.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

Cevap şu ki böyle bir tekellik yoktur. Din adamları, halkın hak yolla tanışmasını, halkın bu yolda adım adım ilerleyip en yüce manevî makamlara varmasını arzuluyorlar ve din adamları bu yönde çaba göstererek bu insanların şefaatinden yararlanıp cennet ve diğer ilahî nimetlere varmayı arzuluyorlar. Normal halktan birisinin Allah’a büyük yakınlık kazanmasını, onun sevgili kulu olmasını ve benim elimi tutup da cennete götürmesini şahsım adıma isterim. Böyle bir olay bizim övgü kaynağımızdır ve din adamlığını bir ayrıcalık olarak görmüyoruz. Ancak aklî bir genel kuralı göz ardı etmemeliyiz. Kural şu ki; her yolu, o yolu daha önce gitmiş olandan ve marifet ve bilgiyi o bilgiye sahip olandan öğrenmeliyiz.

Sizce yeni bir bina inşa etmek isteyen kişi bina projesi ve binanın tasarımıyla ilgili bilgiler için nükleer uzmanına başvurur mu? Acaba nükleer mühendisi, inşaat mühendisinden daha önemli ve daha üstün bir konuma sahip olduğu için inşaatla ilgili bilgiler için de nükleer mühendisine başvurmalıyız diye düşünebilir miyiz?

Bütün alanlarda ancak o alanla ilgili uzmanın görüşü geçerlidir. Bu aklî, genel bir kuraldır. Nükleer uzmanı bina inşaatıyla ilgili bilgilere sahip değildir. Bu nedenle saygınlığı ve değeri kendi yerindedir ve yeri geldiğinde onun dediğine uyulur, ancak inşaat alanında inşaat mühendisinin dediği geçerlidir. Bu kural uyarınca hastalandığımızda bir hekime başvuruyoruz. Âlimler ve büyük din uzmanları da hastalandıklarında tabibin kapısını çalıyorlar ve kesinlikle bunu bir tür küçük düşmek olarak değerlendirmiyorlar.

İşte tam da bu kural uyarınca dinî konularda herhangi bir sıkıntı yaşadığımızda konuyla ilgili uzmanlara, yani din uzmanlarına başvurmalıyız. Bu alanla ilgili sorunlarımız için başvurmamız gereken kişiler din âlimleridir.

Mantık İlmi ve Diğer İlimlerle İlişkisi Üzerine İnceleme Mantık İlmi ve Diğer İlimlerle İlişkisi Üzerine İnceleme

Sağlık sorunu yaşayan insanların din âlimlerine başvurması gerektiğini söylemek çok gülünç olur. Baş veya karın ağrısı din âliminin ilgilendiği bir alan değildir. Bunun tersi de geçerlidir. Yani inançla ilgili konulardaki sıkıntılar için örneğin edebiyat uzmanına, tarih veya felsefe uzmanına başvurmak aynı miktarda gülünçtür. Felsefi ve irfânî konular için örneğin Fransızca veya İngilizce dil uzmanına başvurmak ne kadar isabetli olur? Sizce bu ne kadar yol açıcı olur?

Din âlimleri dâhil olmak üzere bütün insanlar inşaatla ilgili sorunları için bir inşaat mühendisine başvurdukları gibi, sağlık sorunları için bir tabibe başvurdukları gibi; inşaat mühendisleri, tabipler ve diğer tüm insanlar dinî konularla ilgili yaşadıkları sıkıntılar için din âlimlerine başvurmalıdırlar. “Dinle ilgili konuları din uzmanlarından öğrenmeliyiz” demekten daha doğal ne olabilir? “Bina projesi için veya mide ağrısı için din âlimlerine başvurun” deseydik bu doğrulardan çok uzak mantıksız bir söz olurdu. “Uçak motorundaki sorunları gidermek için bir din âlimi çağırın” deseydik bu çok gülünç bir söz olurdu. Ancak “dini hakikatleri öğrenmek için, aklınızdaki dinle ilgili sorular için bir din uzmanına başvurun” dediğimiz zaman acaba yine mi yanlış veya gülünç bir söz söylemişiz?

Burada din uzmanı derken güvenilir gerçek din uzmanlarını kastediyoruz. “Dinî konular için din âlimlerine başvurulmalıdır” derken sırtında cübbe başında sarık bütün âlim görünümlü insanları kastetmiyoruz elbet. Merhum İmam Humeyni, gerçek âlimleri bize tanıttı ve bu âlimlerin kitaplarını okumayı tavsiye etti. İmam Humeyni’nin “din âlimi” diye nitelediği kişi, “vücudumun bir parçası, ömrümün mahsulü” dediği şehit Mutahharî gibi yüce şahsiyetlerdi.

Kısaca “manevî ve irfânî konuları, yani Allah’a giden yolu illa da sarıklı cübbeli kişilerden öğrenmeliyiz” şeklinde bir takıntıya sahip değiliz. Önemli olan bu kişinin gerekli bilgi ve gerekli uzmanlığa sahip olmasıdır. Ayrıca ‘din âlimi’ derken karşılaştığınız tüm sarıklı cübbeli şahısları kastetmiyoruz. Önemli olan bu şahsın gerçek anlamda bir din bilgini olmasıdır. Kısaca tüm İslamî konularda ve özellikle irfânî konularda çok ama çok titiz davranılması gerektiğini, bu konularla ilgili hakikatleri öğrenmek için neyin nesi olduğu belli olmayan kaynaklara değil, şaibelerden uzak, temiz İslamî kaynaklara başvurulması gerektiğini önemle vurgulamak isterim.