.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

Gusül ve Teyemmüm

Şehid-i Sanî şöyle der:

"Gusül alınırken bütün vücudun yıkanması farz kılındı. Zira insanın en küçük düştüğü an ve dünyevi isteklere daldığı en şiddetli hâl cinsel ilişki halidir. İnsan vücudunun tamamı ise cinsel ilişkide iştirak etmektedir."

Buna binaen Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur:

"Her kılın altında cenabet yatmaktadır."

İnsanın vücudu bu halde, yücelik mertebesinden oldukça uzaklaştığı için ve değersiz zevklere oldukça fazla daldığı için bu vücudu yıkamak diğer bütün işlerden daha çok önem kazanmakta ve insan ancak bu şekilde yüce Allah’ın huzuruna çıkma hazırlığını elde edip değersiz hayvani hazlardan uzaklaşabilmektedir.

Ancak elde edilebilen bu hazzın büyük bir bölümü kalbe ait olduğu için kalp temizliğiyle uğraşmak ve kalbi, faziletlerin elde edilmesi yönünde engel olan etkenlerden uzak tutmak, akıl sahibi bir insan için vücut temizliğinden çok daha önemlidir.

Suyla yıkamak imkânsız olduğu durumlarda, teyemmüm etmek niyetiyle bu uzuvların toprağa sürülmesi, bu ana uzuvların toprağa sürülerek küçük düşürülmesi için ve bu vesileyle huşu içinde Allah’a yönelmek için zemin hazırlamak amacıyla farz kılınmıştır.

Bu durumdaki bir kul, teyemmümden ders çıkararak, kötü sıfatlardan arınmak için iyi sıfatlar edinmenin yeterli olmadığı durumlarda, nefsini küçük düşürmek için, onu aşağılayıcı hallere sürüklemek suretiyle ve büyük rahmet ve kerem sahibi Mevla’sının onu bu halde görüp ona merhamet gösterip kendisine kendi nuruyla hayat vermesini ümit ederek Allah’a yalvarmalıdır. Hadislerimizde de ifade edildiği gibi kuşkusuz Yüce Allah, kalbi kırık insanların yanındadır. İnsan bu inceliklere dikkat ederek geçmişteki ihmalkârlıklarını telafi edip Allah’a yakınlık kazanarak aydın bir geleceğe sahip olabilir.

İmam Rıza (a.s) önceki hadisin devamında şöyle buyurmuştur:

"Gusül, cenabet durumu için farz kılınmıştır tuvalete gitme nedeniyle değil. Zira cenabet hali insanın tüm vücudundan çıkan bir sıvıyla beraber meydana gelir. Ancak tuvalet ihtiyacı böyle değildir ve yalnızca yenilen bir yiyeceğin bir kapıdan girip diğer kapıdan çıkması gibidir."

İmam Rıza (a.s) diğer bir hadiste şöyle buyurmuştur:

"İdrar ve dışkıda kolaylık tanınmasının sebebi; bunların sayısı ve süresi cenabetten çok daha fazladır. Dolayısıyla sayıca fazla olduğu için ve her bir defası için gusül farz edilecek olsaydı büyük sıkıntılara sebep olacağından yalnızca abdest alınması yeterli görülmüştür. Ayrıca bunlar cenabetten farklı olarak istem dışı ve şehvetsiz bir şekilde çıkmaktadır. Ancak cenabet, şahsın iradesine bağlı olarak ve haz almakla beraber meydana gelmektedir."

Banyo Yapmak

İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:

"Hamam ne güzel bir yerdir. Orada insan cehennemi anıyor ve kirlerinden arınıyor."

Şöyle denilmiştir: Bu hadis aslında bize bütün hallerde ahireti göz önünde bulundurmamız gerektiğini anlatmaya çalışıyor. İnsanın görebileceği her sıcak veya soğuk şey onun için bir ders, bir öğüt olmalıdır. Karanlığa baktığında kabirdeki karanlığı anmalıdır. Yüksek bir ses duyduğunda sura üfürüleceği anı anmalıdır. Güzel bir nimetle karşılaştığında cennet nimetlerini anmalıdır. Onaylamak veya reddetmek mahiyetinde bir söz duyduğunda ise kıyamet gününde hesaba çekildikten sonra amel defterinin onaylanmasını veya reddedilmesini düşünmelidir.

Hamam, cehenneme çok benzer. Altından yükselen sıcaklık üstündeki karanlıkla birleşince cehennemi anımsatır. Dolayısıyla mümin bir kul hamamın sıcaklığına maruz kaldığında cehennemi anmalıdır. Hatta belirli bir süre için çok sıcak bir bölgede kalıp cehennem sıcaklığını vücuduna tattırmalıdır ve cehennem sıcaklığına maruz kalmaktan Allah’a sığınmalıdır.

İmam Cafer-i Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:

"Üçüncü eve (Hamam’a) girdiğinde şöyle dua et “Cehennem ateşinden Allah’a sığınıyorum ve cenneti benden esirgememesini diliyorum” ve bu duayı ateş evinden çıkana kadar tekrar tekrar dile getir."