.
.

Bismillâhirrahmânirrahîm

.

Siyonizm çetesi ile ilgili oluşturulan yıkılmaz sarsılmaz geçilmez bir güvenlik algısı Hamas'ın ve İzzettin el-Kassam Tugaylarının gerçekleştirdiği operasyon ile dünyanın gözü önünde yerle bir oldu. Gözlerde büyütülen devleştirilen savunma kalkanları ve demir kubbeleri mukavemetin planlı ve zekâ dolu saldırısı ile delik deşik edildi.

Emperyalizmin gayri meşru ülkesi İsrail'in çok uluslu taşıma vatandaşlarının da kendilerini koruyacak bir devletin ve ordunun yokluğunu görünce şehir ve kasabalardan dağlara, çöllere doğru kaçışması hafızalardan kolay kolay silinmeyecek görüntülerdi. Müslümanların ve Arapların gözünde büyütülen İsrail, 2 saatin içinde Gazze alanı büyüklüğünde işgal ettiği Filistin topraklarını direnişçilere bırakıp kaçmıştı, kaçarken de geride hem ölen askerleri bırakıyordu hem de esirleri.

6 saat gibi bir zaman diliminde Siyonistlerin demir kubbesi ve radar sistemi siber, anti sinyal yöntemlerle çalışmaz hale getirilmişti.

En önemlisi yarım gün sonra toparlanıp direnişçileri ve Gazze’yi hedef alan İsrail topçu birliklerinin direnişçilerin roketleri ile tek tek etkisiz hale getirilmesi direniş cephesinin yeni silahı yani radar sistemini de gözler önüne sermiş oldu. Yani artık İsrail her çatışma anında ve sonrasında dönüp Gazzelilerin kafasına top mermisini yağmur gibi yağdıramayacaktır. Filistinli savaşan güçler o topları ve rampaları nokta atışı tespit edecek bir radar sistemine de sahipti artık.

Direniş cephesinin öncekilerden farklı, beklenmedik böylesi bir güç ve performans sergilemesi hem işgalciler cephesinde, hem de ümmetin yüz karası bir kısım kesimlerde şok etkisi yapmıştı. Mukavemetin bu gücünü, düşmanın çözülmesi-dağılması değil, belki de bir TUZAKTIR şeklinde hezeyanlarla ört bas etmeye çalıştılar. Ama sonucun asla değişmeyeceğini dünya gördü ve İSRAİL'İN BİR ÖRÜMCEK AĞI KADAR ZAYIFLIĞI ANLAŞILMIŞ OLDU.

Saldırının oluşturduğu büyük depremin etkileri ve artçıları devam ederken günün en can alıcı sorusu şu oldu ve dost düşman sorup durdu: Hamas'ın ve diğer Filistinli grupların elinde bulunan bu silahların stok durumu nedir? Bu depremin devamı gelir mi yoksa tarihte kalıp yıl dönümü anılacak olaylar ve anılar listesine mi girer?

El-cevap: Buna cevap sayılacak nitelikte ki en güzel cümleyi bu gün İslam İnkılabı lideri Ayetullah Hamaneî askeri bir törende konuşurken kurdu. "Bu yaşanan deprem, İsrail'i meydana getiren temel yapılarda öyle bir tahrip ve hasar bıraktı ki kolay kolay tamir edilemez." Ayrıca Netanyahu'nunda itiraf ettiği gibi bu bir savaştır ve savaşın tarafı sadece Hamas ve Filistinli gruplar değil, aynı zamanda mukavemet cephesidir, yani İran'dır, yani Irak’tır, yani Suriye’dir, yani Hizbullah’tır, yani Yemen ve Ensarullah’tır. Kısacası hem halklardan, hem devletlerden, hem de kurtuluş örgütlerinden oluşan bir cephedir. Dolayısıyla ön cephedekiler ile oluşturulan tedarik zinciri ve köprüsü Filistin ile işgalci Siyonistler arasındaki savaşın yeni bir dönüm noktası sayılmaktadır. Filistin içlerinde, Lübnan’da ve Suriye’de stoklanan o silahların kullanımına start verilmiştir. Sayısını mı sordunuz? Genel sayı bilinmez ama roket ve füzeler ile ilgili askeri kaynaklar on binler ifadesini kullanıyor. Gerisini yeni bir dönem ile karşı karşıya kalan işgalci İsrail ve kandırıp o topraklara taşıdığı yerleşimciler düşünsün.