.

.

Ehlader Araştırma Bölümü

Üstad İsmail Himmeti

*Gadir ve Bileam*


Gadir kelimesi, kutsal kitapta kanun, koruma, uyanıklık ve rahmetin sembolüdür. Eski Ahit mütercimleri bu kelimeyi "duvar" ve "basamak" olarak tercüme etmişlerdir. İbranice'de, qeer קיךkelimesi de duvar anlamında kullanılmıştır. (Örneğin Levililer 14:39'da). Gadir kelimesinin açıkça anıldığı durumlardan biri, (Eski Ahide göre) gayr-ı Yahudi bir peygamber olan Bileam kıssasıdır. Bileam sayılar kitabının 22-24 bölümüne göre, dualarına icabet edilen bir peygamberdir ve Allah onun dualarını icabetsiz bırakmamaktadır. Benî İsrail, Mısır'dan vaadedilmiş topraklara doğru hareket edince, Medyen ve Moab'ın yakınlarına yetiştiklerinde, Moab kralı Balak, büyük bir endişe ve telaşa kapılır. Elçileri hediyelerle göndererek Bileam'ı huzuruna davet eder ki, ondan yardım alsın. Bileam elçileri geri çevirir. Balak tekrar onu yardıma çağırır. Bu sefer Bileam Allah'tan sadece O'nun emirlerini gözetmek şartıyla izin alır. Bileam merkebine binerek kral Balak'a doğru hareket eder. Hayvan elinde kılıç tutan bir meleği üç kez yolu üzerinde müşahede eder ve her üç seferinde yolu sürdürmemeye çalışır. Bir kez yoldan çıkıp kaçarak, bir kez yol kenarındaki duvara Bileam'ın ayağını sıkıp dayayarak, bir kez ise yere oturarak. Her üç seferinde Bileam'dan dayak yer.


Sayılar 22:34


"Sonra Allah'ın meleği üzüm bağının arasındaki çukurlu yerde durdu. Onun her iki tarafında duvar vardı. Ve merkep Allah'ın meleğini görerek kendini duvara dayandı ve Bileam'ın ayağına duvara dayayıp sıktı. Sonra o, onu tekrar dövdü. Ardından Allah'ın meleği öne geçti ve sağa ve sola geçişi bulunmayan dar bir yerde durdu."


("Duvar" olarak tercüme edilen kelime Ghadêrגדך  kelimesidir ki, Allah'ın emrinin ve doğru yoldan sapmaktan korunmanın simgesidir)


Hayvan, üç kez Bileam tarafından dövüldükten sonra, şikayet için konuşmaya başlar ve Bileam elinde kılıç tutan meleği yolunun üzerinde görür. Melek ona bu seferde yapması gerektiği şeyi kasten geciktirdiğini söyler. Bileam yere düşer ve şöyle der:


Sayılar 22:34


"Bileam Allah'ın meleğine dedi ki: günah ettim, çünkü senin yolumun üzerinde durduğunu bilmedim. O hâlde eğer senin hoşuna gitmiyorsa, geri dönüyorum."


Melek ona emreder ki, yolunu devam ettirsin. Ancak sadece Allah'ın emirlerini uygulasın. Bileam bu kez iyi bir fikir ve sâdık bir kalple yolunu sürdürür.


Bileam bu hikayede, üç kez hata ve dördüncü kez doğru seçimin sembolüdür. Kutsal kitap Bileam'ın üç kez hata yapmasının sebebi ile ilgili bir açıklama yapmamıştır. Zahiren bu metinde bulunan uyuşmazlıklar, ya sonradan metne yapılan eklemeler, yahut hikayenin sembolik oluşu sebebiyledir.


Devamında okuyoruz ki, Bileam kral Balak'ın huzuruna varır. Balak onu bir tepeye çıkarır ki, Benî İsrail'i görsün de onlara beddua edebilsin. Bileam Allah'tan emir alır ki Benî İsrail'e beddua etmesin ve Allah'ın emrini Balak'a bildirsin. O da böyle yapar. Bu olay üç kez üç farklı tepede gerçekleşir. Her üç seferinde Bileam Allah'ın emrine itaat eder. Ta ki sonunda, Balak onun yardımından ümidini keser. Hikâyenin bu bölümünde de, Bileam Allah'ın emrine itaatkâr, Moab kralının isteklerine ve vesveselerine karşı ilgisizdir.


Bileam olayının sadr-ı İslam'daki olaylara büyük bir benzerliği vardır. Peygamber'in (s.a.a) vefatından sonra üç halife peş peşe liderlik kürsüsüne oturdu. Gadir-i Hum'daki biatlerini görmezden geldiler ve Ali'nin (a.s) velayet (yöneticilik) hakkını ayaklar altına aldılar. 25 yıl sonra, insanlar adaletsizlikten ve devlet adamlarının sapkınlıklarından yorulduklarında, İmam'ın eteğine yapıştılar. İmam Ali (a.s) zahiri hilafete ulaştıktan sonra, üç kez yersiz taleplerle karşı karşıya kaldı. Her üç seferinde bunu reddetti ve bunların her biri kanlı savaşlarla sonuçlandı. Bu tam da, Bileam'ın üç kez hatadan sonra dördüncü seferde doğru seçimi ve üç kez kral Balak'ın vesveselerine ilgisiz kalmasına eşdeğerdir.


*Hurma Bahçeleri ve Ali*


Allah'ın Bileam'a ettiği vahiylerden birinde okuyoruz:


Sayılar 24:6


"Çekilmiş vadiler gibi, nehrin kenarındaki bağlar gibi, Allah'ın ekmiş olduğu ut ağaçları gibi. Su akıntılarının yanında bulunan selviler gibi"


Bu ifadeler zahiren Allah'ın Benî İsrail'e verdiği bereketlerin şiirsel bir şekilde anlatımıdır. İbranice metne müracaat edince ilginç nüktelerle karşılaşıyoruz:


כנחליםנטיוכגנתעלינהרכאהליםנטעיהוהכארזיםעלי־מים
נחלnahal


Vadi olarak çevrilmiştir. Brown Drivver Brigs sözlüğüne göre, bu kelime Arapça'da hurma ağacı manasındaki nahl نخل ifadesinin aynısıdır.


Gannot גנת


Arapça'daki qanat (kanal) ile eşittir.


Mütercimler bu kelimeyi gannah (Arapça'daki cennet=bağ) kelimesinin çoğulu olarak bilmişlerdir. Her iki manada da kabul edilebilir.


עליAli


Bu kelime kenarında ve nezdinde olarak çevrilmiştir. Ayn lâm yâ şeklinde hem Ali ismi, hem harf-i izafe (alâ) olabilecek kelime ile eşittir.


Eğer ifadeyi kelime kelime tercüme edersek şöyle bir sonuç çıkacaktır:


Hurma ağaçları gibi - geniş, bağlar (kanallar) -Alî- nehir- utlar gibi-ekmek-Allah-selviler-Ali-su


Tercüme edebilmek için gerekli olan kelimeleri ekleyince, şöyle bir cümle karşımıza çıkıyor:


"Geniş hurma ağaçları gibi, Ali'nin nehir akıttığı (bol su akıttığı) bağlar (kanallar) gibi, Allah'ın ektiği ut ağaçları gibi, Ali'nin suladığı selviler gibi"


Değinmek gerekir ki, İbranice'de bir kelimenin cümlede farklı rolleri olabilir. Bir çok İbranice kelimenin manası kendi özel zaman ve durumunda anlaşılır olmaktadır. Yine şunu bilmek önemlidir ki, kutsal kitabın şimdiki İbranice metni, bir kaç bin sene evvelki ilk metin değildir. Üzerinde birçok değişiklik yapılmıştır ve böylelikle bugünkü şeklini almıştır.


Kutsal kitabın mütercim ve müfessirlerinin bazı bölümlerin ve farklı nüshaların çevirisi ve yorumunda yaşadıkları görüş ayrılıkları da bu konuyu teyit eder.


*Şeytan, Gadir (ahdini) Parçalayanları Aldatandır*


Süleyman Vaiz kitabı, kısa cümleler ile Gadir'in önemini dile getirmiştir. Çoğunlukla bu ifade "duvar" olarak çevrilmiştir.


Vaiz 10:8


"Her kim bir çukur/kuyu kazarsa ona düşer ve kim Gadir parçalarsa, yılan tarafından ısırılacaktır."


Yılan eski Ahit'te şeytanın sembolüdür. Tekvin 3'te, Havva'nın aldatıldığı belirtilirken, şeytan yılan olarak zahir olmuştur. Yani burada Gadir ahdini parçalayan kimse, şeytanın ona etki ettiği kimse olarak tanıtılmıştır.


*Parçalanmış Gadir*


Mezmurlar 62:3


"Ne zamana kadar bir adama hepiniz birden onu yok etmek için hücum edeceksiniz? Eğrilmiş duvar ve parçalanmış Gadir gibi"


Bu Gadir'in Eski Ahit'te geçtiği üçüncü kezdir. İlginç olan husus da şudur ki, ifadenin numarası da 3'tür.


Bu ifade insanların Gadir ahdini bozup parçalamasına bir öngörüdür ki, bu ahdin parçalanması, Kerbela olayı gibi facialarla sonuçlandı. Biz biliyoruz ki, Kerbela olayının gerçekleşmesi insanlar Gadir'den yüz çevirdiklerinde belirlendi. Dolayısıyla bu ifade, parçalanmış Gadir ile bir grubun bir adamı öldürmek için iştiyak duyarcasına merhametsizce telaş etmesine işarettir.

*Mutlu son*

Hz. Eş'iyâ-yı nebî (a.s) Hz. Mehdi (a.f) ile ilgili şöyle buyuruyor:

"Kur'an üzerinden oku. Geri durma! İnsanlarıma isyanlarını ve Yakup evlatlarına günahlarını açıkla. Sen Mekke'den eski harabeleri inşa edecek, nesilden nesle süregelen temelleri yükselteceksin. Sana parçalanan Gadir'i onaran ve caddeleri konutlarla imar eden diyeceklerdir."

Yeşaya Peygamber kitabı, 58. Bölüm, 1. Ve 12. Ayetler..

Not: Bu makale, Üstad İsmail Himmeti'nin “Ğadîr der Kitâb-i Muqaddes" adlı makalesinden ve “The Spirit of Truth: Bible, the Herald of Quran” (gerçeğin ruhu: kutsal kitap, Kur'an'ın müjdecisi) adlı kitabının konuyla ilgili kısmının özetinden derlenmiş ve tercüme edilmiştir. Yazar sözkonusu İngilizce kitabında bu konuyu daha etraflı şekilde ele almıştır. Şia mektebi hakkında kutsal kitapta yer alan hayranlık verici müjdelerle ilgili eski Keşiş ve İbrani-Arami dil uzmanı ve öğretmeni “Profesör Thomas (Ali Heydar) Mcelwain'in “Islam in the Bible” (kutsal kitapta İslam) ve “Shii beliefs in the Bible" (kutsal kitapta Şii inançları) kitabına müracaat edebilirsiniz.

Çeviri: Ali Rıza Akbulut