.
.

Bismillâhirrahmânirrahîm

.

Ramazan-ı Şerif rahmet, mağfiret ve bereket mevsimidir. Bahar aylarını idrak ettiğimiz bugünlerde toprağın ısındığına, havanın yumuşadığına ve tabiatın yeniden canlandığına şahit olmaktayız. Mübarek Ramazan ayının etkisi de aslında aynı bir bahar mevsimi gibidir. Bilinçli bir adım ile girilecek Ramazan ayı kapısından kalbimizin ısındığına, ruhumuzun yumuşadığına ve varlığımızın canlandığına elbette ki şahit olacağız.

Bursa'da Dünya Kudüs Günü Programı Bursa'da Dünya Kudüs Günü Programı

Nasıl ki bahar mevsimi gelmeden kış bitmez ve yazı göremezsek; idrakine varılamadan girilmiş Ramazan ayında da günahlar sebebiyle ölmeye yüz tutmuş ruhumuzu yüceltemez ve toprağı ısıtan güneş gibi İlahî nurdan faydalanamayıp yüreklerimizi ısıtamayız.

Allah Teâla her sene bizlere büyük bir nimet olan Ramazan ayını göndermektedir. Fahr-i Kâinat Efendimizin o mübarek kalbine Kur'an-ı Kerim’i bu ayda vahyettiği gibi aslında her birimizin kalbine Kur'an'ı yeniden vahyeder. Bunun bilincine varmak için de dünyadan bir nebze olsun el-ayak çekmemizi, yalnızca midemize değil, dilimize, yüreğimize, dimağımıza, gözümüze tutturduğumuz oruçla bizlere bir değişim, bir yenilenme imkânı sunmak ister.

Müminlerin Emiri Hz. Ali'nin (a.s) buyurduğu gibi; 'Ramazan ayının diğer aylara olan fazileti, masum imamın diğer insanlara olan üstünlüğü gibidir.'

Özel bir aydır Şehr-i Ramazan; çünkü saadet yolunun kılavuzu olan Kur’an-ı Kerim bu mübarek ayda inmiş, bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesi bu ay içerisinde kendine yer bulmuş, cennetin kapıları ardına kadar açılıp, cehennem kapıları da tamamen kapanmıştır.

Hiç şüphesiz Ramazan ayının bizlere sunduğu en önemli lütuflardan birisi; bu bir aylık zaman dilimi içerisinde yavaş yavaş kötü alışkanlıklarımızı ve günahlarımızı terk edebilme iradesini bizlere vermesidir. Zaten Ramazan ayının asıl felsefesi de takva elbisesini giyinip, Allah Teâla’ya karşı gelmekten sakınmaktır.

Zulmun kalesi olan Siyonist rejimin bombaları altında yaşam savaşı veren Gazze gibi İslami ve insani bir konu ile imtihan olduğumuz bu senede; fedakarlığın ve infakın ne büyük bir erdem olduğunu idrak etmemiz gerekmektedir. Bu paylaşma ve dayanışma ayında yoksullarımızı ve yetimlerimizi de gözetmeliyiz. O minicik yüreklere merhem olmak elimizde. Son on dört senedir yaşanan savaşlarda yaşadığımız coğrafya üzerinde neredeyse 160 milyon yetimden söz edilmektedir. Anasız, babasız kalmış kırılmış bu kalplerin yeniden inşa edilmeye ihtiyaçları var ve bunları da yardım kuruluşları aracılığıyla bir nebze de olsa giderebiliriz.

Ehlibeyt Âlimleri Derneği / Ehla-Der olarak bu mübarek ayı bir kez daha idrak ettiğimiz için Rabbimize sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. En büyük temennimiz ise yeryüzündeki Allah kullarının bu ayı iyi bir şekilde değerlendirerek, Allah'a dönmeleri ve tevbe ile insanlığın başındaki bu belanın bir an önce bertaraf olmasını sağlamalarıdır.

  

Rabbimiz tuttuğunuz oruçları, okuduğumuz Kur'an tilavetlerini, yoksul ve fakirlere sunacağımız infakı ve ettiğiniz duaları kendi dergâhında kabul buyursun inşallah.

.

Ehlibeyt Âlimleri Derneği

11 Mart 2024

İstanbul

Ehlader HABER