.
.

Bismillahirrahmanirrahim

Soru: Selamun Aleykum Hocam.

İran'ın Zafer kutlamaları yaptığı geçiyor haberlerde. Nasıl bir zafer bu? Tüm komutanlarını, nükleer bilim adamlarını, yöneticilerini kaybettiler. Bunun karşılığında da Siyonist rejime doğru dürüst bir tesis vurup önemli şahsiyetlere zarar dahi veremediler. Elhamdulillah direniş ayakta lakin bu neyin zaferi? Seyyid Hasan Nasrullah'ın intikamı da, Şehit Kasım Süleymani intikamı gibi sözde kaldı.

* * *

Cevap: Aleyküm selam

Hangi gözle baktığınıza ve hangi açıdan baktığınıza bağlı.

Sizin baktığınız açıdan bakılırsa doğru zahiri bir zafer söz konusu değildir.

Ama bir de şöyle düşünün: Kırk yılı aşkın en ağır ambargolara maruz kalmış, 8 yıllık bir savaş dönemi geçirmiş, içindeki çeşitli ekonomik, sosyal siyasal  sorunlara rağmen, başta Filistin olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde mazlumlara sürekli maddi ve manevi destek olmuş ve bütün bunlardan dolayı başta büyük şeytan Amerika olmak üzere bütün dünya müstekbir ve zalimlerini ve uşaklarını karşısına almış, yetmemiş içindeki satılmış veya aldatılmış muhalif ve işbirlikçileriyle bin bir türlü sıkıntı yaşamış bir ülke, en son yine adeta bütün dünyanın desteklediği, müstekbirlerin en gelişmiş silahlarla donattığı bir orduyla elindeki kıt kanaat imkanlar ve teçhizatla direk savaşa girmiş, yetmemiş büyük şeytanın direk sahneye inmesiyle yılmamış ve karşısında durmuş, teslim olmamış, boyun eğmemiş ve imkanları ölçüsünde onlara hayatları boyunca başkalarından görmedikleri, tatmadıkları darbeler indirmiş ve aldığı onca darbeye rağmen yılmamış, yıkılmamış, yiğitçe, mümince direnmiş, yine de değil teslimiyet ve yalvarma,  bu vahşilik zulüm ve gaddarlıkta sınır tanımaz düşmanı ateşkes talebine zorlamayı başarışmışsa bu zafer değil de nedir?!

Evet, her açıdan mutlak bir zafer değildir, ama bütün bu söylediklerimizi dikkate alırsanız, bunların yanında o zalimlerin heveslerini kursaklarında bırakıp asıl hedefledikleri şeylere ulaşmalarına engel olmaları çok büyük bir başarı ve zaferdir.

Bundan sonra o zalim ve alçaklar benzer şeytani planları tekrar gerçekleştirmeye heveslendiklerinde bir değil bin defa düşüneceklerdir.

Elbette bunların yanında bu savaşın bereketli bir takım tali sonuçları da vardır. Örneğin İran içindeki satılmış uşakların ve casusluk ağlarının büyük bir bölümünün çökertilmesi gibi.

İsrail'in içinde yarattığı travmalar vs. gibi.

Ayrıca bu savaşın karşı tarafa vurduğu darbelerin boyutları şiddetli sansür nedeniyle az bir kısmı hariç daha ortaya çıkmış değildir ve zamanla ortaya çıkacaktır inşaallah.

Şehadetlerden bahsetmişsiniz. Doğru zahiri anlamda büyük kayıplar verildi. Ama bütün kayıplara rağmen bir millet bunu Kur'an'ın ifadesiyle iki güzellikten birisi olarak görüyor ve Hz. Zeyneb'in dediği gibi "Ben Kerbela'da güzellikten başka bir şey görmedim." diyebiliyorsa,  bunun kendisi en büyük zaferdir ve elbette kutlanmaya değer. Bunlar bize yabancı ve inanılmadı zor şeyler olarak gözükse de o âlemi bilen ve yakin eden kimseler için bu böyledir kardeşim.

Bir diğer önemli husus, inanan insanlar için en önemli zafer vazifeye amel etmektir.

İmam Humeyni'nin ifadesiyle "Bütün peygamberler vazifeyi ifa etmek için gelmişlerdir ve sonuçla mükellef değillerdir. İstenilen sonuç da elde edilirse, ne ala. Ama elde edilmezse de onlar görevlerini yerine getirdikleri için başarılı ve muzaffer sayılırlar.

Nitekim Kur'an açık bir şekilde şöyle buyurmaktadır:

"Allah bunu yazmış (kesin karara bağlamıştır) ki ben ve elçilerim mutlaka galip geleceğiz!"

Mücadele / 21

Oysa bir kaç peygamber hariç gerisi zahiri anlamda bir galibiyet elde etmemiş, hatta birçoğu şehit edilmişlerdir.

Demek ki İlahi dünya görüşünde galibiyet ve zafer maddi değil manevi kıstaslarla ölçülür.

Bu hem vazifeyi ifa noktasında böyledir, hem de bu ilahi çizginin beka ve devamlılığı açısından böyledir.

Nitekim tarihin en azgın zalim ve tağutları bütün zulüm ve sultalarına rağmen silinip gitmişler, ama İlahi elçilerin çizgileri ve davaları devam etmiştir.

Aynı gözle Kerbela olayına ve Hüseyni kıyama da bakabilirsiniz.

İmam Hüseyin (as) bir avuç yareniyle sahip oldukları her şeyi feda etmiş ve zahirde yenilgiye de uğramışlardır. Ama bana tarihin en muzaffer ve galip insanı, önderi ve komutanı kimdir diye sorarsanız, hiç kuşkusuz İmam Hüseyin'dir derim.

Son olarak Kur'ani bir bilgiyi de konunun tekmili için ilave edeyim.

Biliyorsunuz Allah Resulü Mekke fethinden önce müşriklerle Hüdeybiye antlaşmasını yapmaya mecbur kalmıştı. Oysa ne ilginçtir ki Rabbimiz bu antlaşmadan fetih diye bahsediyor Fetih suresinin başında.

Neden çünkü Mekke'nin fethinin zeminini hazırlamıştı. Oysa tıpkı sizin gibi o gün sahabeden birçoğu bu antlaşmaya karşı çıkmış ve hatta bazıları "Bu bir zillettir!" demişlerdi.

İnşaallah bu ateşkesin de sonuçları ileride öyle olur.

Vesselam...