Bismillâhirrahmânirrahîm

İnsan, bu dünya hayatında, kendisini ilmi ve manevi olarak her daim ilerletmelidir. Yüce İslam dini bu konuya çok önem vermektedir. İlim, hem Kur'an'ın ve hem de Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt'inin en fazla önem verdiği konulardan biridir. Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt (a.s) hem kendileri insanlara ilim öğretmişlerdir ve ilim öğrenmelerini de teşvik etmişlerdir. 


Hazreti Ali (a.s) şöyle buyurdu:

مَنِ اعتَدَلَ يَوماهُ فهُو مَغبونٌ

"İki günü aynı olan zarardadır." (Yani bilgisine bir şeyler katarak bu gününü dünden daha değerli kılmalıdır.)

el-Emali. Şeyh Saduk (r.a) s. 644.

İlim öğrenmenin en güzel yolu da ilim ehline müracaat etmek ve onlardan öğrenmektir.

فَاسْأَلُوا أَهْلَ الذِّكْرِ إِن كُنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ

"Bilmiyorsanız ilim ehlinden sorun."


Enbiya / 7

İnsan, ilim için her türlü fırsatı değerlendirmeli ve bulduğu alimlerden ilim almalı, bu fırsatı kaçırmamalıdır.

İlim deryası Hazreti Ali (a.s) bu konunun önemini vurgularken buyuruyor:

سَلُونِی قَبْلَ‏ أَنْ‏ تَفْقِدُونِی

"Beni kaybetmeden benden bilmediklerinizi sorun."

İlmi güzel öğrenebilmenin en önemli yollarından biri de güzel soru sorabilmektir. Güzel soru soran insan faydalı ilme de rahat ulaşır.

Hazret Ali (a.s) bu cümleyi kullandığında Sa'd b. Ebi Vakkas alaycı bir şekilde şöyle bir soru sordu:

"Ey Ali! Benim saç ve sakalımda kaç tüy var?"

Hazreti Ali (a.s) da soruya layık bir cevap vererek buyurdu:

"Senin saç ve sakalının her birinden bir şeytan sallanmaktadır" ve sonra oğlu Ömer b. Sa'd'ın Kerbela'da İmam Hüseyin'i (a.s) şehit etmesi olayını haber verdi.

Burada sorulan sorunun ne kadar değersiz olduğunu ve karşılığında da ne kadar ağır bir cevabın verildiğini görmekteyiz.

Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt'ine (a.s) güzel soru da sorulduğunda, dünya ve ahiret hayatlarını kurtaracak cevapların verildiğini de görmekteyiz.

Çölde yaşayan Araplardan biri Medine'ye geldi ve Mescid'un Nebi'de Hazreti Resulullah'ın (s.a.a) huzuruna vardı. O Hazretten şöyle bir soru sordu:

"Ey Allah'ın Peygamberi! Sizin ki basiret gözünüz açıktır. Bana söyleyin, yarınki gün, kıyamet gününde benim halim nicedir?"

Hazreti Resulullah (s.a.a) ona şöyle buyurdu:


"Şu üç şeyi riayet edersen kıyamet gününde benimlesin.
Diline sahip ol.
(Yalan söyleme, gıybet etme, iftira etme, haksız sözler söyleme vs... Ulama dilin yüzünden olan günahları kırkın üzerinde saymaktadırlar.)
İkinci olarak midene sahip ol.
(Haram lokmanın meydana girmesine engel ol.)
Üçüncü olarak nefsani isteklerini kontrol et.
(Yani nefsani isteklerin ki her isteğin karşılığında Allah helal yolunu koymuştur onlara müracaat et ve haramdan uzak dur.) Bunlara riayet edersen kıyamet gününde benimlesin."

Güzel bir soru ve neticesinde insanın dünya ve ahiretini güzelleştirecek cevaplar.

Bu türde numune ve örnekleri Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt'inin (a.s) hayatında yüzlerce görmekteyiz.

İnsan nasıl bir soru sorması gerektiğini bilirse, hayatına Işık tutacak ilmi bilgileri de öğrenecektir.

رَّبِّ زِدْنِي عِلْمًا

"Rabbim! Benim ilmimi artır."

Taha / 114