.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

Hüseyin Sebilci, Türk bestecisi ve müzik eğitimcisi. 1894 yılında İstanbul Fatih semtindeki Şehremini mahallesinde doğdu. Babası İhsan Bey, annesi Âmine Hanım'dır. Annesinin saray mevlidhanlarından olduğu söylenir. Hüseyin Sebilci, İmam Hüseyin soyundan gelen bir seyyiddir. Ağabeyi Mazhar ile birlikte tasavvuf hayatında önemli bir yer edinmiştir. Ocak 1935′te yürürlüğe giren Soyadı Kanunu’ndan sonra kendilerine verilen "Okurlar" soyadını alsalar da Deşt-i Kerbela'da şehit düşen İmam Hüseyin (as) anısına hürmeten su dağıttıkları için kendisine verilen "Sebilci" lakabını kullanmaya devam etmiştir. 'Okurlar' soyadını almışsa da bunu hiç kullanmamış, Sebilci kelimesi onun isminde bir sembol olarak kalmıştır. Hüseyin Sebilci 1975'te Üsküdar'da vefat etmiş, Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilmiştir.

Cumhuriyet döneminin başlarında artık tamamen yüz çevrilen tekke-tasavvuf geleneği ile birlikte ona bağlı olarak gelişen zakirlik, mersiyehanlık gibi sanatlar da tehdit altına girdi. Uşşaki şeyhi Sadeddin Efendi'nin oğlu olarak 1894'te doğan Hüseyin Efendi klasik müzik ve tekke müziğini daha küçük yaşlarda içinde bulunduğu tekke kültürüyle harmanlanmış ortamda hatmetti. Küçük bir çocukken Muharrem aylarında kardeşi ile birlikte Ehl-i Beyt aşkına omuzunda kırba ile su dağıtan Hüseyin Efendi'nin okuduğu ilahi ve mersiyelerin daha o yaşta herkesi cezbeye getirdiği söylenir. Delikanlılık yıllarında devrin en büyük zakirleri ve musiki üstatlarından dersler alan Hüseyin Efendi dinî musikinin yanında dinî olmayan musikiyi de talim etti ve bu mesleği askeriyede de Mevlevi taburunda mutrip heyetinde yer alarak sürdürdü. Açık oldukları dönemde birçok tekke de zakirlik yaparak dervişleri coşturan Sebilci, tekkelerin yasak olduğu dönemlerde de zikrullaha devam ederek özellikle Ehl-i Beyt'e ithafen okunan ağıtlar niteliğindeki mersiyeleri okuma tavrıyla büyük bir ün kazandı ve mersiyehanlık sanatını yaşattığı gibi o alanda taklit edilemez bir üslup geliştirdi. Nota bilmediği hâlde dinî musikide, bilhassa mersiyehanlık ve mesnevihanlıkta günümüze dek övgüyle bahsedilen bir nam bıraktı. Hatta Pir Sultan Abdal'ın "Güzel âşık cevrimizi çekemezsin demedim mi!" şiirini bugüne gelen haliyle nihaved ilahi makamında bestelemiştir.

Sebilci Hüseyin tek başına eline bendir alarak saatlerce ilahiler ve kasideler okuyarak dinleyenlerin gönlüne dokunmuştur. Hususiyetle Ehl-i Beyt ve Kerbela hadisesiyle ilgili mersiye okumakta üstüne kimsenin olmadığı, döneminde yaşayan herkesin vurguladığı bir gerçektir. Bu etkileyici sesi şu hatırayla idrak etmek mümkün olacaktır. Her sene Muharrem ayının onuncu gününde Kocamustafapaşa’da bulunan Sünbül Efendi Camii’nde Kerbela şehitleri için mevlit merasimi düzenlenir. Osmanlı’dan günümüze kadar devam eden bu gelenekte dönemin meşhur hafızları, mevlithanları ve tarikat ehli bir araya gelerek Kerbela vakasını yâd ederler. 1960’lı yıllardaki bir merasimi dönemdaşı Hakkı Yurddaş şöyle tarif ediyor:

“Türbe ve caminin her tarafı Ehl-i beyt âşıklarıyla dolmuş, İstanbul’un birçok yerinden insan Sünbül Efendi’nin huzurunda cem olmuştu. Dönemin meşhur hafızlarıyla beraber Sebilci Hüseyin Efendi’de başköşedeydi, bahirler okunduktan sonra Sebilci Hüseyin ‘Aktı ma’sûm kanı Kerbelâ yazısına/Çekildi okla kılıç peygamber kuzusuna’ mısrasıyla başlayan mersiyeyi okumaya başlayınca caminin kubbelerinde yankılanan bu yakıcı ses, dinleyenlerin feryadına, inlemelerine karıştı. O gün mübalağasız, gözyaşları sel olup akmıştı. İstisnasız dinleyen herkes bu ilahi ses karşısında titreyerek gözyaşlarını siliyordu. Hatta cemaatten bir kişi cezbeye gelerek ‘âh’ edip kafasını caminin duvarların güm güm diyerek vuruyordu.”

İslam’da Mukaddesat İslam’da Mukaddesat

* * *

Merhum Hüseyin Sebilci'nin İmam Hüseyin (as) için söylediği 'Bildiniz mi Ben Kimem?' adlı kendi sesiyle mersiyesi..

https://www.youtube.com/watch?v=eSh4cP97piI

Merhum Sebilci Hüseyin Efendi'nin Karacaahmet Mezarlığı'ndaki kabri

Uşşak ilahi makamında olup bestekârı Hüseyin Sebilci olan nutuk sahibi Hilmi Dede (Bektaşi) “Âbidan-ı Mustafa'yız Biz Hüseyni'lerdeniz” ilahisi