.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

Büyük barış mimarının Soğuk Savaş'ın yüzüncü yılındaki ölümü, 30 Kasım 2023'te Amerikan ve dünya medyasının 1 numaralı manşeti oldu. Henry Kissinger, 20. yüzyılda Amerikan dış politikasının en önemli figürü haline gelen Alman Yahudi göçmeniydi.

Kissinger'ın kendi döneminde dünya siyasetindeki konumunun Winston Churchill'le karşılaştırılabilecek derecedeydi. O, zamanının Churchill'iydi. Kissinger'ın Soğuk Savaş döneminde Amerikan dış politikası alanında üstlendiği önemli rol ve Doğu ile Batı blokları arasındaki gerilimin azaltılması yönündeki eylemleri Amerika için büyük bir avantajdı. Tüm Batı bloğunun ve Batılı ülkelerin tamamen Amerika'nın hâkimiyeti altında olduğu bir dönemde Kissinger, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı kılığında Batı bloğunun sözcüsü olarak hareket etmiş ve hatta Amerika'nın çok daha önemli pozisyonlarında yer almıştı. Hatta pozisyonu bazı Amerikan başkanlarından ve kişiliklerden daha yüksekti. Örnek bir diplomat olarak pek çok kişiye rol model oldu. Kissinger'ın özelliklerinden biri de üniversitelerle, düşünce kuruluşlarıyla ve döneminin önde gelen dergi ve yayınlarıyla sürekli bağlantı halinde olması ve dolayısıyla sağlam bir teorik desteğe sahip olmasıydı.

Dışişleri bakanı olduğu zaman daha doğrusu bu posta büründüğü vakit davranışları ve sözleri öyleydi ki, o dönemde gerçekten Amerika'nın süper gücünün unsurlarından biri olarak görülüyordu. Kissinger'ın ABD Dışişleri Bakanı olarak yüksek sekreterlik, entelektüel ve pratik standartları o kadar yüksekti ki, kendisinden sonraki hiçbir ABD dışişleri bakanı bu ülkenin kamuoyunda o denli dikkatleri kendi üzerine çekemedi. Zamanının seçkinleri açısından bakıldığında Kissinger, Batı bloğunun temsilcisi olarak ABD Dışişleri Bakanlığı görevini yürütebilecek en nitelikli kişiydi. Dünyanın nükleer bir savaşın eşiğinde olduğu Soğuk Savaş sırasında Kissinger, Sovyetler Birliği ile ABD arasındaki gerilimi düşürmenin yanı sıra Komünist Çin ile ilişki kurmaya çalışarak Amerika adına iyi bir iş çıkarmıştı.

Kissinger, kendi yöntemlerini kullanarak, Amerika ile Sovyetler Birliği arasındaki görüşmelerin odağına, o zamana kadar hiçbir şekilde tartışılamayan, her iki taraftaki nükleer bombaların sayısı, cephanelikler ve benzeri bir dizi konuyu kamuoyuna yansıttı. Bu da derinleşen soğuk savaşı toplumların nasıl bir tehlikede olduğunu göstererek sindirdi. Elbette iki blok arasındaki barış ve uzlaşmanın ancak bir kişinin çabalarıyla sağlandığını söylemek zor ama onun rolünü de unutmamak gerekiyor.

Nixon'un pinpon diplomasisi Çin-ABD ilişkilerinin geliştirilmesinde önemli bir rol oynadı. Bunun dışında Mısır ile İsrail arasındaki Ramazan Savaşı olarak bilinen 1973 savaşı sırasında Kissinger, yıllarca Sovyet nüfuz çemberi içinde olan Mısır'ı akıllı bir şekilde ABD'nin etkisi altına almayı başarmış ve Mısır ile İsrail arasındaki uzlaşmanın anahtarı olmuştu. Enver Sedat'ın aracılığı ile Araplar ve İsrail ortak bir noktada buluşmuştu. Sonra Kissinger, Enver Sedat'ı İsrail Parlamentosu'na çıkıp bir konuşma yapmaya ikna etti.

Avrupa'da Muharrem Merasimleri Avrupa'da Muharrem Merasimleri

Dikkat edin Mısır tam bir zaferin eşiğindeydi ve Kissinger yüksek zekâsıyla bunu önleyerek Siyonistlere büyük bir hizmette bulundu, bu nedenle onun elinde Siyonistler için bir mucizeden söz edebiliriz. Mısır'ın batıya 180 derece dönmesi Kissinger'ın düşüncesinin sonucuydu.

Gerçekten de Kissinger ve Nixon Amerika işlerinin başındayken bu ülkedeki siyasetçi kıtlığı konusunda kimse bir şey söyleyemezdi. Ama bugün Kissinger, Brzezinski, Nixon ve diğerlerinin olmadığı Amerika, teorik olarak daha zayıf bir Amerika ve süper güç alanının dışında kalmak üzere. Artık Amerika'nın başarısızlıklarını örtecek, hatta başarısızlığı başarıya dönüştürecek kimse yok. Nitekim bugün Biden ile Trump arasındaki rekabet alanının boş olduğu Amerika'da haklı olarak siyasetçi kıtlığından bahsedebiliriz. Kissinger, Vietnam'da, Orta Doğu'da ve dünya arenasında Amerika ve Batı bloğuna, Doğu ve Batı bloklarının uzlaşmasında büyük hizmetler yapmış ve Amerika'nın süper gücünün unsurlarından biri olarak kabul edilmiştir. Ne mutluluk verici ki bugün Amerikalılar artık bu önemli unsura sahip değiller.

Editör: Hasan Bedel