.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

Rahmân ve rahîm Allah’ın adıyla

1) Humus yılının başlangıç tarihinin mükellef tarafından belirlenmesi gerekmiyor. (Diğer bir tabirle humus yılının başlangıcı mükellefin tayin etmesiyle belirlenmez.) Bilakis, herkesin yıllık gelirinin şekline göre kendiliğinden belirlenir.

Buna göre, işçi ve memurların humus yılı, işçilikten veya memurluktan ilk elde edebilecekleri gelir gününden; esnaf ve tüccarın humus yılı, ilk alışverişe başladıkları günden; çiftçilerin humus yılı ise ilk mahsulü elde ettikleri günden başlar.

2) İşçi, memur vb. maaşla çalışanların humus yılı, işe ilk başladıkları gün değil de emeklerinin karşılığını veya maaşlarını aldıkları ya da alabilecek durumda oldukları gündür.

3) Mükellef humus yılını kamerî takvimine göre belirleyebileceği gibi, şemsî yılına göre de belirleyebilir ve bu konuda özgürdür.

4) Sermayenin humusunu hesaplamak için öncelikle humus yılı başında mal ve nakit para olarak elinde bulunan bütün mal varlığını hesaplayıp değerini belirledikten sonra kıymeti üzerinden humusunu verir. Ardından bir sonraki yıl sermayeyi tekrar hesaplar ve hâlihazırdaki sermayeyi asıl sermaye ile ölçer; eğer herhangi bir artış olmuşsa, sadece artan miktarın humusunu öder. İlk sermayeye hiçbir artış olmadığı takdirde ise üzerine humus farz olmaz.

5) Sermayenin humusu hesaplanırken mümkün surette -tahminle olsa bile- (nakit olmayan) bütün malların ve cinslerin kıymeti/değeri belirlenmeli ve humus ona göre ödenmelidir.

6) Ödül gibi humusu olmayan bir mal sermaye ile karışırsa yılsonunda bu miktarın sermayeden düşülmesi ve diğer malların humusunun ona göre verilmesi caizdir.

7) Yukarıdaki hükümde kendi günlük geçimliğini/ihtiyaçlarını sermayeden alma niyeti etmeksizin karışık sermayeden alıp karşılarsa geçimi için sermayeden aldığı miktarı, humusu ödenmiş malla humusu ödenmemiş mal oranında hesaplayıp düşmelidir.

8) Geçmiş yıllara ait gelirlerin humusunun doğru yapılmasından şüphe eden kimse şüphesine itina etmemeli ve yeniden humus ödemesi gerekmez. Ama eğer elde ettiği bir gelirin, humusu ödenmiş geçmiş yıllara mı yoksa içinde bulunduğu ve henüz humus verilmemiş yıla mı ait olduğundan şüphe ederse farz ihtiyat gereği bunun humusunu vermelidir.

9) Herhangi bir şeyin humusunu verip vermediğinden şüpheye düşen kimse, şüphe ettiği şey humus gerektiren bir şeyse onun humusunu verdiğine dair yakin etmesi ve kesin emin olması gerekir.

10) Oturduğu ev ve benzeri gibi kazandığı gelirden elde ettiğini kesin bilen, fakat bu geliri yıl içinde veya üzerinden yıl geçtikten sonra humusunu ödemeden önce ev alımı için kullandığını bilmeyen bir kimse humus yetkilisi (müçtehit) veya vekili ile müsalaha (anlaşma, uzlaşma) yapmalıdır.

Fıkhi Açıdan Cahil Bireyle Muaşeret Fıkhi Açıdan Cahil Bireyle Muaşeret

11) Humusun kesinleştiği yerlerde müsalaha yapılamaz. (Müsalaha ancak şüpheli durumlarda geçerlidir.)

12) Üzerine humus gelmeyen meblağı humus parası olarak ödeyen bir kimse, verdiği para şer’i açıdan humusun harcandığı yerlerde kullanılmışsa, bu parayı hâlihazırda borçlu olduğu humus yerine sayamaz. Ancak verdiği paranın aynı olduğu gibi duruyorsa onu geri alabilir.

13) Humus vb. şer’i paraların banka yoluyla ulaştırılmasının sakıncası yoktur. Dolayısıyla her ne kadar alınan para bankaya yatırılan paranın aynı olmasa da bu, banka yoluyla havale edilebilir.

Editör: Hasan Bedel