"Ey Ali! Onlar sen ve senin şiandır. Sen ve senin şian kıyamet gününe suya doymuş ve mutlu bir şekilde geleceksiniz."

.

.

1. Ehli Sünnet âlimlerinden olan Taberî’ye göre İmam Muhammed Bakır (s.a) şöyle söylemiştir:

Hz. Peygamber (s.a.a) “Onlar yaratılmışların en hayırlılarıdır”[1] (Beyyine/7) ayetiyle ilgili olarak “Ey Ali! Onlar sen ve senin şiandır” diye buyurmuştur.[2]

Şia kelimesi; izleyici, taraftar, takipçi, yandaş, destekçi gibi anlamlara gelir.

2. Ehli Sünnet âlimlerinden olan Haskânî’ye göre İmam Muhammed Bakır (s.a) şöyle söylemiştir:

Hz. Peygamber (s.a.a) “Kesinlikle iman eden ve salih ameller işleyen kişiler vardır; onlar yaratılmışların en hayırlılarıdır”[3] ayetiyle ilgili olarak “Ey Ali! Onlar sen ve senin şiandır. Sen ve senin şian razı olmuş ve razı olunmuş bir şekilde geleceksiniz” diye buyurmuştur.[4]

3. Ehli Sünnet âlimlerinden olan İbn Merdeveyh’e göre İmam Ali (s.a) şöyle buyurmuştur:

Allah’ın Resulü (s.a.a) bana şöyle buyurdu: “Ey Ali! Allah’ın ‘Kesinlikle iman eden ve salih ameller işleyen kişiler vardır; onlar yaratılmışların en hayırlılarıdır’ sözünü duymadın mı? Onlar sen ve senin şiandır. Benim ile sizin buluşma yerimiz havuzdur. Bütün ümmetler hesap için diz çöktükleri zaman, siz yüzleriniz nurlu bir halde davet edileceksiniz.”[5]

4. Ehli Sünnet âlimlerinden olan Ebu Naim’e göre Haris şöyle söylemiştir:

İmam Ali (s.a) bana “Hiçbir kimse biz Ehli Beyt ile kıyaslanamaz” diye buyurdu.

Hemen bir adam ayağa kalktı ve Abdullah b. Abbas’ın yanına gitti. Onun İmam Ali’den (s.a) duyduğu şeyi ona söyledi. Bunun üzerine İbn Abbas şöyle söyledi:

“İmam Ali doğru söylemiştir. Acaba insanlar Hz. Peygamber (s.a.a) ile kıyaslanabiliyor muydu?”

Sonra İbn Abbas şöyle dedi: “Şu ayet ‘Kesinlikle iman eden ve salih ameller işleyen kişiler vardır; onlar yaratılmışların en hayırlılarıdır’ İmam Ali hakkında inmiştir.”[6]

5. Ehli Sünnet âlimlerinden olan İbn Merdeveyh’e göre İbn Abbas -Allah ondan razı olsun- şöyle söylemiştir:

Allah “Kesinlikle iman eden ve salih ameller işleyen kişiler vardır; onlar yaratılmışların en hayırlılarıdır” diye buyurmuştur; bu ayet inince, Hz. Peygamber -Allah’ın salatı, bereketi ve selamı onun ve Ehli Beytinin üzerine olsun- İmam Ali’ye şöyle buyurdu: “O sen ve senin şiandır. Sen ve senin şian kıyamet gününe razı olmuş ve razı olunmuş bir şekilde geleceksiniz. Ancak senin düşmanın öfkeli ve mutsuz bir şekilde gelecektir.”

İmam Ali -Allah onun yüzünü değerli kılmıştır- “Ey Allah’ın Resulü! Benim düşmanım kimdir?” diye sordu. Hz. Peygamber “Senden beri olduğunu söyleyen ve sana lanet eden kişidir” diye buyurdu. Sonra Allah’ın Resulü -Allah’ın salatı, bereketi ve selamı onun ve Ehli Beytinin üzerine olsun- “Kim, Allah Ali’ye rahmet etsin, derse Allah ona merhamet etsin” diye buyurdu.[7]

6. Ehli Sünnet âlimlerinden olan Hatîb ve İbn Merdeveyh’e göre Cabir -Allah ondan razı olsun- şöyle söylemiştir:

Hz. Peygamberin -Allah’ın bereketi ve selamı onun ve Ehli Beytinin üzerine olsun- huzurundaydık. Ali -Allah’ın rahmeti ve rızvanı onun üzerine olsun- geldi. Hz. Peygamber -Allah’ın bereketi ve selamı onun ve Ehli Beytinin üzerine olsun-  “Kardeşim sizin yanınıza geldi” diye buyurdu. Ardından Kâbe’ye yöneldi. Eliyle ona vurdu şöyle buyurdu: “Canımı elinde bulunduran kimseye yemin ederim ki kıyamet gününde kurtulacak olanlar kesinlikle bu ve bunun şiasıdır.”

Sonra şöyle buyurdu: “Kesinlikle, o, benimle birlikte, iman bakımından sizin ilkinizdir. Allah Teâla’ya en vefalınızdır. Allah’ın emri konusunda en güçlünüzdür. Toplum içindeki en adilinizdir. Eşit bir şekilde en iyi taksim edeninizdir. Allah katında fazileti en yücenizdir.”

Ardından “Onun hakkında ‘Kesinlikle iman eden ve salih ameller işleyen kişiler vardır; onlar yaratılmışların en hayırlılarıdır’ ayeti inmiştir” dedi.[8]

7. Ehli Sünnet âlimlerinden olan Haskânâ’ye göre Bureyde şöyle söylemiştir:

Hz. Peygamber (s.a.a) “Kesinlikle iman eden ve salih ameller işleyen kişiler vardır; onlar yaratılmışların en hayırlılarıdır” ayetini okudu ve Ali’nin omzuna elini koyup “Ey Ali! Onlar sen ve senin şiandır. Sen ve senin şian kıyamet gününe suya doymuş ve mutlu bir şekilde geleceksiniz. Ancak senin düşmanların susuz ve mutsuz bir şekilde geleceklerdir.[9]

.

[1] Beyyine 7.
[2] Câmiu’l-Beyân, 30/265.
[3] Beyyine 7.
[4] Şevâhidu’t-Tenzîl, 2/465 (1134).
[5] Ondan, Suyûtî, Durru’l-Mensûr, 6/643.
[6] Ondan, İbn Bıtrîk, Hasâisu’l-Vahyi’l-Mubîn, 225 (172).
[7] Ondan, Şihâb Îcî, Tevzîhu’d-Delâil, 170.
[8] Onlardan, Şihâb Îcî, Tevzîhu’d-Delâil, 170.
[9] Şevâhidu’t-Tenzîl, 2/464 (1131).