Tevbe suresi 107-110 Dırâr mescidinden bahseder.

Dırâr mescidi, Müslümanlar arasında tefrika salmak, Müslümanlara zarar vermek ve münafıkların cirit attığı bir ortam sağlamak için yapılmak istenen ve görünüşte Allah için yapılan bir mescitti. Allah'ın emriyle yakıldı, darmadağın edildi ve yeri çöplerin atıldığı bir yer oldu.

Allah burada Müslümanlara büyük bir ders ve uyarı vererek; her Allah diyene, her sarık takana, her sakal bırakana, her Allah için yapıldı denilen binalara, kurulan her merkeze, yazılan her kitap ve makaleye itibar edilerek peşinden gidilmemesi gerektiğini vurguluyor.

Birçok hadiste buyrulduğu gibi Müslüman akıllı ve basiretli olmalıdır.

ولا دين لمن لا عقل له

"Aklı olmayanın dini yoktur."[1]

Hazreti Resulullah (s.a.a)

وَ اهتَدی مَن أبصَرَ وَ عَقَلَ

"Kim basiret gözüyle bakar ve aklederse hidayet olur."[2]

İmam Cafer Sadık (a.s)

Kur'an-ı Kerim de birçok yerde Müslümanları tefekküre, basirete davet ettiği gibi cahillikten de sakındırmaktadır.

وَمَا يَسْتَوِى ٱلْأَعْمَىٰ وَٱلْبَصِيرُ

"Kör ile gören bir değildir."[3]

هَلْ يَسْتَوِى ٱلَّذِينَ يَعْلَمُونَ وَٱلَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ

"Bilenlerle bilmeyenler hiç bir olur mu?"[4]

Müslüman, her gelen çağrıyı, daveti doğru kabul eden ve ona yönelen kişi değildir.

Müslüman kendisine uzatılan her eli sıkan ve görünüşte dini görünen her hareketi izleyen biri değildir.

Müslüman din adına açılan her sancağın altına koşan değildir.

Müslüman din adına yapıldı denilen her bina ve merkeze koşan değildir.

Bir Müslüman, tüm konularda uyanık, bilinçli, gerçekçi, ileri görüşlü ve basiretli olmalıdır.

Melek kılığındaki şeytanı, çoban kılığındaki kurdu, dost kılığındaki düşmanı tanımalıdır.

Özellikle günümüzde. Ne yazık her önüne gelen bir merkez kurmakta, her önüne gelen bir sosyal medya sayfası açmakta, her önüne gelen yazar olup çıkmakta.

Sosyal medyanın getirmiş olduğu özgürlükle herkes istediği her şeyi bilinçli bilinçsiz yazmakta.

Hiçbir dini bilgisi olmayan, Arap edebiyatıyla alakası olmayan kimseler fetva vermekte, Kur'an tefsiri yapmakta ve Allah'ın ayetlerini ve Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt'in (a.s) hadislerini istedikleri gibi yorumlamaktalar.

Böyle bir zamanda elbette ki gerçek ilim ehli olanlar, yazarak, konuşarak, halkın bilinçlenmelerinde ön ayak olmalıdırlar.

İnsanlarımız da her konuda, her yazan ve çizene inanmak yerine, iyice düşünmeli, basiretli olmalı ve takıldıkları noktalarda da gerçek âlimlere sorarak bilinçlenmelidirler.

Yoksa her yazıya inanır, her merkeze koşar, her yazıyı ve hareketi alkışlarsa, güzel bir şey yaptığını sanarak, Allah'ın rızası dışına çıkabilir ve Allah'ın dinine zarar verebilir.

[1] Bihar'ul Envar. C. 1. S. 94.

[2] Usul-u Kafi. C. 2. S. 48.

[3] Fatir/19

[4] Zumer/9