.
.
Yüzyıllar öncesinden süregelen “Seni” tanıma mücadelemize nasıl bakıyorsun bilmiyorum ama o zaman da yalnızdın biliyoruz ki şimdi de İlahi öğretilerin yalnız!
Peygamberin vasisi olman yalnızlığını gidermiyordu aksine yalnızlığını artırıyordu belki de!
Yaşamının her anında adalet, muhabbet, vefa, ilim varken;
Hedefin ümmete insan olmanın yollarını öğretmekti!
Sana düşmanlık edenleri eleştirip, Sana dost olduğumuzu göstermeye çalışırken;
Allah’ın Aslanı;
Takvalıların İmamı;
Cömertlerin Sultanı;
Mertlerin Şahı olmanı unuttuk!
Konuşan Kur’an Ali;
Seni tanımadan “düşmanını” tanıyıp neyleriz?
“Nefsimizle hemhal” olurken düşmanın nefsini nasıl küçümseyelim?
Seni tanımadan “düşmanla” nasıl savaşalım?
Başkalarına çok basit sebeplerle haksızlık yaparken, yaptığımız yanlışlara göz yumarken; Sana yapılan haksızlıklara nasıl başkaldıralım?
Seni hâlâ anlayamadık hâlâ anladıklarımızı yaşayamadık!
Neden?
Seni anlamak ve Sana ulaşmak bu kadar mı zor!
Seni; haklarının gasp edilmesinden dolayı sevmedik!
Seni; Sen yapan “yalnızlığınla” sevdik!
Kuyulara derdini anlatmanı sevdik!
Yetimlere baba olmanı sevdik!
İnsanlar, dünya nimetlerinin peşindeyken hurmalıkları sulamanı sevdik!
Hayber savaşını komuta edecek güce sahipken askerlere hamur yapıp ekmek pişirmeni sevdik!
*
Sen düşmanına “dua edip muhabbet “gösterirken bizler düşmanlarını dillendirmekle Seni anlayacağımızı düşündük!
Ümmetin maslahatı için birçok haklarından vazgeçmişken; bizler Senin gasp edilen haklarını konuşmaktan öteye gidemedik!
Sen meleklere öğreticiyken; hangi dille haklılığını ispatlamaya çalışıyoruz, kimlerle adını anıp öğretilerini yaşatmaya çalışıyoruz!
Bir tarafta kin, nefret, intikam tohumlarını kalplere ekerken aynı yerde Ali’nin muhabbet ve sevgisini gönüllerde yeşertmek mümkün mü?
Seni tanıtırken hakkını savunurken, çileli ıstıraplı anlatımlardan vazgeçmemiz gerekmiyor mu?
Yıllardır minberlerde, kürsülerde anlatılan alışagelmiş sözlerin dışında “Seni” daha anlamlı anlatmanın zamanı gelmedi mi?
“Bana Seni Gerek Seni”
Düşmanına merhamet eden Sen; dostuna tahammül edemeyen benden ne beklersin?"
Ali minber ve kürsülerde anlatılasın diye yalnızlığı seçmedi!
Ali, hayatın içinde her anımıza yol göstermek için yalnızlığı seçti!
Ali’yi tanımadan haklarını savunmak “karanlık yolda ışıksız yol almak” değil de nedir?
Ezberlenmiş sözlerle Ali’nin masumluğuna delil getirmek;
“Ali’yi yalnız koymak” değil de nedir?