.
.
Ehlader Araştırma Bölümü
Kıyasın tanımlaması
Kıyas sözlükte karşılaştırma ve mukayese etmek manasına gelmektedir. Mesela şöyle denir: falan kişi şunu bununla mukayese etti. İmam Ali (as) bir rivayette şöyle buyurdu:
لا يقاس بآل محمد صلى الله عليه و آله و سلم من هذه الأُمّة أحد
Bu ümmetten hiç kimse Âli Muhammed'le (saa) mukayese edilemez. [1]
Yani kimse onlarla bir tutulmaz.
Istılah manası:
استنباط حكم واقعة لم يرد فيها نصٌّ، عن حكم واقعة ورد فيها نصٌّ، لتساويهما في علّة الحكم، و مناطه و ملاكه
Kıyas, hükmü hakkında nas (ayet ve/veya sünnet) bulunmayan bir meseleyi, aralarındaki ortak sebep-sonuç bağından dolayı hükmü ayet veya hadisler ile çözülmüş bir konuya benzeterek çözmektir.
Kıyasın Rükûnlar
Kıyasın dört tane rüknü vardır:
1- Asıl: Kendisine kıyas yapılmak isten en
2- Fer': Kıyası yapılmak istenen
3- Hüküm: Asıl’dan fer'e sirayet eden yargı
4- İllet: Asıl ve fer’in arasını birleştiren genel vasıf. İllet kıyasın sebebidir.
Örnek olarak Şari' dese ki:
Şarap sarhoş edici olduğu için haramdır.
Bira ve nebiz gibi sarhoş edici içkilerin hükmünü bilmiyoruz. Bu durumda şarapla ortak noktalarını göz önünde bulundurarak bunların da haram olduğuna hüküm ediyoruz.
Kıyasın kısımları
Kıyas iki kısma bölüştürülmektedir.
1. mensus el-ille:
Bu kıyas şeklinde Şari' hükmün illetinin ve ölçüsünün ne olduğunu nas ile tayin etmiştir. Dolayısıyla bu illetin kesinlikle hükmün etrafında döndüğü illet olduğu ve genelde illet'ten farklı olan hikmetinin olmadığı bilinmektedir.
2. Mustenbet el-ille:
Bu türde Şari’ tarafından illetin ne olduğunu belirten bir nas mevcut değildir. Fakihin kendisi illeti içtihat yoluyla ortaya çıkarmaktadır. Bu tür kıyasa Mustenbet el-ille denmektedir.
Mustenbet el-ille de iki kısma bölüştürülmektedir:
1. Bazen fakih içtihat ile ulaştığı illetin hükmün illeti olduğunu kesin olarak bilmektedir.
2. Bazen de sağdece zan etmektedir. Bu iki tür Tenkih el-Menat adı altında geçmektedir.
Nadiren bir insan kendisine ulaşan illetin bir hükmün teşri illeti ve ölçüsü olduğna kesin olarak kanaat etmektedir. Genelde bu durumda zandan başka bir yol bulunmamaktadır.
Peki, Zan Nedir?
Sözlükte “kuşkulanmak, kesin bilgiye ulaşmak, itham etmek” anlamlarındaki zan (zann) masdarından isim olup hem “yakīnin zıddı, kuşku, kesinleşmemiş kanaat” hem de “ilim, düşünüp taşınarak ulaşılan kesin bilgi” mânasına gelir.
- - - - - - - -
[1] Nehcü'l-Belâga, ikinci hutbe