.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

“Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir.”

Lokman/17

* * *

Bu ayette namaz ve iyiliği emretme hususundaki tavsiyeler münasebetiyle, bu iki emir hakkında genel bir açıklama yapacağız:

* Namaz; tüm semavi dinlerde bulunan, insanın Allah ile sağladığı en sade, en derin ve en güzel irtibattır.

* Namaz; kılınmasından önce insanların içinde en güzel sese sahip olan kimsenin yüksek bir yere çıkıp ‘hayya ala’s salah, hayya ala’l felah, hayya ala hayri’l amel’ şiarlarını duyurmasıyla, yani ezan ile durağanlığı bozup, İslami saf düşünceyi ilan eden ve gafilleri uyandıran tek ibadettir.

* Namaz o denli önemlidir ki; Hz. İbrahim (a.s), eşini ve aziz oğlu Hz. İsmail’i (a.s) Mekke’nin susuz ve ağaçsız çölüne yerleştirme hedefini, hac merasimi için değil namazın ikamesi olarak açıklamıştır.  

* İmam Hüseyin (a.s) Aşura günü iki rekatlık öğle namazının ikamesi için, göğsünü düşmanın oklarına siper etmiştir.

* Kuran, Hz. İbrahim (a.s) ve Hz. İsmail’e (a.s) namaz kılanlar için Mescidu’l Haram’ı hazır ve temiz kılmalarının emredildiğini buyurmuştur. Evet, namaz o kadar önemlidir ki; Hz. Zekeriya (a.s), Hz. Meryem (s.a), Hz. İbrahim (a.s) ve Hz. İsmail (a.s) mescidin ve secdegâhın hizmetçileri olmuşlardır.

* Namaz, bütün amellerin kabul edilme anahtarıdır. Emiru’l Müminin Ali (a.s) valisine şöyle buyurmuştur: “En iyi zamanını namaz için ayır ve unutma ki; tüm işlerin ancak namazın sebebiylekabul olur.”[1]

* Namaz, Allah’ı hatırlatır ve kalplere dinginlik veren de sadece Allah’ı hatırlamaktır.

* Namaz, en büyük sureden (Bakara’dan), en küçük sureye (Kevser’e) kadar hemen hemen her surede konu edilmiştir.

* Namaz, henüz doğumevinde dünyaya yeni gelmiş bebeğin kulağına ezan ve ikame okunmasından mezarlıkta cenazede kılınan namaza kadar insanda görünür, tecelli eder.

* Hem deprem, korkutucu fırtınalar gibi yeryüzü olaylarında hem de güneş ve ay tutulmaları gibi gökyüzü vakalarında ‘ayat namazı’ vaciptir. Hatta yağmuru dileyenler için yağmur namazı bulunmaktadır.

* Namaz, insanı birçok kötülükten ve fenalıktan alıkoyar.[2]

Namazda tüm mükemmellikler görülmektedir. Bu mükemmelliklerden bazılarını beyan edelim:

* Diş fırçalamak, abdest, gusül, elbisenin ve bedenin temizlenmesi gibi hazırlıklarla temizliğe ve sağlığa riayet edilir.

* Cüreti, cesareti ve feryat etmeyi ezandan öğreniriz.

* Toplum sahnesinde hazır bulunmayı camilerde öğreniriz.

* Adalete olan teveccühü, cemaat imamının adil olarak seçilmesinde buluruz.

* Değerlere ve mükemmelliğe olan teveccühü ise, cemaatin ilk safında bulunan kimselerden öğreniriz.

* Bağımsız olarak yönelmeyi kıbleye yönelmede ihsas ederiz. Yahudiler bir tarafa, Hıristiyanlar bir başka tarafa yönelerek ibadet merasimlerini yerine getirirler. Müslümanlar ise bağımsız ve özgür olmalıdır. Bundan ötürü Kur’an’ın emrine göre Kâbe, Müslümanlara münhasır bir kıbledir. Böylelikle Müslümanların yönelimlerinin hürriyet ve özgürlükleri korunmuş olur.

* Başkalarının hakkını gözetmeyi, namaz kılan kimsenin elbisenin üzerindeki bir ip ilmiği dahi gasp olmamasında görürüz.

* Siyasete olan teveccühü ise şurada görürüz, rivayette şöyle buyrulmuştur: “Masum İmamın velayeti kabul edilmeden kılınan namaz, kabul değildir.”

* İntizama olan teveccühü, namazın saflarının düzgünlüğüne, şehitlere olan teveccühü ise Kerbela’nın toprağına secdede, çevre sağlığına olan teveccühü mescidin ve mescitlerin temizlenme ve arındırılma tavsiyelerinde görmekteyiz.

* Namazın tamamında Allah’a olan teveccühü, meada (kıyamet günü ve sonrasına olan inanca) teveccühü ‘malik-i yevmid-din’de, doğru yolun seçimine teveccühü ‘ihdina’s-sirata’l mustakim’de, iyi kimselerle olan birliktelik seçimini ‘sırata’l-lezine enamte aleyhim’de, sapkınlar ve gazaba uğramışlardan kopmayı ‘ğayri’l mağdubi aleyhim vela’d-dalin’de, Peygamberliğe ve O’nun Ehl-i Beyti’ne teveccühü teşehhüdde, iyilere ve salihleri anmayı da ‘es-Selamu Aleyna ve ala’l ibadi’l-lahi salihin’ cümlesiyle gerçekleştiririz…

Doğru ve helal olan yiyecek içeceğe özeni ise şurada görürüz ki; Hadiste şöyle buyrulur: “Eğer bir kimse içki içse, onun kırk gün ibadeti kabul olmaz.”

* Namaz için üzerimizi düzeltmemiz gerektiğini şu tavsiyede görmekteyiz: Namaz için en güzel elbisenizi, kokunuzu ve ziynetinizi kullanın. Hatta kadınlar ziynet eşyalarını namaz için yanlarında bulundursunlar.   

* Eşe olan teveccüh ise bir hadiste şöyle geçer: “Eğer kadın ve kocası arasında bir kırgınlık varsa ve birbirlerini azarlayıp, tahkir ediyorlarsa hiçbirinin namazı kabul değildir.”

Böylece namaza yönelmek ve namazın etkileri hakkındaki bazı nükteleri hatırlatmış olduk. İmam Humeyni (r.a) şöyle buyurmuştur: “Namaz, insanı inşa eden bir atölye gibidir."

[1] - Nehcu’l Belağa, 27. Mektup

[2] - Bkz. Ankebut, 45

Editör: Hasan Bedel