Düşüncelerimiz, duygularımız hepsi kendi benliğimiz ile olan varlık âleminin belirtisidir.
Sevgi, bir tohumdur eğer yanlış sulama yaparsak bir müddet sonra yavaş yavaş ölen bir his topluluğuna dönüşür. Aksine, doğru sulamalar ile yeşertmeye çalışırsak o zaman çiçek açan histe olabilir yani sevgi; bir nevi, her insanın kendi özgür iradesiyle olan bir tohumun yeşermesidir.
Biliyor musunuz?
Ruh da böyledir; eğer doğru sulama yöntemi ile toprağımıza su dökersek, ruhumuz ferahlanır. Fakat yanlış sulama yapar isek o zaman ruh denilen bendemiz bizimle cebelleşir.
İnsanı zorlayan Ruh değildir.
İnsanı zorlayan nefistir ve bizler ise eksiğiz..
Eksiklerimiz biriktikçe bizler de Nefis ile Ruh’u birbirine karıştırıyoruz.
Şehit Mustafa Çamran’ın (selam olsun) bir sözü var diyor ki; “Ruh Allah ile olandır, Ruh’u Allah yönetir, Ruh Allah iledir.”
Ne kadar doğru bir söz aslında, ruh sadece bedenimizi var eden somut bir histir.
Ve bir söz daha ekliyeyim;
İmam Hamaney: “Kur’an yağmur gibidir. Eğer gönlünüz uygun bir toprak gibi olursa, Kur’an gönlünüzün ta derinlerine işler, gönlünüzü Kur’an yağmuruna hazırlayın.” (Allah canına sağlık versin)
Biz insanların en büyük hatası, öğrenimleri yaş aralığına bırakmaktır. Hâlbuki Ehl-i Beyt’in ‘oruç eğitim öğretisi’ erken yaşta başlıyor iken, genel olarak bakıldığında bizlerde eğitim ise 10-15 yaşında başlatılıyor...
Birde dillerde dolanan şu cümleler vardır;
“Anne karnında öğrenilmedi, öğrenmedik, öğrenirsin vs..”
Peki, hiç düşündük mü eğitimlerimizi, niyetlerimizi önce Allah’tan hayırlısını dileyip sonra “anne karnında” vermeye..?
Düşünce; ‘başarmanın yarısıdır.’ Ebeveynler olarak güçsüz takım olan kimse yoktur. Düşünmeyen, bencil bencil davranan kesim çoktur.
İmam Hamaney der ki; “Kadın, erkeği eğitir, erkek de yönetir.”
Peki, sizler, kadınlarımızın bu kadar güzel portrede anlatıldığını biliyor muydunuz?
Evet, kadının yükü erkekten ağır olabilir fakat terazinin kefesi ortalanmadığı sürece, her şeyimiz gün geçtikçe yarım kalacaktır.