.

.

Ehlader Araştırma Bölümü



 

Medeni toplum batıda aydınlanma çağında yaygınlık kazanan ve batılı siyasi filozofların çeşitli anlamlar verdiği bir kavramdır.

Hobbes gibi karamsar düşünürler insan ve toplum hakkında karanlık portreler çizerek güç, hile, bencilik, korku, itimatsızlık, ihtiras ve kötülüğü medeni toplumun faziletlerinden saymaktadırlar.[1]

Hobbes'in medeni toplumunda kan içici orman ejderhaları birbiriyle savaş halinde olan vahşi ve yırtıcı hayvanları kontrolü altında tutmaktadır.[2]

Jan Jak J. J. Rousseau'nun görüşüne göre ise medeni toplum toplumsal bir sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Bu toplumda herkes doğal özgürlüğünü medeni özgürlüğü karşısında kaybetmektedir.

Burada sözü edilen doğal özgürlük ise insanın toplum olmadığı takdirde, mutlak yalnızlığında tabiatı tasarruf edip kullanmada ve isteklerine ulaşmada sahip olduğu düşünülen özgürlüktür.

Medeni özgürlük ise insanın tasallutu altında bulundurduğu ve toplum çerçevesinde kalan  şeyler üzerindeki malikiyet özgürlüğüdür. Doğal özgürlüğün hiç bir sınırı yoktur. Ama medeni özgürlük genel bir iradenin sınırlarıyla sınırlandırılmıştır.

Eğer bu tür özel tefsirleri medeni toplumun tanımı için ölçü kabul edersek bu düşünceyi İslam ve İslam'ın siyasi kavramlarıyla örtüştürmek mümkün değildir. Ama medeni toplum hakkında yapılan çeşitli tefsirler arasından böyle bir toplum için tümel özellikler ortaya konulabilir ve bu İslami kavramlarla örtüştüğü gibi hatta siyasal İslam düşüncesinin bu temel üzere şekillendiğini de ifade edebiliriz.

Bu tümel özellikler şunlardır:

1- Kanun Taraftarlığı

Medeni toplum kanuna dayalı bir toplumdur ve içindeki toplumsal ilişkilerin merkezini kanun teşkil etmektedir. Bu özellikler kanuna dayalı bir sistem oturtmayı hedefleyen İslam'ın siyasal düşüncesi ile de açık bir şekilde örtüşmektedir.

2- Bireysel Hakları Koruma

Medeni toplumdaki fertlerin hakları korunmalıdır. Siyasal İslam düşüncesi de bireysel hakları tanıyarak devleti bu hakları korumakla görevlendirmiştir.

3- Fertlerin Kanun Karşısındaki Eşitliği

Medeni toplumda tüm insanlar kanun karşısında tam bir eşitlik içindedir. İslam da bu eşitliğe büyük önem vermiştir.

4- Medeni Özgürlük

Medeni özgürlük kanun çerçevesinde gerçekleşen özgürlüktür ve bu İslam'ın da kabul ettiği bir husustur.

Bu esas üzere her ne kadar medeni toplumun hiç bir özel yorumu İslami kavramlarla uyuşmasa da ama bu toplumun tümel özellikleri bu düşünce ile örtüşmektedir.

Bu yüzden Peygamberin (s.a.a) Medine toplumunu İslam'da medeni toplumun gerçek bir örneği kabul etmek ve İslam'ı böyle bir toplumu oluşturmada öncü saymak mümkündür. İslam'ın bina ettiği medeniyet her ne kadar reel planda sonradan asıl yolundan uzaklaşmış olsa da ama teorik planda eşsiz bir güç ve sağlamlığa sahip bulunmaktadır.

[1] Muhammed Cemal Barut, el-Mûctemeu’l Medenî, s.15

[2] a.g.e, s. 14-18

Editör: Hasan Bedel