Türkiye olarak zorlu bir seçim süreci yaşadık. Neden mi? Seçim öncesi seçim kampanyalarında bazı siyasetçilerin kazanma uğruna kullandıkları dil. Zehirli dil, kışkırtan dil, dışlayan dil, nefrete iten dil, küçümseyen dil, hakaret eden dil...

Bunları ve daha fazlasını seçim öncesi gördük ülke olarak hep beraber. İşi inanç ve etnik olarak kutuplaştırma noktasına getirdiler adeta. Öyle ki, parti liderleri veya birileri doğruyu bile konuşsalar, onun partisinden olmayanlar konuşanı dinleme gereği bile duymuyor ve tamamen ön yargılarla konuşanın doğru olan bir şeyi konuşmasının mümkün bile olmayacağını akıllarına adeta yazmış durumdalar. Bu durum ülke insanının büyük bir bölümünü etkisi altına almış durumdadır. Ne yazık ki durum şimdilik bundan ibaret.

Seçim öncesi haberlere, sanal medyaya düşen ve bazı ülkelerde istifa için yeterli bir sebep olarak görülen milli ve dini değerlere muğayir olan bazı fiillerin faillerine ve söylemlerin sahiplerine en ufak bir tepkinin verilmemesi ve onların evet kabulü görmesi toplum olarak hangi noktalara gelindiğini izah etmemize gerek kalmadan göstermektedir.

Ülke insanı olarak bazıları kimlere ve nelere evet dediler:

-Bazıları, yaratılanı yaratandan ötürü severiz deyip ancak kendileri gibi düşünmeyene, inanmayana veya yandaş olmayana aba altından sopa gösterenlere evet dediler.

- Bazıları,sağduyu ve soğukkanlılık değil de, siyaset adı altında meydanlarda insanlara nefret aşılayanlara ve seçim sonrası ortamı yumuşatıcı konuşmalar değil de ortamı gerecek konuşmaları yapanlara evet dediler.

- Bazıları, youtube, twitter gibi sosyal paylaşım ağlarını kapatarak özgürlükleri kısıtlayanlara evet dediler.

- Bazıları, Aleviler'i-Caferileri hatta yer yer Sünnileri dışlayan, onları yok sayan, bazen onlara ve inanç değerlerine hakaret edenlere evet dediler.

- Bazıları,Kuran ayetleri ile alay edenlere Müslüman'ız, muhafazakârız dedikleri halde evet dediler.

- Bazıları,İmam Hüseyin ile yezit karşı karşıya gelse biz yezitten yana saf tutarız diyene en ufak bir ses bile çıkarmayanlara ve bu sözü söyleyeni kadrolarında tutanlara evet dediler.

- Bazıları,Suriye’de insan başı kesenlere, kadın kızlara tecavüz edip sahabe mezarları kazanlara, insan kalbi yiyenlere destek verenlere evet dediler.

- Bazıları,Mısır’da öldürülen Esma kızımıza haftalarca ağlayan ve Rabia işaretini sembolleştiren ama bu ülkenin öz evladı Berkin Elvan’ın ailesine bir baş sağlığını bile çok görenlere evet dediler.

-Bazıları, siyaset adı altında insanları Sünni, Alevi, şia diye kutuplaştıranlara ve kendileri gibi inanmayanları ötekileştirenlere evet dediler.

- Bazıları, Türkiye’de Barzani için "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganlarını attıranlara evet dediler.

- Bazıları,"kahraman ABD askerlerinin en az zayiatla (Irak'tan) ülkelerine dönmelerini temenni ediyorum diyene ve bu söze vahiymiş gibi teslim olanlara evet dediler.

- Bazıları, “biz ecdatlarımızdan aldığımız ruh ve terbiyeden dolayı zulümlere seyirci kalamayız” diyerek, Müslümanların aleyhinde felaket tellallığı, savaş çığırtkanlığı, kan ve gözyaşı edebiyatı yapan, ancak bebek katili siyonist ile ilişkilerini sürdüren, Mursi tarafından Gazze tünellerinin kapatılmasına ses çıkarmayanlara evet dediler.

- Bazıları,Suriye'de Müslüman başı kesen toplama elkaideciler sınırlarımızdan geçerek askerimize ve polisimize kastedenlere Suriye topraklarında destek sağlayanlara evet dediler.

- Bazıları,dış devletlerden toplanan ve Suriye'deki Müslüman bacılarımızın namuslarına tecavüz eden vahşilerin yaralılarının Türkiye'de tedavi edilmesini sağlayanlara evet dediler.

Evet. Bu evetler sahiplerinin tercihidir ve bu evetler konusunda kimse kimseye karışamaz.

Ancak bizlerde ve bizler gibi düşünenlerde evet dedik ve diyoruz ve son nefesimize kadar diyeceğiz. Evet! Kardeşliğe evet. Birlik, beraberliğe evet. Dayanışmaya evet. kamplaştırmadan, kutuplaştırmadan ilkeli rekabete evet. Hangi inanca, siyasi görüşe sahip olursa olsun ehliyet ve liyakate evet. İnsana hizmete evet. Komşularla barışa evet. Savaşların son bulmasına evet. Sınırlarımızdaki kıvılcımların noktalanmasına evet. Sünnisi, alevisi, şiası ile aynı geminin yolcuları olduğumuz şuuru ve bilinci ile yan yana, omuz omuza, samimice yaşamaya evet. Hizmette ve hayırda yarışa evet. Farklı inançları dışlamamaya ve faklı inançlara mensup olanları yok saymamaya evet.

Sevmeye evet. İnsafa evet. Erdemli ve onurlu duruşa evet. Temiz siyasete evet. Kim tarafından olursa olsun hizmet sahiplerine kadir şinas olup, desteklenmelerine evet. Bizim siyasi görüşümüzde olmazsa bile, kendi siyasi görüşümüzde olanlara destek sağlandığı, engeller çıkarılmadığı gibi halka hizmet edenlere destek sağlanmasına ve onların hizmetlerine karşı engeller çıkarılmamasına evet. Farklı görüşlerin, düşüncelerin özgürce konuşulmasına, yazılmasına evet. Tüm boyutları ile herkes için adalete evet. İnsan haklarına evet. İnanç haklarına evet. Trt nin inanç mensuplarına, siyasi oluşumlara dair eşit ve adil programlar yapmasına evet. Bu ülkenin hepimizin ülkesi olduğunun

Son olarak hangi ırktan olursa olsun Alevi, şia, Ehli sünnet kardeşlerime, canlarıma, sizlere şunu hatırlatmayı faydalı görüyorum; Biz bu ülkede sünnisi, Alevisi, şiası, türkü, kürdü, lazı, çerkezi, azerisi, boşnağı... ile aynı geminin yolcularıyız. Gemiye bir felaket bir fırtına yöneldiği zaman hepimizi tehdit eder ve cümlemiz zarara maruz kalırız. Onun için gelin canlar bir olalım iri olalım diri olalım, farklılıklarımız ile birbirimizi kabul edelim ve birbirimizi sevelim.

Selam ve Dua ile...