.

.

Ehlader Araştırma Bölümü

Âyete’l-Kürsi Adını Nereden Almaktadır?

Âyete’l-Kürsi adını Kur’an-ı Kerim’de bulunduğu ayette geçen “kûrsî“ kelimesinden almaktadır.

اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ

“Allah kendisinden başka hiçbir ilah olmayandır. Diridir, kayyumdur. Onu ne bir uyuklama tutabilir ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey onundur. İzni olmaksızın O’nun katında şefaatte bulunacak kimdir? (Bundan dolayı Allah’ın izniyle şefaatte bulunanlar O’nun mutlak malikiyetinden hiçbir şey eksiltmezler.) O kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. (Geçmiş ve gelecek onun nezdinde birdir.) Onlar O’nun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. O’nun kürsüsü bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O’na güç gelmez. O yücedir büyüktür.” 

Bakara/255

Rivayetlere bakıldığında Kur’an-ı Kerim’deki bu ayetin Hz. Peygamber (s.a.a) zamanında “kûrsi” olarak adlandırıldığı ve Peygamberin (s.a.a) kendisinin de bu ayeti “kûrsi” olarak adlandırdığı geçer.

Âyete’l-Kürsi’nin birçok fazileti ve bereketi vardır bu yazıda onlardan bir kaçına değineceğiz ve hatta Âyete’l-Kürsi hakkındaki faziletleri anlatmak için tek başına şu rivayet yeterli olabilir:

Peygamber Efendimizden (s.a.a) nakledilen bu rivayette Ûbey b. Kâ’b’a, Hz. Peygamber’e (s.a.a) şöyle soruyor: Allah’ın (c.c) kitabında hangi ayet diğerlerinden daha büyüktür?

Peygamber Efendimiz (s.a.a) cevabında: "اَللّٰهُ لاَ إِلَـهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ" / “Allahu la ilahe illa Huve’l Hayyu’l Kayyum” diyerek eliyle onun sinesine vurmuş ve ona şöyle buyurmuştur: “İlim sana olsun, Muhammed’in (s.a.a) canının sahibine yemin olsun ki bu ayetin iki dili ve iki dudağı vardır ki Allah’ın (c.c) arşının altında onu tespih eder.”

Başka bir hadiste Hz. Ali (a.s) Peygamber Efendimizden (s.a.a) şöyle nakletmiştir:

"سید القران البقره و سید البقره آیه الکرسی یا علی ان فیها لخمسین کلمه فی کل کلمه خمسون برکه"        

“Kur’an’ın efendisi Bakara suresi ve Bakara suresinin efendisi ise Âyet’el-Kürsi’dir. Onda elli kelime vardır ve her kelimesinde ise elli bereket vardır.”

Başka bir rivayette İmam Bakır’dan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir:

“Her kim Âyet’el-Kürsi’yi bir defa okursa Allah (c.c) ondan dünya ve ahiretteki bin belayı uzaklaştırır. Dünyadaki en basit bela fakirlik ve ahiretteki en basit bela ise kabir azabıdır.”

Şia ve Ehl-i Sünnet kaynaklarında Âyet-el Kürsi’nin faziletleri hakkında birçok rivayet nakledilmiştir. Biz birkaç rivayete daha değinerek bu konuyu sonlandıracağız.

Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur:

اعطیت آیت الکرسی من کنز تحت العرش و لم یؤتها نبی کان قبلی

“Âyet’el-Kürsi arşın altındaki hazinelerden bana verilmiştir ki benden önce hiçbir Peygamber’e verilmemiştir.”

Başka bir hadiste: İki kardeş Peygamberin (s.a.a) huzuruna geldiler ve Peygambere (s.a.a) hitaben şöyle dediler: Biz ticaret için Şam’a gitmekteyiz bize nasihatte bulunun ki kötülerin şerrinden uzak duralım. Hz. Peygamber (s.a.a) onlara şöyle buyurdular:

“Kalacağınız yere ulaştığınızda yatsı namazını kıldıktan sonra sizdenher kim yatmadan önce tespih (Hz. Fatıma’nın tespihi) çeker ve sonra Âyet’el-Kürsi’yi okursa; o sabaha kadar her türlü beladan korunmuş olursunuz.” 

Bu hadisin dipnotunda bu iki kardeşin kaldıkları yere hırsızlar girmeye çalıştığı ama başarılı olamadıkları nakledilir.[1]

Âyete‘l- Kürsî‘nin Özellikleri

Birçok muteber rivayete göre Kur‘an-ı Kerim’in en meşhur ayetlerinden biri Âyete‘l Kürsi‘dir. Bu ayete dair birçok özellik ve fazilet beyan edilmiştir. Kur’an-ı Kerim’in okunuşu hakkındaki rivayet ve hadislerde veya okunuş kurallarında Âyete’l-Kürsi’nin okunuşu hakkında özellikle bir kural beyan edilmemiştir. Âyete’l-Kürsi’nin okunması hakkındaki beyanatlar daha çok ahlaki kurallar ve tecrübelerden oluşmaktadır ki âlimler ve büyükler tavsiye etmişlerdir. Âyete’l-Kürsi’nin faziletleri ve özellikleri için onların bıraktığı kaynak ve kitaplara (Âyetullah Behcet’in huzurunda kitabı gibi…) müracaat etmek daha iyidir ama bu yazıda Ayete‘l-Kürsi hakkındaki birkaç fazilet ve özelliğe değineceğiz:

a) Ayete’l-Kürsî’nin namazdan sonra okunması:

1) Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuşlardır:

“Her kim farz namazın ardından Ayete‘l-Kürsi okursa bir sonraki namaza kadar Allah’ın (c.c) koruması altında olur.”[2]

2) Resulullah Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuşlardır:

“Kim farz namazından sonra Âyete‘l-Kürsiy‘i okursa onun ruhunu bizzat Allah (c.c) alır ve bu kimse enbiya ile cihat edip şehit olmuş kimse gibidir.”[3]

3) İmam Ali (a.s) Peygamber Efendimiz’den (s.a.a) şöyle nakletmişlerdir:

“Her kim her farz namazının ardından Âyete‘l-Kürsi‘yi okursa onunla cennet arasındaki tek engel ölümdür (ölümünden hemen sonra cennete girecektir) ve sadece âbid ve sıddık insanlar buna riayet ederler.”[4]

b) Uykudan önce Âyete‘l-Kürsî’nin okunması:

1) İmam Cafer-i Sadık (a.s) şöyle buyurur:

“Kim uyumadan önce üç kez Âyete‘l-Kürsi‘yi ve ve Al-i İmran suresinin انه لا اله الا هو و …الملائكه[5]ayetini, “sûhre”  ayetini[6] ve secde ayetini okursa iki melek onu diğer şeytanların şerrine karşı müdafaa eder ve ister istesin, ister istemesin otuz melek o kul uykudan uyanana kadar onu vekâleten Allah (c.c) için hamd ve tesbih ederler, onun için istiğfarda bulunurlar ve bütün sevap o kula yazılır.”[7]

2) İmam Rıza’dan (a.s) ise konu hakkında şu cümleler rivayet edilmiştir:

“Her kim uyumadan önce Âyete‘l-Kürsi‘yi okursa Allah’ın (c.c) izniyle felç olmaktan korkmasın.”[8]

c) Abdest alırken Âyete‘l-Kürsî'nin okunması:

1) İmam Muhammed Bakır (a.s) şöyle buyurur:

“Kim abdest aldıktan sonra Âyete‘l-Kürsi‘yi okursa Allah kırk yıllık ibadetin sevabını ona verir, onun makamını kırk derece yükseltir ve ona kırk Hür’ul Âyn (cennet hurisi) bahşeder.”[9]

d) Ölü için Âyete'l-Kürsî’nin okunması:

1) İmam Ali (a.s) ise şunları buyurur:

“Her kim ölen birisi için Ayete’l-Kürsi okursa Allah (c.c) Ayete‘l-Kürsi‘nin her harfi için bir melek vazifelendirir ve o melekler kıyamet gününe kadar o kimse adına Allah’ı tesbih ederler.”[10]

e) Secde halinde Âyete‘l-Kürsi’nin okunması:

1) Yine İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) nakledilen bir rivayette şöyle geçer:

“Kim secde halinde Ayete‘l-Kürsi okursa cehenneme gitmez.”[11]

f) Korkuların yok olması için Âyete'l-Kürsî'nin okunması:

1) İmam Cafer-i Sadık (a.s) buyurur ki:

“Ne zaman korkunç bir mekânda bulunursan وَقُلْ رَبِّ اَدْخِلْن۪ي مُدْخَلَ صِدْقٍ وَاَخْرِجْن۪ي مُخْرَجَ” صِدْقٍ وَاجْعَلْ ل۪ي مِنْ لَدُنْكَ سُلْطَاناً نَص۪يرا[12] ayetini oku ve ne zaman korkunç bir şey görürsen Âyete‘l-Kürsî oku."[13]

[1]Tefsir-i Numune, c.2, s.261

[2]Lehmî Tabaranî, Süleyman b. Ahmed, el-Mû’cem el-Kebir, araştırma, Hamdi Abde’l-Mecide’l-Selefî, cilt:3,s.84, Beyrut, Dar-ı Ehyae’l-Terase’l-Arabî, sayı:2, hicri.k. 1404.

[3]Tabersî, Fazl b. Hasan, Mecmau’l-Beyan fi tefsiri’l Kur’an, Mukaddime, Belağî, Muhammed Cevad, cilt:2, s.626, Tahran, Nasir Hûsruv, sayı:3, hicri.ş. 1372.

[4]Tabersî, Fazl b. Hasan, Mekarime’l-ahlak, s.288, Kum, Şerif Rezî, sayı:4, h.k.1412; Ebubekir Bihekî, Ahmed b. Hüseyin, Şaabe’l-iman, araştırmacı, Abde’l-Ali abde’l-Hamid, Eşraf, Muhtar Ahmed e’l-Nedevî, cilt:4, s.57,Riyaz, Hint, mektebete’l-raşit,dar el-selife, sayı:1, hicri.k.1423.

[5]Al-i İmran/18: “Allah, hak ve adaleti ayakta tutarak, kendinden başka tanrı olmadığını bildirdi; melekler ve ilim sahipleri de bunu ikrar ettiler. (Evet) O’ndan başka tanrı yoktur; O mutlak güç ve hikmet sahibidir.”

[6]Araf sûresinin 54. ayetine ‘Sûhre’ ayeti denir. Toreyhî, Fahrü’l-din, Mecmau’l Bahreyn, tahkik, Hüseyn’i, Seyyid Ahmed, cilt:3,s.327,Tahran, Murtezevî kitapçısı, sayı:3, Hicri.ş.1375.

[7]Kuleynî, Muhammed b. Yakub, el-Kafî, araştırmacı, düzenleyici, Gaffarî, Ali Ekber, Ahundî, Muhammed, cilt:2, s.539, Tahran Dare’l-kitabe’l-İslamiyye, sayı:4, hicri.k.1407.

[8]Şeyh Saduk, Sevabe’l-Amel ve İkabe’l-amel, s.105, Kum, el-Şerife’l-Razî, sayı:2, Hicri.k.1406.

[9]Şueyrî, Muhammed b. Muhammed, Came’l ehbar, s.45, Necef, Matbetu’l Haderiye, sayı:1,t.y.

[10]Diylemî, Hasan b. Muhammed, İrşade’l-Kulube’l-Sevab, cilt:1, s.176, Kum, el-Şerif Razî, sayı:1, Hicri.k.1412.

[11]Camiu’l-Ahbar, s.46.

[12]İsra/80:Ve şöyle niyaz et: "Rabbim! Girilecek yere doğrulukla girmemi, çıkılacak yerden de doğrulukla çıkmamı sağla, bana tarafından yardımcı bir güç ver!".

[13]Bergî, Ahmed b. Muhammed, el-Muhasin, araştırmacı, muhaddis, Celaleddin, cilt:2, s.36, Kum, Dare’l Kitabe’l İslamiyye, sayı:2, Hicri.ş: 1371.