Acaba insan neden suçunu ve hatasını kabullenmek yerine hep başkalarını suçlar? Kendi yaptığı hatalarına bahane getirir ve ‘Eğer filan şahıs şöyle yapmasaydı ben bu hatayı yapmazdım!’ der. Hatta bazen cansız varlıkları dahi suçlar. Ayağını kanepenin kenarına çarpar, kanepeye sinirlenir; başını pencereye çarpar, pencereye sinirlenir ve bazen vurarak pencerenin camını kırar.

Bu durum insanın kendi nefsini çok sevmesi, kendisinde kusuru görmeye tahammül edememesinden kaynaklanır. İnsan, kendisini eksik ve kusurlu görmek istemez. Bu yüzden hata bendeydi, kusur bendeydi, diyemez.

Sadece kendisiyle de kalmaz eşinin, çocuklarının ve hatta anne ve babasının hatalarını ve eksiklerini kabullenemez ve bu hata ve eksikleri başkalarının üzerine atar. Benim oğlum dinden uzaklaştı, kızım düzgün giyinmiyor, filan hocanın yüzünden. Oğlum okulu bıraktı, üniversiteyi bitirip mühendis olacaktı ama olamadı, filan öğretmenin yüzünden. Filan caminin hocasından yanlış bir hareket gördüğüm için 5 yıldır namaz kılmıyorum, Allah o hocayı bildiği gibi etsin, benim maneviyatımı engelledi. Ya ben iyi bir insan olacaktım, annem ve babam beni düzgün yetiştirmedi.

Hırsızlık yapan birisine soruyorlar “Neden hırsız oldun?” Diyor: “Toplum beni bu hale getirdi.” Katile soruyorlar “Neden bu cinayeti işledin?” Diyor: “Pişmanım, ama filan kimsenin dolduruşuna geldim, eğer o olmasaydı ben bu cinayeti işlemezdim.”

Sanki bu olumsuzluklarla sadece sen ve senin yakınların karşılaştı da böyle oldu! Bu hata ve yanlışlara düşmeyenler senin bu karşılaştığın olayları yaşamadılar da o hataları yapmadılar. Öğrenciyken sınıfta farklı yapılarda öğrenciler vardı. Ders okuma derdinde olanlar ve zorla ders okuyanlar. Ders okuyup bir yerlere gelme derdinde olan öğrenciler, ne kadar olumsuzluklarla karşılaşsalar da, öğretmenlerin azarını işitseler de, yine de okumaktan vazgeçmediler ve bir yerlere geldiler. Ama zorla ders okuyanlar, anne ve babaları özel öğretmenler de tuttularsa da yine de en ufak bir şeyi bahane ederek okumadılar. Öğretmen bana sınıfta yan baktı, benim ders okuma şevkimi kırdı, yoksa oğlumuz mühendis olacaktı!!!

Kıyamet gününde de günahkârlar, işledikleri günahların suçunu üzerine atacakları birilerini arayacaklar ve onların üzerine atmaya çalışacaklar. Hatta Şeytan’ı dahi zor durumda bırakacaklar, günahlarını Şeytan’ın üzerine atacaklar. Ama Şeytan, onlara şöyle diyecek:

وَمَا كَانَ لِىَ عَلَيْكُمْ مِنْ سُلْطَانٍ اِلَّا اَنْ دَعَوْتُكُمْ فَاسْتَجَبْتُمْ لٖى فَلَا تَلُومُونٖى وَلُومُوا اَنْفُسَكُمْ

“Zaten benim sizi zorlayacak bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi çağırdım, siz de hemen bana geliverdiniz. O hâlde beni kınamayın, kendinizi kınayın.”[1]

Ya da bu dünyada zalim kimselere uyarak günaha batan ve kâfir olan kimseler diyecekler:

وَقَالَ الَّذٖينَ اسْتُضْعِفُوا لِلَّذٖينَ اسْتَكْبَرُوا بَلْ مَكْرُ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ اِذْ تَاْمُرُونَنَا اَنْ نَكْفُرَ بِاللّٰهِ وَنَجْعَلَ لَهُ اَنْدَادًا  

“Bu dünyada zayıf ve güçsüz olanlar, Müstekbirlere, diyecekler: "Hayır, bizi hidayetten saptıran gece ve gündüz kurduğunuz tuzaklardır. Çünkü siz bize Allah'ı inkâr etmemizi ve O'na eşler koşmamızı emrediyordunuz.”[2]

Ve, ve, ve… hep suç başkalarında, ya ben? Ben sütten çıkan ak kaşığım, benim bir suçum yok, eğer filan kimse olmasaydı…

Kardeşim! Suçu başkasının üzerine atmaktan kurtul ve kendine dön ve kendi nefsini suçla. Hataların, günahların, suçların, manevi sıkıntıların, eksikliklerin ve kusurların için günah keçisi arama!!! Ancak bu şekilde kurtuluşa erebilirsin. Suçu kendinde aradığın anda Allah’ın rahmeti üzerine yağmaya başlar. Şöyle de:

 “لَا اِلٰهَ اِلَّا اَنْتَ سُبْحَانَكَ اِنّٖى كُنْتُ مِنَ الظَّالِمٖينَ”

“Senden başka hiçbir İlâh yoktur. Seni eksikliklerden uzak tutarım. Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum.”[3]

Bu Yunusiye zikridir. Hz. Yunus, balığın karnındayken bu şekilde dua etti ve o zulmet ve karanlıktan kurtuldu. Dedi:

“Allah’ım! Sen her türlü kusur ve eksiklikten uzaksın. Bütün eksiklikler ve kusur bendedir.”

Rivayetlerde geçmekte ki eğer Hz. Yunus, bu şekilde dua etmeseydi, kendisini suçlu görmeseydi, kıyamete kadar balığın karnında kalacaktı.

Bizler de Rabbimizin huzuruna durarak bu itirafı canı gönülden yapmalıyız.

“Allah’ım, işlediğim günahlara, yaptığım hatalara bahane getirmiyorum; kimseyi suçlamıyorum. Hata da bende, kusur da bende. Beni affet.”

Hakiki manada bu itirafı yaptığımız zaman bütün kapıların açıldığını göreceğiz.

“Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü Rabbimin merhamet ettiği hariç, nefis aşırı derecede kötülüğü emreder.”[4]