.
.

Ehlader Araştırma Bölümü



"Bayramanlamına gelen "iyd" kelimesi aslında ad-evd=yeud fiilinden türetilmiş ve şu manalar verilmiştir:

a- "Adet etme", b- "Üzüntü, hastalık, acı ve derin endişelerden kurtulma vs.", c- "Kavmin toplanma günü veya kavimde büyük bir olayın gerçekleştiği gün", d- "ve derler ki bu isimle anılsın ki gelecek yıllarda hep yeni mutluluklar getirsin."1


Bayram manasına gelen "iyd" kelimesi Kuran-ı Kerim'de yalnızca bir defa söz konusu edilmiştir. (Maide/114) Allahumme enzil aleyna...

Numune tefsirinde, bu ayet ile ilgili açıklamada şöyle denilmiştir: "İyd", lügatte "evd" kökünden türemiş, "dönüş" manasına gelen bir kelimedir. İşte bu yüzdendir ki bir cemiyetin veya kavmin zorluklardan sıyrılıp zafer ve rahatlığa ulaştıkları ilk vakte "iyd" denilmiştir.

İslami bayramlar ise bu münasebetle, itaatin yüceldiği bir ramazan ayı veya büyük bir fariza olan hac ibadetinin yerine getirilmesiyle birlikte ruhi sefanın ve pak fıtratın ilk anki gibi ruha ve cana geri dönüşü ve fıtratın her türlü kötülük ve olumsuzluktan arındığı için bu durum bayram olarak nitelendirilmiştir.


Buradan hareketle, "Maide"nin nazil olduğu gün kurtuluşa dönüş, paklık ve Allah'a iman günü olduğu için Hz. İsa (a.s), o günü bayram olarak ilan etmiş, bu suretle "maide"nin iniş günü Cumartesi gününe tekabül ettiği için belki de Hıristiyanlar tarafından kutsal sayılan cumartesi gününün ihtiramı buraya dayandırılmaktadır.

Hz. Ali'den (a.s) nakledilen bir rivayete şöyle buyuruyor: "Allah'a karşı günah işlenmeyen her gün bayramdır." Bu meselenin daha bir aydınlığa kavuştuğunu görmüş oluruz. Bu hadise baktığımızda bayramın ne olduğu daha güzel anlaşılmış olur. Zira günahın terk edildiği gün kurtuluşun ve zaferin elde edildiği paklığa ve tertemiz fıtrata dönülen bir gündür.5

Yine masumların (a.s) hadislerinde defalarca bu meseleye değinilmiş, daha önce de beyan edildiği üzere Emire'l-Muminin Ali (as), "masiyet ve günah işlenmeyen her gün bayram günüdür" buyurmuştur.

Suveyd bin Gafele naklolunduğu üzere şöyle demiştir:

"Bayram günü Emire'l-Muminin'in (a.s) huzuruna vardığımda gördüm ki İmam'ın yanında bir buğday ekmeği ile khatife (buğday ve sütten yapılan bir yemek) ve melbene (yine sütten yapılan bir türlü tatlı veya yemek) vardı. Sonra ona şöyle arz ettim: "Bu bayram günüde khatife mi yiyorsunuz?!"

Bunun üzerine şöyle buyurdular: "Bu, ancak bağışlanan kimsenin bayramıdır."6

Yine bayramların birinde İmam Ali (a.s) şöyle buyurdular:

"Bugün sadece, Allah tarafından orucu kabul edilip ibadetleri yüceltilen kimsenin bayramıdır. Allah'ın buyruğuna karşı gelinmeyen her gün doğruların bayramıdır."

İslami rivayetlerde bayramlar, özellikle dini bayramlar, bilhassa Fıtır bayramı için uyulması gereken birçok amel tavsiye edilmiş, bu tavsiyeler Masumlar (a.s) kanalıyla bizlere ulaşmıştır. Örneğin:

"Fıtır ve Kurban bayramlarını kelime-yi tevhid, kelime-yi tekbir, kelime-yi hamd ve kelime-yi tesbih zikirleriyle süsleyiniz."


DİPNOTLAR:

1- Tacu'l-Erus, c.8, s.438-439

2- İbn-i Menzur (Lisanu'l-Arab), c.3, s.319

3- Zebiydi ( Tacu'l-Erus), c.8, s.438

4- Zebiydi/ Tacu'l-Erus 8/438

5- Tefsir-i Numune, 5/131

6- Meclisi, Biharu'l-Envar, c.40, s. 73