.

.

Ehlader Araştırma Bölümü

Kerbela olayının üzerinden 13 asır geçmesine rağmen bu kıyam, hâlâ gündemini korumaktadır.

Toplumumuzun her zaman ne kadar hassasiyeti azalmış olsa bile Kerbela olayını gündeme getirmektedir.

Mesela bu olayın hedef ve sebeplerini anlamaktan ziyade bir yas günü, bir adet durumuna sokulmasıdır. Hâlbuki Kerbela olayı bugün Müslümanların bulundukları duruma çok önemli açıklamalar sunmaktadır. Bu nedenle inananlar Kerbela kıyamını, sebeplerini, hedeflerini, yöntemlerini ve tarihini iyi bilmek zorundadırlar. Bu olay şu açılardan incelenmelidir.

1- Peygamber ve ailesini olan sadakat ve ihanet

2- Gerçek müminler ile sözde müminlerin birbirinden ayrılması

3- Nebevî metodun takip edilmesi

4- Ümmet olabilmek

Özlediğimiz, hasretiyle yandığımız İslâm toplumunun oluşmasında Kerbela olayını anlamamız çok önemlidir. çünkü kurt insanın içinde olursa onun ayıklanması da ayrı bir tedavi gerektirir. Toplumun içinde Müslüman görünüp fakat İslâmî hedef ve ilkelerini istemeyenler de olur.

Bunlara karşı izlenilmesi gereken iki yol vardır.

Ya Hasan olacaksın, ya da Hüseyin...

Ayrıca bugün coğrafyamızın her yerinde kıyamlar oluyor. Acaba bu kıyamların hedef, yöntem, sebep ve ahlakı ne kadar doğru? Önemli olan kıyam değil. Önemli olan doğru kıyamı yapmaktır. İşte bu nedenle Kerbela kıyamı tüm kıyamlara örnek bir kıyamdır. Eğer bugün bu kıyamlardan bir sonuç elde edilemiyorsa bunun nedenlerini sorgulamamız gerekir. Ya kıyam yanlış, ya da siz Hüseyin değilsiniz?

Kerbela kıyamı ve Hüseyin, gökyüzü ve güneş gibidir. Birbiriyle özdeşleşmiştir. Bugün kıyamlar ile Müslümanlar ne kadar özdeşleşmiştir. Yaptıkları kıyamın hedefleri, çıkış noktaları, izlenilen yolu, ilkeleri, ahlakı ne kadar nebevî?

Bu yüzden her yer Kerbela; ama herkes Hz. Hüseyin (a.s) gibi başarı ve güzel sonuçlar elde edememiştir. Yapılan tüm kıyamlar, Hüseyin'in kıyamı kadar etrafındaki uyuyanları uyandıramamıştır.

Hz. Hüseyin'in (a.s) kıyamı, Allah'a olan sorumluluğun (iman), dünya hırsına tercihinin sembolüdür.

Sözde Müslümanların maskelerinin indiği gündür. Bizler bu kadar maskeleri düşürebildik mi, yoksa onlara mı inandık?

Bu olay, inancın sadece laf ile geminin yürütülmeyeceğinin ispatıdır. Allah'a olan teslimiyetin hayat ile ispatlanması gerektiğini gösterir. Allah'a olan teslimiyette izzet vardır. İzzetin olmadığı yerde ise zillet dolaşır. İzzet, hayat ile ispatlanmadan sadece dil ile "Ben Müslümanım" demekle olmaz. İzzet ancak yaşanarak olur.

İşte bu olay, bir izzet mücadelesidir. İzzetlilerin zilletlilere üstün gelmesinin mücadelesi.

Hz. Hüseyin'in (a.s), 72 yarenlerinin ve ailesinin başına gelenler, tarihte yaşanan bir hikaye değildir.

Bu, Rabbimize karşı Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (s.a.a) karşı ve tüm hakikate karşı yapılan bir ihanettir, bir saygısızlıktır, bir vefasızlıktır, bir nankörlüktür…

Bugün bu olayı anlamamız, ihanette olup olmadığımızı anlamamız açısından önemlidir. Arkasından gittiğimiz örnekler açısından önemlidir. Gerçek inananları ve sözde inananları, İslâm inancını çıkarlarını korumak için kullananları ayırmamız açısından önemlidir. Tarih içerisinde şeytanın her elbiseyi giyerek (buna İslâm elbisesi de dahil) karşımıza çıkabileceği açısından önemlidir.

Resul'ü sevdiğini söyleyenler, Resul'ün ailesinin başına gelenleri lütfen öğrenin. çünkü Resul'ün arkasından gidenlerin ne kadar büyük bedeller ödediklerini görün, görün ki sevginizi siz de ölçün.

Resul'ü sevenler, onun arkasından gidenleri de severler. O hâlde bu yolun yolcuları, sevenlerin başına gelenleri bilmeliler. Kendilerinin başına örülebilecek tuzakları görmeleri açısından da sevenlerin çizgilerini bilmeliler...

Kerbela!

Nedir Kerbela?

Bugün heryer Kerbela! Irak, Afganistan, Suriye, Filistin, Bahreyn, Yemen, Nijerya…

10 Muharrem H. 61 Kerbela

O gün Hüseyin (as) oradaydı. Bugün Hüseyinler nerede? İşte bugün Hüseyinler ve Zeynepler yoksa, bu, Kerbela kıyamını anlamadığımızı, bilmediğimizi ve onların misyonunu kavramadığımızı gösterir.

Eğer bizler Kerbela olayını anlasaydık, hakkın ve küfrün birbirine dolaşmasına, bir arada yaşamasına izin vermeyecektik. Aynı ağızdan hem iman, hem de küfür ifadelerini duymayacaktık. Karanlıklar içerisinde şaşkın kalmayacaktık. Bir insan iman ve küfrü birlikte yüreğinde taşımayacaktı.

Ya inanan, ya da inanmayan olacaktı. Saflar netleşecekti. çünkü inancın grisi olmayacaktı. İnanç, kendisini bir dolunay gibi gösterecekti. Net ve parlak!

Kerbela…

Bu olay, anlatamayacağımız kadar her boyuttan önemlidir. O hâlde Kerbela olayını öğrenmek istemez misiniz?

İşte Tarihî Gerçek!

Ahzâb Suresi/23:

"Müminlerden öyle adamlar vardır ki, Allah'a verdikleri söze sadık kalırlar. Onlardan kimi adağını yerine getirdi, kimi de beklemektedir. (Ahitlerinde) hiçbir değişiklik yapmamışlardır."