer karıncalara şöyle seslenmiştir: “Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin. Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin!’ dedi.” Düşmanı tanımak sadece karıncaların içgüdüsüyle gerçekleşmiş değildir. ‘Üzerlerine doğru gelen kimsenin Süleyman ve ordusu’ olduğunu da anlatmaktadır ki bu içgüdüden daha ileri bir yetidir.

2 – Hüdhüd, gökyüzünden yeryüzündeki insanların şirk koştuklarından haberdar olmuş; Hz. Süleyman’a (a.s) Sebe bölgesinin insanlarının Allah’ı tanımadıkları bilgisini vermiştir. O andan sonra da özel bir görev almıştır. Öyleyse tevhidi tanıması ve şirkin çirkinliğinin haberini Hz. Süleyman Peygamber’e (a.s)  ulaştırması ile habercilik gibi özel bir göreve sahip olması, konunun içgüdüden daha ileri bir noktada olduğunu gösterir.[3]

3 – Hz. Süleyman’ın (a.s) Hüdhüd kuşunun kaybolma nedenini kendisine sorduğundahayvanınkabul edilebilir bir özür ve delil sunmuş olması, şuurunun içgüdüden daha ileri bir konumda olduğunu gösterir.

4 – Kur’an’ın, “Tüm varlıklar Allah’ı tesbih eder ama siz anlamazsınız”[4] ifadesinde kastedilen, tekvini tesbih değildir. Çünkü biz tekvini tesbihi anlamaktayız. Öyleyse Kur’an, farklı bir tesbihe işaret etmektedir.

5 – Kur’an ayetlerinde, Allah için secde tüm varlıklara nispet edilmiştir. “Göklerde bulunanlar, yerdeki canlılar ve bütün melekler, büyüklük taslamadan Allah’a secde ederler.”[5]

6 – Kuşlar, Hz. Süleyman (a.s)’ın ordu harekâtında yer almışlardı: “Süleyman’ın, cinlerden, insanlardan ve kuşlardan müteşekkil orduları toplandı; hepsi bir arada (onun tarafından) düzenli olarak sevk ediliyordu.”[6]

7 – Kuşlar birbirlerine seslenebilip anlaşabilmekteler. Hz. Süleyman’ın (a.s) iftiharı ise Allah’ın kendisine kuşların dilini öğretmiş olmasıdır. “Süleyman Davud’a vâris oldu ve dedi ki: Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi…” [7]

8 – “Vahşi hayvanlar toplanıp bir araya getirildiğinde” [8] ayeti kıyamette hayvanların da haşredileceğini ortaya koymaktadır.

9 – “Göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kuşların Allah’ı tesbih ettiklerini görmez misin? Her biri kendi duasını ve tesbihini (öğrenmiş) bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyle bilir.” [9] ayetinde hayvanların şuuruna ve bilinçli kulluk yaptıklarına işaret edilmektedir.

10 – Bazı hayvanların (köpek gibi) ev sahibine ve ailesine vefalı olması yine onların şuurlu olduğunu ortaya koyar.

11 – Av köpekleri ile kaçakçılığın ortaya çıkması için eğitilen polis köpekleri bu hayvanların özel bir bilince sahip olduğunu gösterir.

12 – İslam, bir hayvanın gözü önünde bir başka hayvanın kesilmesini yasaklamıştır. Bu hayvanların öldürülmeye ve kesilmeye olan şuurunu ortaya koyar.

- - - - - - -


[1] - Casiye,4

[2] - Tefsir-u Meraği

[3] - Neml, 22

[4] - İsra, 44

[5] - Nahl, 49

[6] - Neml, 17

[7] - Neml, 16

[8] - Tekvir, 5

[9] - Nur, 41

Editör: Hasan Bedel