.
.

İyi de bu eylem veya kendini yakma olayı yeni bir şey değildi. Bu eylemin sonucunda yine görüyoruz ki herkes tarihçi, fıkıhçı veya ahkâm adamı olmuş. "Efendim bu şeytani bir intihardır", "Yahu zaten ABD askeri", bir de kendine yazar veya uzman hatta Dünya ve Orta Doğu uzmanı diyen; en iyisini kendisinin bildiği, ondan hariç herkesin hain vs. olduğu bir şahsın o acaib sözleri...

Burada intiharı övmek veya bu gibi eylemleri teşvik etmenin doğru olduğunu düşünmüyoruz. Kaldı ki askerin eylemi de bireysel ve tepkiseldi. Yani bizleri ilgilendiren bir durum yok. Çünkü bu eylem yine bizlere utanç olarak ahmaklığımızı hatırlattı diye düşünüyorum. Süresiz Facebook veya İnstagram üniversitesinde okuyan öğrenciden tarih bilimi veya disiplin metodu, halk, kent, sosyoloji, ulusların tarihsel serüveni, gazete, fikir ve de farklı bakış açısı beklemek hata olurdu zaten. Eee hal böyle iken entelijansiya metinlerini okumak da bu zaman diliminde kanepede otururken bir anda evinden alınacağın korkusu veriyor. Neden? Alışılagelmişin dışında bir fikir üretildiği bir şeyler yapıldığı için. Nasıl ve kim yaptı? Yine cevap için düştük tarihin yollarına...

Şanı yüce büyük Kur'an'ın 85. suresi olan Burûc suresinde geçen büyük kolektif eyleme bakınız. Tabi ondan önce bir gencin hidayet bulup tıpkı bugünkü gibi zalime ve zulme feryad etmesi ve de kendini bile bile şehadete göndermesi eylemi vardı. Yahudi Zûnuvas, genç devrimciyi kamuoyunun önünde şehit ettikten sonra halk galeyana gelip İslam'ı seçti ve kitleler kıyama kalktı. Bunun üzerine despot kral büyük büyük "Uhdud"lar açıp onları bu hendeklerde yaktı. Ayrıca kralın bu eylemini destekleyen ve sessiz kalanlar da hendeklerin başında tarihin bu kahredici vakaasını izledi.[1]

Aslında başta vermemiz gerekirdi fakat yazının seyri için buraya aldık; çağlara hitap eden devrimci peygamber İbrahim aleyhisselamın eylemini. Bilindiği üzere her türlü iktisadi, idari ve kültürel sorunlar yaşayan; Kur'an'da adı geçmese de Nemrud olduğuna inandığımız (bu efsanevi kişinin Nabukadnazar, Buhtannasır hatta Akad kralı büyük Sargon olduğu da geçer) kişiye karşı yine tekçi eylem gerçekleşti. Sorun şurada ki nasıl olur da bir peygamber kendisinin yakılmasına razı olsun en azından neden hükümdar ile anlaşmadı? gibi vs. şeyler akıllara gelebilir. Hani bunlar insanlar arasındaki en akıllı kişilerdi değil miydi? İşte mesele bu ya; eylemin ağırlığı Kur'an'a girecek ve hatta çağlar üstü ses getirecek nitelikte olmalıydı. Ve sonunda İbrahim (a), protest eylemini canı gönülden gerçekleştirecekti. Tabi ateş bile eylemin önünde baş eğmek zorunda kalacaktı.

Bir diğer eylem İtalya'da kilise ve sömürgeci papalık düzenine başkaldıran ve İtalya'nın Campo de' Fiori meydanında heykeli bulunan sayın şehit Giardinio Buruno'ya aittir. Halen İtalya'da bulunan, uzun elbisesi ile yüzünü ve bedenine gizem katan Buruno bilimsel yanılgılar sebebi ile kiliseye karşı müthiş bir muhalefet sergiliyordu. Yazılarını ve çalışmalarını ilâhiyat ve doğa bilimi üzerine inşa eden Buruno, en sonunda metinleri ile  papalık engizisyonunun gözüne batacak ve İtalya'da yakılacaktı.

Tarihler Haziran 1963 yılını geldiğinde, rahiplere baskı yapan Vietnam hükümetine karşı meydanda kendini yakan Thick Quang Duc'un eylemi akıllara gelecekti. Dünya barışı ve dini özgürlüğün kutsaliyeti adına bu eylem çok büyük yankı uyandırdı. Bu olayla beraber ABD'de gençler arasında kendini yakma eylemleri patlak verdi.

8 Mart'ta 1857 yılında ABD fabrikalarında grev esnasında despot polis tarafından fabrikaya tıkılan ve yanarak katledilen 129 mazlum kadın işçi halen her sene dünya çapında yankılara sebep oluyor.

Tarihler Aralık 2010 yılını gösterdiğinde ise dünya, Tunus'ta sabah evinden çıkıp seyyar arabasıyla günlük kazancını çıkarıp ailesini geçindirmeye çalışan Muhammed Buazizi'nin destanına şahit olacaktı. Zabıta ekiplerinin arabasına el koyması ile kendini yakan genç Muhammed, kısa sürede medyada yankı buldu. Gösteriler üniversitelere taşındı. Yasemin devrimi çoktan patlak vermişti. Zeynel Abidin bin Ali ve eşi sosyete Leyla son anda ülkeden kaçtılar. Arab halkları uyandı. Bölgesel devrimler ve ayaklanmalar gerçekleşti. Fakat 1979 İslam devrimindeki Rıza şah'ın akıbeti herkese nasip olmayacaktı. Kaddafi, Hüsnü Mübarek ve Ali Abdullah Salih telef olarak öldüler. Büyük Arab Baharı başlamıştı. Devrimler, darbeler ve  darbe girişimleri ve de iç savaştan sonra dünya halen devam eden bir kaosa sürüklenecekti. Tabi bu işten kârlı çıkmasını bilen yine büyük şeytan olmuştu.

Ve son olarak Washington'daki katil İsrail elçiliği  önünde kendini yakan "Amerikalı Buazizi" lâkaplı sayın Aaron Bushnell'in eylemi... Ülkesinin zulümden yana olmasını istemiyordu. Genç adamın eylemi hakkında binlerce yorum yapıldı. Anarşist olduğundan veya katil ABD ordusunda vazifeli olduğuna kadar her kesimden sesler yükseldi. Fakat şurası kesinki; Filistin'in yeryüzü tarihine hediye ettiği eşsiz direniş ahlakı ABD'li  bir gencin yüreğinde patladı. Tıpkı Yemen ve dünyada sokağa dökülen halklar gibi. Elbette bu eylem tekrardan dünya halklarına ilham olacaktı.

Yukarıdaki eylemler gibi eminim ki sayısızca eylemler gerçekleşti. Tarihin ilk günlerinden itibaren zulmün karşısında sembolik de olsa onları rahatsız eden bir alev var olmuştur daima. Birilerinin tutuşturması gerekiyordu sadece. Büyük cesaretler, büyük eylemlere gebedir her zaman. Sanki dünya halklarının artık şunu bilmesi gerek: Ne liboş ve sonsuz özgürlüğü olan ütopik bir dünya ne de sonsuz refah ve güç...

"Zulüm bizdense, ben bizden değilim" (Rachel Corrie)


[1] TDV İslam Ansiklopedisi, "Ashâbü'l-Uhdûd" maddesi, Muhammed Eroğlu, 1991