.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

Dünya Siyonizm’i, 1897 tarihinde yaklaşık yüz elli yıl önce çeşitli ülkelerin Yahudilerinden iki yüz kırk ileri gelen Yahudinin aracılığıyla İsviçre’de kurulan bir teşkilatın adıdır.

Dünya Siyonizmi’nin Şekillenmesi

Tarihi kaynaklarda belirtildiğine göre “Dünya Siyonizmi” nin kuruyucusu Theodore Herzl adında bir şahıstır. Dünya Siyonizm’i 1897 tarihinde İsviçre’de düzenlenen ilk toplantıda teşkilatlandırıldı. Ama daha doğru olan bir görüş ise şöyledir: Theodore Herzl’den yaklaşık otuz-kırk sene önce Benesker isminde Rusyalı bir Yahudi “Siyonizm’i Sevenler Cemiyeti” ni kurdu. Benesker bu cemiyette, Yahudilerin dünyada hor ve hakir olduklarını, yabancı ve zelil, sürgün halinde ve baskı altında yaşadıklarını ortaya atarak, Yahudileri teşkilatlandırmalıyız anlayışını ortaya koydu. Bu bağlamda ortaya atılan ilk öneriye göre bunlar, Rusya camiasıyla birleşip tek bir camia oluşturmak ve tüm Yahudileri davet edip oraya yerleşmelerini sağlamaktı.

Başka bir görüşe göre Benesker, bu cemiyetin adını “Siyonist” koymuştur. Sion ise Kudüs’e ve Beytü’l-Mukaddes’e işrafı (ihatası) olan bir dağın adıdır. Muhtemelen Benesker, Yahudileri Rus toplumuyla birleştirip sonra onları Rusya’dan Filistin’e götürmeyi planlamıştı. Her halükarda tarihi verilerde sıkça bahsedilen görüşe göre Benesker, Yahudileri bir milliyet çatısı altında toplayıp onları dağınıklıktan kurtararak tek bir bölgede birleştirmek inancını taşıyordu. Fakat o öldü ve onun ömrü bu doktrini gerçekleştirmeye kâfi gelmedi.

Daha sonra Theodore Herzl, Benesker’in düşüncelerine değinmeksizin ve onun takipçisi ve taraftarı olduğunu belirtmeksizin yaklaşık 1890’lı yıllarında “Yahudi Kitabı” isminde bir kitap yazdı. 1897 tarihinde yaklaşık yüz yirmi yıl önce İsviçre’de bir kongre düzenledi. Bu kongreye dünyanın çeşitli yerlerindeki Yahudilerin önde gelenlerinden iki yüz kırk kişi katıldı. Ama bunların büyük çoğunluğu Almanya, Rusya, Çekoslovakya ve Polonya’dan idiler. Kongrede yapılan bir haftalık konuşmalar ve görüş alış verişleri neticesinde üç tane sorumluluk ve yükümlülük taşıyacak “Dünya Siyonizm Teşkilatı” adı altında bir teşkilatın kurulmasına karar verildi. Bu teşkilata yüklenmiş üç sorumluluk ve yükümlülük şunlardır:

1. Yahudilere milliyet kimliğini kazandırmak: Teşkilat üyelerinin görüşüne göre, Yahudi isminde bir millet yoktur, Yahudiler, dünya milletleri içinde dağınıktır ve milli bir hüviyet ve kimlikleri yoktur;

2. Yahudiler için bir vatanın bulunması.

3. Onlar için bir devletin oluşturulması.

1897’den 1948 yılına kadar (bu doğrultuda yapılan çalışmalar neticesinde) İsrail devleti resmi olarak varlığını ilan etti ve daha sonra yaklaşık senede bir kongre olmak üzere -bazen bu kongreler bir takım sebeplere binaen gecikmeli de olsa- şimdiye kadar otuz kongre (bu teşkilat tarafından) düzenlenmiştir. Bu kongrede alınan ilk karar, “Dünya Siyonizm Teşkilatı” nın kurulmasıydı. Daha sonraki kongrelerde, “Milli Yahudiler Yardımlaşma Sandığı” kurulması hususunda ortak karar alındı. Böylelikle teşkilatın mali kaynakları belirlenecek ve ileriki faaliyetlerin tamamının mali desteğini bu sandık oluşturacaktı. Üçüncü ve dördüncü kongrenin temel konusu “Vatan nerede olacak?” sorusuydu. Bundan önce teşkilat üyelerinin her biri, Yahudilerin hangi konum ve imkânlar içinde oluğunun belirlenmesi için, dünyadaki Yahudilerin tanınması ve her biri için bir dosya oluşturulması hedefi güdüldü.

Belirlenen bu işleri yaklaşık üç dört senede tamamladılar ve Yahudilerin sayımı ve tanınmasını gerçekleştirerek, üçüncü ve dördüncü kongrelerde yaklaşık bir çeşit Yahudi milliyeti belirlediler. Bu kongrelerde “Vatan neresidir?” sorusu üzerinde duruldu ve dördüncü kongrede de iki değişik görüş ortaya atıldı. Görüşlerden birisi, vatanın Uganda, ikincisi ise Filistin olması doğrultusundaydı. Tarihteki nakillere göre o zaman İngiliz’lerin görüşü Uganda’ydı, ama çoğunlukta olan Rusya, Amerika, Polonya Yahudilerinin görüşü Filistin’di. Güney Afrika ve Arjantin gibi yerlerde söz konusuydu ama Uganda ve Filistin görüşleri etrafında yoğunlaşıldı. Sonunda bu iki ülkede ne kadar Yahudi yaşadığını, hangi şartlar altında olduklarını ve Yahudi toplumunun yerleştirilmesi için ne kadar elverişli olduğunun araştırılması için bir heyet teşkil edilmesine karar verildi.

Araştırma ve raporların hazırlanmasından sonra, bir sonraki kongrede, söz konusu vatanın Filistin olmasına karar verildi ve maalesef yirminci yüz yılın başlarında düzenlenen altıncı kongrede bu karar kesinleştirildi. Daha sonraki kongreler ve toplantılarda kendi çalışmalarını Filistin’e Yahudi cemiyetinin yerleştirilmesi ve dünyadaki Yahudilerle irtibatlı konularla ilgilenme bağlamında görev taksimatını yapıp bu çerçevede faaliyet yapmalarını sürdürmekti. Bu bağlamda oluşturulan guruplardan birisi, işgal edilmiş Filistin’e gidecek ve orada faaliyet göstererek Yahudiler için gerekli alt yapı ve güvenceyi sağlayacaktı. Guruplardan bir diğeri de Filistin dışındaki Yahudilerle ilgili konular üzerinde çalışacaktı.

Sekizinci ve dokuzuncu Dünya Siyonizm Kongrelerinin konusu “Acaba biz, fikirlerimizi bağımsız olarak mı yoksa büyük güçlerle mi yürütmeliyiz?” sorusu etrafındaydı. Bu konuda ihtilaf vardı; bazıları “Bizim büyük güçlerle (Britanya başta olmak üzere Amerika ve Almanya o zamanın büyük güçleri sayılıyordu) işimiz olmamalı ve bunlardan bağımsız olarak işlerimizi yürütmeliyiz” diyordu. Kongrede sunulan etkin ve baskın diğer bir görüşü benimseyenler ise “Biz tek başımıza bir millet, bir vatan ve bir devlet oluşturamayız ve bu iş, büyük güçlerin yardımları olmaksızın mümkün olamaz” diyorlardı. Sonuçta İngiltere’nin nüfuzunda teşkilata katılan ve Britanya ile ilişki içinde olan azınlık, Britanya’nın işbirliği olmaksızın bu işlerin yapılamayacağını pekiştirdi. Sekizinci kongrede ya da yaklaşık 1905 yılında Britanya ve diğer büyük ülkelerin yardımlarıyla bu fikirlerin takip edilmesi kararlaştırıldı.

Sonraki kongrede konu, “1948’de İsrail devletinin kurulmasından sonra acaba bu teşkilatın görevi bitti mi, teşkilat çalışmalarına devam edecek mi yoksa durdurulacak mı” soruları etrafında idi. Sonuçta Amerika’da olan “Dünya Siyonizm Teşkilatı” ve “Uluslararası Yahudi Ajansı” nın İsrail devletinin annesi ve destekçisi unvanında Amerika’da baki kalması ve kendi faaliyetlerine devam etmesi ve Siyonist rejimin de Filistin’de kendiişlerini yürütmesi kararlaştırıldı. Gerçekte böyle bir karar üzerinde birlenilmesi, belki de yirminci yüz yılın kırklı yıllarından sonra gerçekleşmiş olabilir. Ellinci yıla tekabül eden bir sonraki oturum ve kongrede “Dünya Siyonizm Teşkilatı” uluslararası bağlamda çalışma ve İsrail devleti de bölgesel bağlamda çalışma görevini üstlenme kararı aldı. Aslında şöyle bir iş taksimatı yapıldı: Siyonist rejim bölgede kendi menfaat ve uygulamalarını takip etmek için pratik bir güç, adeta bir ordu gibi bölgeye sevk edilmiş bir taburdur. Bu ordunun asıl merkezi Amerika’da olan “Uluslar Arası Yahudi Ajansı” ve “Dünya Siyonizm Teşkilatı”dır.

Genel itibariyle şöyle bir sonuca varıyoruz: Hali hazırda var olan İsrail devletinin kendisi ve Siyonistlerin şuan dünyada yaptıkları diğer faaliyetlerin tümü, yaklaşık yüz yirmi yıl önce faaliyetine başlayan ve şuan Amerika’da bulunan “Dünya Siyonist Teşkilatının” ürünüdür.

İsrail, bölgedeki Yahudilerin menfaatini koruma görevinin yanı sıra Amerika’nın menfaatlerini de korumakla görevlidir. Gerçekte İsrail devleti, hem Amerika ve diğer güçlerin menfaatlerini Ortadoğu, İslâm dünyası ve Fars Körfezi bölgelerinde temin etmeli ve hem de Yahudilerin düşüncelerini ve ideallerini gerçekleştirme doğrultusunda çalışmalar yapmalıdır. Amerika’da bulunan “Dünya Siyonizm Teşkilatı” dünya çapında bir rol oynamaktadır. Yani tüm dünyada Yahudi menfaatlerini ve ideallerini takip etmektedir. Eğer günümüzde Amerika’da nüfuzu varsa ve gerçekte kendi fikirlerini Amerika siyasetleri vesilesiyle takip ediyorsa, bunların tamamı söz konusu edilen görev paylaşımı esasıncadır.

“Uluslar Arası Yahudi Ajansı'nın” ve “Dünya Siyonizm Teşkilatı’nın” asıl şubeleri Almanya, İngiltere, Rusya, Polonya ve Çekya gibi ülkelerdedir. Başka ülkelerde ise gereklilik icabı kurumları bulunmaktadır. Diğer ülkelerdeki bu kuruluşlar, ikinci dereceli kuruluşlardır. Fransa, Romanya, Avusturya, Güney Afrika, Bulgaristan ve Hollanda gibi ülkelerde ise yan ofisleri vardır ve bunların her birinin belirlenmiş görevleri vardır.