.
.
Körfez Muhammediye Camii Ali Ekber Gençliği'nin organize ettiği Dünya Kudüs Günü programı değerli Ehl-i Beyt âlimimiz Seyyid Kamil Sutay'ın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Program Aybala Günal’ın Gazze ile ilgili kendisinin kaleme almış olduğu şiiri okumasının ardından Ehla-Der Yönetim Kurulu Genel Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Muhammediye Camii hocası kıymetli âlimimiz Orhan Öz’ün Kudüs Günü konuşması ile devam etti.
Orhan Öz konuşmasında 7 Ekim’den bu yana insanlığın büyük bir imtihana girdiğini ve herkesin kendi imtihanını verdiğini söyledi. Öz cümlelerine şöyle devam etti: “Filistin’in kurtuluşu ancak ve ancak ümmetin birliğinden geçmektedir; mezhep ihtilafı ve fitnesini çıkartanlar ancak ya Tel Aviv İslam Üniversitesi’nden mezun olmuşlardır ya da oradan beslenmektedirler.”
Direniş Cephesi’ne de değinen Orhan Öz bu konuyla ilgili de şunlar söyledi;
“Direniş cephesi bazılarının kafasında kurguladığı gibi bir örgüt değildir; Direniş Cephesi yani sabır ve mücadeledir. Direniş Cephesi Bedir’de, Huneyn’de Hz. Resulullah’ın açtığı cepheydi. Hendek Gazvesi, Hayber cephesi ve Kerbela bir direnişti, Çanakkale direniş cephesiydi. Şimdi Gazze, Yemen, Lübnan, Irak Direniş cephesidir.”
Dünya Kudüs Günü programı Hüseyin Aşar’ın Muhammediye Camii Aliekber Gençliği adına yazılmış olan bildirisini okuduktan sonra değerli Ehl-i Beyt âlimimiz ve Ehla-Der Yönetim Kurulu üyemiz Yaver Daştan’ın okuduğu dualar ile son buldu.
Saadet Partisi İlçe Başkanı ve MHP İlçe Yönetiminin de iştirak ettikleri Kudüs Günü programında daha sonra iftar yemeği ile müminler oruçlarını açtılar.
Kocaeli Körfez Muhammediye Camii Aliekber Gençliği'nin Dünya Kudüs Günü bildirisi aşağıdaki gibidir;
.
2024 Yılı Dünya Kudüs Günü Hakkında Basın Açıklaması
.
Bismillahirrahmanirrahim
.
Bilindiği üzereRamazan ayının son Cuma günü Dünya Kudüs Günü olarak ilan edilmiş ve bu günde tertiplenen programlarla özelde İslam dünyasının ve genelde tüm halkların dikkati Filistin’indeki işgalci Siyonist rejim problemine çekilmek istenmiştir.
Batı dünyasının Filistin’e zorla yerleştirdiği Siyonist rejim bugün Amerika ve İngiltere’nin sömürgeci projelerinin uygulayıcısı bir vekil güç olarak hem Filistin halkına, başta ülkemiz olmak üzere bölge ülkelerine hem de bütün bir İslam dünyasına karşı kullanılmaktadır. Tarihi bir tecrübe olarak sabittir ki, bir ordu olarak tasarlanan ve buna göre donatılan Siyonist rejime yönelik direnç arttıkça bu rejimin gerçekleştirdiği katliamların boyutu da artmaktadır. Adeta günümüz Kerbelasını yaşadığımız 7 Ekim sonrası katliamlar bunun en yakın ve en bariz kanıtıdır.
7 Ekim 2023’de Filistin’in onurlu halkı toplamda neredeyse yüz yılı bulan, Siyonist rejim altındaysa 70 yılı geçen terör, tehcir, katliam, aşağılanma, yok sayılma ve her türlü insanlık dışı eyleme karşı yeni bir mücadele hamlesi başlatmış ve buna Aksa Tufanı ismini vermiştir. Aksa Tufanı ile Filistin halkı direnişin her zamankinden daha kararlı, azimli ve fedakâr olduğunu ortaya koymuştur.
Aksa Tufanı ile tüm dünya neredeyse ikiye ayrılmıştır. Filistin halkının yanında olanlar ve Filistin halkının karşısında yer alanlar. Hükümetler söz konusu olduğunda, Amerika’nın başını çektiği Batı bloku bir bütün halinde Siyonist rejime destek verirken, diğerleri Filistin halkının haklı mücadelesini teyit etmiştir. Halklar ise dünyanın her yerinde aynı düşünce ve hissiyatta birleşmiş, Filistin halkının haklılığını ve mazlumiyetini, Siyonist rejimin ise vahşiliğini haykırmıştır. Bugün Filistin halkı tüm insanlığın ortak davası haline gelmiştir.
Her sene idrak ettiğimiz, içten duygularımızı ve kardeşçe dayanışmamızı göstermek için bir fırsat bildiğimiz Kudüs Günü bu yıl tüm bu gelişmeler sebebiyle çok daha önemli bir misyona sahiptir. Müslümanlar olarak bizler, Kudüs Günü’nde ve sonrasında Filistin halkı ile dayanışmamızı kesintisiz ve artan bir ivme ile sürdürmekle vazifeliyiz. Tarihin bu dönemecinde üzerimize düşen en temel dini sorumluluklardan biridir.. Bu sorumluluğun bir gereği olarak, Filistin’i konuşmaya, anlatmaya, herkese açıklamaya devam etmeliyiz. Filistin’de yaşanan vahşeti perdeleyen, halkın dikkatinden kaçıran her şeye karşı dikkatli ve mücadele içinde olmalıyız. Filistin halkının mağduriyetini artıran ve Siyonistleri rahatlatan her türlü eyleme karşı birlik ve beraberlik içinde karşı durmalıyız. Her kimden gelirse gelsin ve yine hangi adla veya bahane ile yapılırsa yapılsın, Filistin’in haklı direnişine zarar veren her türlü eyleme itiraz etmeliyiz. Bunun Müslümanların asli vazifesi olduğunu asla unutmamalıyız zira İslam “hak ve adalet peşinde olan mücahit insanların dinidir. Hürriyet ve bağımsızlık isteyenlerin dinidir. Mücadeleci ve sömürge karşıtı bir mekteptir.”
Biz, Körfez Muhammedciye Camii gençliği ve cemaati olarak, Kudüs’ü savunmanın dini bir vacibe ve vazife olmasıyla birlikte, vaat edilmiş topraklar adı altında, Başta ülkemiz olmak üzere bütün bölge ülkelerini İsrail tehdidine karşı savunmak olarak görüyor ve Müslümanların üzerinde bileşerek vahdeti sağlayacağı en önemli simge olduğuna inanmaktayız. Dünya Kudüs Günü’nde bütün Müslümanlar olarak mezhep ve fırka ayrılığı gözetmeden üzerimize yüklenen dini insani, vicdani, tarihi ve ilahi sorumluluğu yerine getirmemiz gerektiğini kabul ettiğimizi ve mazlum Filistin halkının haklı davasını desteklemede kararlı olduğumuzu ilan ediyoruz. Tüm halkımızı ve yeryüzünün tüm vicdanlı insanlarını da bu tarihi anda sorumluluk almaya davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Muhammediye Camii Aliekber Gençliği
.
Ehlader HABER
Konuyla ilgili bir diğer haber: