.
.
Ehlader Araştırma Bölümü
Kuddusi UYSAL
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Yüce Rabbimiz insanı en güzel bir şekilde yaratmış, birçok nimetle birlikte söz söyleme imkânını da bahşetmiştir. Zira gönüllere sözlerle girilir, hidayet yoluna sözlerle erilir. Sözlerle sevinç ve kederimizi, arzu ve düşüncelerimizi ifade eder, tatlı bir sözle huzur bulur, acı bir sözle kırılır, inciniriz. Çünkü sözlerde gönüllere tesir eden bir güç vardır. Allah’u zu’l-Celal kalplere şifa Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’i, ”sözün en güzeli”[1] olarak nitelemiş, Peygamber Efendimiz de, ”Sözlerin en güzeli Allah’ın kelamı, en güzel yol da Muhammed’in yoludur” buyurmuştur.
Allah Teâla Mü’minlere doğru sözlü olmalarını emretmiş, söylediğimiz sözlerden dolayı mutlaka sorumlu olduğumuzu bildirmiştir. Kur’an-ı Kerim’de Allah Teâla, sözlerimizin daima kaydedilmekte olduğunu, lehimizde veya aleyhimizde bir delil olarak mutlaka karşımıza çıkacağını haber vererek bizleri şöyle uyarmıştır:
“Üstelik biri insanın sağ tarafında, diğeri de sol tarafında oturmuş iki alıcı melek de (onun yaptıklarını) alıp kaydetmektedir. İnsan her ne söylerse, onun yanı başında (yaptıklarını) gözetleyen (ve kaydeden) bir melek hazır bulunur ”[2]
Peygamber Efendimiz de hadis-i şeriflerinde: "Kulun kalbi doğru olmadıkça, imanı doğru olmaz. Dili doğru olana kadar da kalbi doğru olmaz."[3] buyurarak sözlerimize dikkat etmemiz gerektiğine, sözlerimizle imanımız arasında bir bağ olduğuna dikkatlerimizi çeker, sözlerimizin götürebileceği kötü akıbete karşı bizleri şu hadisleri ile de uyarır:
“İnsanları yüzüstü cehenneme sürükleyen, dillerinin kazandığından başkası değildir"
Sözlerimizin doğru olması kadar, sözlerimizin yerinde ve zamanında, belli bir üslup içinde söylenmesi de önemlidir. Zira üslubumuz kişiliğimizin bir göstergesidir. Mü’min, sözlerinde nâzik olmalı, kendini ilgilendirmeyen ve faydası olmayan, kırıcı ve incitici sözlerden, boş ve anlamsız konuşmalardan uzak durmalıdır. Hiçbir maksadı olmayan ve düşünmeden yapılan konuşmalar, sahibi için pişmanlık vesilesidir.
O halde nazargâh-ı ilahi olan kalplerimizi temiz tuttuğumuz gibi, dillerimizi de temiz tutmaya özen gösterelim. Dillerimizi, gönül incitici ve kırıcı sözlerden koruyalım. Yalan, gıybet, dedikodu, iftira vb. sözlerle kardeşliğimizi, birlik ve beraberliğimizi bozmayalım. Rabbimizin “Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin.”[4] uyarısını, Efendimizin, “Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa, ya hayır söylesin ya da sussun.” ikazını asla unutmayalım.
Yunus’un şu güzel sözleriyle cümlelerimizi tamamlıyoruz:
Sözünü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz;
Sözünü pişirip diyenin, işini sağ ede bir söz.
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı;
Söz ola ağulu aşı, bal ile yağ ede bir söz.
Kişi bile söz demini, demeye sözün kemini;
Bu cihan cehennemini, düzelte bir güzel söz