.

.

Ehlader Araştırma Bölümü

Danyal (a.s), Kur’ân’da adına işaret edilmeyen peygamberlerdendir. Ama kendisi hakkında birçok rivayet mevcuttur.[1] Birçok rivayete göre, Danyal, Babil’in zalim hükümdarı Buhtunnasr ile çağdaştı ve ondan zulüm ve eziyet görmekteydi. Bazı tarih kaynaklarının da bildirdiği üzere, Buhtunnasr, İran padişahı Kuruş tarafından yenilgiye uğratılmış ve devleti devrilmiştir. Tefsirlerin birinde şöyle okumaktayız:

“(Kuruş’un) fethettiği en meşhur şehirlerden birisi, milattan önce 537 yılında fethedilen Babil idi. Ondan sonra Yahudilere dönme emri verildi. Onlar yetmiş yıl boyunca Babil’de esir hayatı yaşamıştı. (Kuruş) özel hazineden oranın yeniden onarılması için bir bütçe ayırdı ve bu zamanda Danyal, Kuruş’un idaresinde bulunmaktaydı.”[2]

Belirtilen hususlardan hareketle, Danyal Peygamber’in (a.s) 2500 ila 2600 yıl önce yaşadığı söylenebilir. Elbette bu konuda başka tarihî rivayetler de mevcuttur ve bu kaynaklar onun Hz. Yahya’dan (a.s) sonra yani yaklaşık 2000 yıl önce yaşadığını belirtmektedir. Nuh (a.s) gibi peygamberlerin ömrünün uzun oluşu dikkate alındığında, Danyal Peygamber’in de birkaç yüz yıl ömür sürmüş olması ve böylece iki gurup rivayetin de doğru olması mümkündür.[3]

Kendisinin anne ve babası hakkında ise şöyle söylenebilir: Birçok peygamber ve tarihî şahsiyetler hakkında olduğu gibi bu şahsiyet hakkında da tarihçiler ve yazarlar tarafından konunun pek çekici bulunmaması ve araştırma yapılmaması nedeniyle bir görüş belirtmek mümkün değildir. Ama kendisinin İsrail oğulları peygamberlerinden ve Hz. Yakub’un torunlarından olduğu kesindir.

Her halükarda, bu ilahi peygamber Nuh, İbrahim, Musa ve İsa (a.s) gibi diğer peygamberlerin taşıdığı şöhreti taşımamaktadır. Ama İran’da meşhur olması, Şuş Danyal” isminde adını taşıyan bir şehirde kendisine isnat edilen bir mezarın bulunmasına bağlanabilir. Diğer bir nedeni de ayrıntıları tefsir ve rivayet kitaplarında yer alan o yüce şahsiyet döneminde İsrail oğulları kavminin yaşamış olduğu tarihî olaylar, galibiyetler ve mağlubiyetler olabilir.[4]

[1]     Bkz. Meclisî, Muhammed Bâkır, Biharu’l-Envar, c. 14, s. 351, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, h.k. 1404.

[2]     Belağî, Seyyid Abdülhüccet, Hüccetü’t-Tefasir ve Belağu’l-İksir, c. 1, s. 204, İntişarat-ı Hikmet, Kum, h.k. 1386, Danyal kitabından naklen, 6: 28.

[3]     Meclisî, Muhammed Bâkır, Biharu’l-Envar, c. 14, s. 355.

[4]     Örnek olarak bkz. Cezairî, Seyid Nimetullah, Kısasu’l-Enbiya, s. 426, Kütüphane-i Ayetullah Maraşi, Kum, h.k. 1404.