.
.
Ehlader Araştırma Bölümü
Halkçı kimliği ile tanınan Merhum İmam Humeyni, hem Şah döneminde hem de İslam İnkılabı sonrası tevecühünü halktan yana kullanmış ve siyasi veyahut her hangi toplumu ilgilendiren bir meselede onların her daim agah kılınması için büyük çaba harcamıştı.
* * *
“Düşman İki Şeyi Tanıyamadı.”
İmam, Allah ve O'nun mahabbet duyduğu üstün kullarından sonra halka müthiş bir aşk ve sevgi besliyordu. Halka olan sevgiyi Allah'a olan sevgi gibi adlandırıyorlardı ve durmadan şöyle diyorlardı: "Düşmanlarımız şu iki şeyi tanıyamadılar: Birincisi İslam, ikincisi de halkımız."[1]
* * *
“Telgraflar Mutlaka Halk İçin Yayınlanmalı”
Eskilerden kalan bir gelenek vardır; Ruhaniler ve Müçtehitler yaşadıkları dönemin hükümetleri ile aralarında geçen -olumlu ya da olumsuz farketmeksizin- diyalogları halka sunmaktan kaçınmışlardır. Bazen aylarca devlet erkânı ile müçtehitler arasında mektuplar, telgraflar ve sözler gidip gelmiştir. Hatta bu yazışmalar arasında din âlimlerinin Şah ve yönetimine karşı oldukça ağır tenkit ve eleştirileri olmuş ama halkın kahır çoğunluğu bunlardan habersiz olduğu için çoğu zaman Ulema ve Şah'ın ortaklaşa hareket ettiklerini dahi düşünmüşlerdir.
İmam Humeyni bu sistemi çoğu zaman eleştirmiş ve 1962 senesinde Kum şehri âlimleri ile yaptığı görüşmede, Şah rejimi ile yapılan bütün telgrafların, yazışmaların halka sunulmasını; eski yazışmaların bir mecmua şeklinde ve yeni olanların da sıcağı sıcağına basılıp dağıtılmasını önermişti. İşte bu şekilde halkın zihnindeki soru işaretleri bertaraf olacak ve onlar da bu siyasi ve dini cereyanın içerisine tam manasıyla girmiş olacaklardı. Çok geçmeden İmam; Şah’ın ve onun devletinin telgraf sistemini kökten değiştirdi. Onları muhatap almadan, doğrudan halka olup biteni anlatmaya ve olması gerekenleri halk ile paylaşmaya başladı. Şah rejimine gönderilmek için hazırlanan tüm mesajları çoğaltarak, iletilerin önce halkın eline ulaşmasını ve bu şekilde de dolaylı yoldan Şah'a iletilmesini sağladı.[2]
* * *
“Mutlaka Basılmalı ve Halk Agâh Olmalı”
İmam'ın izlediği yol hiçbir merci-i taklidin izlediği yol ile uyuşmuyordu. İmam mübarezeye başladığı ilk günden itibaren şunu söylüyordu: "Mutlaka adım adım halk bu sahnede yer almalıdır."
Eskiden merciler tarafından Şah rejimine, olan ve olabilecek tüm ihtilafların önünü alması için telgraf çekilirdi. Ama bu yazışmalar gerek mektup, gerek telgraf ve mesajlar vasıtasıyla Şah ve Ulema arasında olurdu. Ama İmam mücadelesinin hız kazandığı o ilk günden itibaren, Şah ve rejimine gönderilen tüm mektup ve telgrafları şöyle değerlendirmişti: "Bunlar mutlaka basılmalı ve halk olup bitenden agâh ve haberdar olmalıdır."
İmam'ın ilk ve en ağır eleştirilerini içeren bir telgrafı 09 Ekim 1962 basılıp halka dağıtılmış ve ardından da Şah'a gönderilmişti.[3]
* * *
“Halktan Hiçbir Şey Saklanmamalı!”
Merhum İmam, İslam İnkılâbı'nın ilk gününden ta vefatına değin ülke içerisinde vuku bulan bütün meselelerin halk ile paylaşılmasını istemiştir. Örneğin O; bakanlıkların getirdiği yeni gelişmeleri dinler, raporları inceler ve "Bunları götürün ve eksiksiz bir şekilde halkla paylaşın. Hiçbir konu halka gizli kalmamalı." derdi. [4]
* * *
“Halk Hiçbir Şeyden Uzak Tutulmamalı”
Devrim muhafızları ve üniversite gençleri, 4 Kasım 1979 günü Tahran'daki Amerikan Büyükelçiliği'ni -casusluk yaptıkları gerekçesiyle- basmışlardı. Bu baskında 52 Amerikalı diplomatı rehin almaları üzerine, rehinlerin serbest bırakılması için Amerika Birleşik Devletleri başkanı Jimmy Carter, İmam Humeyni’ye bir mesaj iletmişti. Bu mesaj İmam’a Cuma günü ulaşmıştı. Ama Kutubzade bu mesajın İsveçli makamlardan, Çarşamba günü kendi eline geçtiğini söylüyordu. Aynı gün ya da bir sonraki gün de, Ben-i Sadr'ın eline bir mesaj ulaşmıştı. Carter'ın İmam'a ulaştırılması için yazdığı mesaj oldukça mülayimken, Ben-i Sadr'a yolladığı mesaj oldukça sert ve tehdit içerikliydi.
İmam oldukça basiretli bir insandı gerçekten. Gelen mesajı dikkatle okuduktan sonra "Halk hiçbir şeyden uzak tutulmamalı!" diyerek ertesi gün bu mesajın radyolardan ulusa ulaştırılması emrini verdi. İmam şöyle buyurmuştu: "Bu mesaj hemen yayınlanmalı. Çünkü bizim halktan gizleyecek hiçbir şeyimiz yok. Büyük bir ihtimalle onlar bu mesajı bizden önce yayınlamak isteyecek ve halkın kafasında soru işaretleri oluşturmaya çalışacaklardır. Halkı, perde arkasında bir şeyler olup bitiyor düşüncesine sevk etmek isteyeceklerdir. Biz ne yapıyorsak bunu halk ile paylaşmalıyız. Paylaşmalıyız ki, halk kendi kararını kendisi verebilsin."[5]
* * *
“Halk Ne Yapıyor?”
İmam ile görüşmeye, her kesimden gruplar geliyordu. Havaların soğuk ya da sıcak olmasına aldırış etmeden İmam'la görüşmek için bekliyorlardı. İmam da her defasında halkın duygularına cevap vermek için hava yağmurluymuş, kar yağıyormuş dinlemez terasa çıkar ve onlara hitap ederdi. Kar yağdığı zaman biz hemen İmam'ın başının üzerine bir şemsiye açar onu bir nebze de olsa korumaya çalışırdık ama her seferinde İmam buna sinirlenir ve şöyle buyurdu: "Halk Ne yapıyor? Bakın! Benim şemsiyeye ihtiyacım yok!"[6]
* * *
Aynı Halktan Birisi Gibi
İmam’ın Paris’te, Neauphle-le-Chateau’da, mukim olduğu dönemde Almanya’dan ve İngiltere'den kalabalık bir grup, İmam'ı görmek için gelmişti. Hava oldukça soğuk ve yağmurluydu. İmam, evin içerisinde gelen ziyaretçiler için yer olmayacağını anladığında dışarı çıktı ve hâlbuki çatının altında ya da camın kenarında onlarla konuşabilirdi ama kendileri yaklaşık 15-20 dakika yağan yağmurun altında onlarla yakından sohbet etmeyi yeğledi.[7]
* * *
Tüm Isıtıcıları Kapatın
İmam Paris'te iken 78 senesi sonlarında patlak veren İran'ın petrol ve yakıt sıkıntısı sorunu yüzünden tüm halk çetin kış koşullarından olumsuz etkilenmişti. Bunun üzerine İmam, o yaşlı haline ve Paris'in o soğuk havasına aldırış etmeden bizlere, evdeki tüm ısıtıcıları kapatmamızı ve halkımız şu anda nasıl yaşıyorsa öyle yaşamamızı söylemişti.[8]
- - - - - - - - - - - - - - - -
[1] Sani’i, Hasan, Cumhuri-yi İslami, 08.06.1994
[2] Ruhani, Seyyid Hamid, 15 Hordad; Sayı 2, Hordad ayı, S.10
[3] Ruhani, Hasan, Keyhan, 14.06.1983
[4] Hamanei, Seyyid Ali, (İslam İnkılâbı Dini Lideri), Keyhan, 14.05.1981
[5] Humeyni, Ahmed, (İmam'ın Oğlu) Cumhuri-yi İslami, 31.03.1980
[6] Ensari Kirmani, Muhammed Ali, Sergüzeştha-i Vije ez Zendegi-i İmam Humeyni, C.2, S.74
[7] Muhteşemi, Ali Ekber, Sergüzeştha-i Vije ez Zendegi-i İmam Humeyni, C.1, S.47
[8] Kevser, Sergüzeştha-i Vije ez Zendegi-i İmam Humeyni, C.2, S.564