Yaşadığımız dünyada herkese bolca yetecek yiyecek ve kalacak yer ve mekan varken kardeş kanı akıtıp içmeyi ve kendi geniş yerlerini bırakıp başkalarının yerlerine göz diken kana susamışların komşumuz, sınıf arkadaşlarımız, alış veriş yaptığımız insanlar olduğunu bildiğimiz halde başka ne sesi duyulabilir ve hangi renk görülebilir ki?

Aynı okulda okuyup mezun olduktan sonra eline kitap ve kalem alıp ilim ve irfandan bahsetmesi gerekenler silah ve bomba alıp dağa çıkarak ve binlerce masum insanı katleden bizim sınıf arkadaşlarımız değil mi? Daha tuhaf olansa aynı ders ve aynı eğitimi almış olmamız değil mi?

Yolda yürürken kamyon dolu patlayıcılarla kendi cinsinden ve aynı soydan olan onlarca insanı bir anda havaya uçuran her hangi birimizin komşusu değil mi? Daha tuhaf olan aynı milliyeti paylaştığımız soydaşlarımız değil mi onlar?

Bir sabah vakti televizyonlarımızı açtığımızda mutlu insanların etrafa gülücükler saçan yüzlerini görmek isterken canlı canlı insanların ikiz kulelerde yandığını canlı yayınlarda seyretmemiz kimi mutlu edebilir  ve hangi vicdanın insanlara sunduğu görsel şölendir? Daha tuhaf olan bunu vicdan adına yapmaları değil mi?

Baskılara ve açlıklara bile dayanabilecek güce sahip olanlar özgür değiller bahanesiyle bir sabah uyandıklarında sözde Özgür Ordunun  operasyonuyla ölümün ebedi özgürlüğüne uğurlanmıyorlar mı? Daha tuhaf olan bunu cihat adı altında yapmaları değil mi?

Hiçbir kural ve kaide tanımayan, dünyanın başına bela ve jandarma kesilen süper gücün kendi eliyle oluşturduğu "El-Kaide"nin kaidesini bozguna uğratmak amacıyla başlattığı terörizmle mücadele savaşında ölenlerin sayısı teröristlerin öldürdüklerinden daha çok değil mi? Maksat insanların ölümlerini engellemek ya da en az zayiatla kapatmaksa bunalımı, teröristleri mi tercih etmeli insan yoksa terörist avcılarını mı(!)?.

Daha tuhaf olan bunca cinayet ve katliam, havai fişek gösterisiyle bir bayram kutlamasını andırır şekilde tüm dünya kamuoyu önünde yapılmıyor mu?

İki kutuplu bir dünya yaşanırken daha masum (!) kalan köleliğe son vermekle övünenler iki kutbun dışında kalanları daha acımasız ve vahşi köleliğe mahkum etmiyorlar mı? Daha tuhaf olan yanı ise bunu dünyaya çeki düzen vermek adına yapıyor olmaları değil mi?

Bir deli ve diktatörün başlatıp 8 yıl ve yüz binlerin canına ve milyarlarca dolar insanlığın ortak sermayesine mal olan savaşa tüm dünya seyirci olmakla kalmayıp alkış tutmadılar mı?

İsrail hapishanelerinde (tüm Filistin) yaşanan soykırım, işkence, vahşet ve vahşilik 50 yıldır yaşanmıyor mu? Daha tuhaf olan evlerini ve vatanlarını savunanların terörist ve onca insanlık dışı operasyonlara imza atan katiller ise kendilerini savunuyorlar aldatmacası ile kamuoyuna lanse edilmiyor mu?

Bundan daha acayip olan tüm bunların yapılmasına alet olanlar, halkı gerçeklerle bilgilendirme görevini üstlenen medya değil mi? Bu sömürge ve vahşet operasyonlarında, ölüm makinesi gibi çalışan çöl ayıları ve dünyevi çıkarları için kalemşörlük yapan kovboy görünümlü çölü aşan silahşörler değil mi?

Milyonlarca insanın kanını birinci ve ikinci ve daha nice cili savaşlarda akıtıp daha sonra sevinç çığlıkları içinde puroyla ve savaş oyuncağı tanklara astıkları haçlarla poz verenler ya da çok büyük başarı elde etmişcesine gaddarca kafa kesip internette yayınlayanların yaşadığı bir dünyada yaşayıp kalemi ele aldığımızda doğal güzellikleri yazabilmek hangi hür vicdanın ortaya koyabileceği bir eylem olabilir ki?

İşte bu yüzden yine içleri acıtan ve vicdanları feryat ettiren ve uykuları kaçıran yazı yazıyorum. Umut ederim ki siz de en az benim kadar incinirsiniz, mideniz bulanır ve kusarsınız insanlığın bu haline ve tükürürsünüz maskesi düşmüş demokrasi (!) ve modern dünyanın yüzüne.

Yine on binlerin dökülen kanına, öksüz çocukların gözyaşına ve açlıktan telef olan milyonların haberine sadece birkaç saniye vakit ayırıp, zevkine adam öldüren gerçek manada hastaların stadyum terörüne saatlerce vakit ayırarak insanların gündemini saptıran medya kuruluşlarından iğrenirsiniz.

Top ve tankların nerede kimi öldürdüğüne bakmayan ama kimin topu kimin kalesine nasıl girdilerle eğlenen toplumların zavallı hallerine ne demeli? İşte bunun için iğreniyorum yaşadığım dünyadan.

şuna emin olmalıyız ki tüm bu vahşeti yok edecek en güçlü silah, insanların, milletlerin ve devletlerin yöneticilerinin aydınlanması ve bilinçlenmesidir yoksa kafasının içi boş olanları seçebilecek kadar boş olanlar var oldukça dünyamız temizlenmeyecektir.

Ancak tüm yazarların ve yorumcuların şunu bilmesi gerekir ki tarih boyunca hep halklar ve haklılar kazanmıştır.Kısa süreli dayanılmaz vahşiliklere maruz kalan halk er geç hak ettikleri yere ve konuma ulaşacaklardır ve uzun süreli bir savaş ve mücadelede kaybeden taraf zorba güçler olacaktır.

Bu kısa süreli vahşete maruz kalındığında sabır ve direniş ruhunu tarihten ve yaşadıkları kültürden miras alamayanlar çabucak amaca ulaşabilmek için her türlü araca tevessül etmeye başlar ve bunu teşvik ederler ancak şunu bilmezler ki hak tüm boyutlarıyla hak olmalı hem amaç hem araç hem de bunları niyet edenler temiz kalpli ve hak niyetli olmalıdırlar.