.
.

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla

İçinde bulduğumuz son 2 hafta içerisinde vuku bulan, Siyonist rejim ve Hamas eksenli direniş birlikleri arasındaki çatışmalar, İslam dünyasında yeniden FİLİSTİN ismini kulaklara fısıldadı. Bizlere bir FİLİSTİN varlığından bahsetti. Böyle bir devletin olduğunu, işgal altında Müslümanların ezildiğini yeniden hatırlattı.

Ne tuhaftır ki, 75 yılı aşkın süredir işgal altında olan FİLİSTİN, Müslümanların gündeminden tamamen çıkmış bir şekilde, günümüze kadar yalnızlığın pençesinde savrulmaya devam etmektedir.

Merhum Ayetullah İmam Humeynî’nin İslam dünyasına armağan ettiği KUDÜS günü münasebeti ile Müslümanlar, hiç olmazsa yılda 1 gün FİLİSTİN’i hatırlamaya başladı. Bunun dışında ne yazık ki tüm İslam devletlerinin, Siyonist rejim ile işbirliği 75 yıldır günbegün artarak devam etmekte, adeta FİLİSTİN halkı sorun teşkil eden bir pozisyondaymış gibi görülmeye başladı.

FİLİSTİN halkının maruz kaldığı zulümler, bir drama filmi izler misali, tüm hissiyatı elinden alınmış, tüm değer yargıları ters yüz olmuş, öncelikleri farklı dinamikler ile değişen İslam ümmetinin gözleri önünde sürekli cereyan eden alışagelmişlikten öteye geçememiştir.

Bununla birlikte Siyonist rejim, Müslümanların kendi içlerindeki yalnızlıkları, üzerlerindeki ölü toprağının katılaştığını gördüğünden, saldırganlıkları, cüretkârlıkları arta gelmiş, bilakis kendini haklı koltuğunda gören bir anlayış ile emellerine ulaşmak için gerekli-gereksiz tüm faaliyetlerini fütursuzca yürütmeye devam etmiştir.

İslam ülkelerinin konu ile ilgili yaklaşımı, artık eski si gibi sindirme politikası şeklinde değil, aksine tamamen tüm benliğinde sloganik İslam’ı yaşayan kitleleri doğrultusunda politikalar sergilemeye devam etmektedirler.

Sloganik Müslüman kimliği ise; direnişin sadece;

Yürüyüş düzenlemekten;

Sloganlar atıp, Tekbir getirmekten

Sosyal Medyada hamaset naraları atmaktan ibaret olduğunu yine tüm dünya Müslümanlarında net bir şekilde görmekteyiz.

Maalesef günümüz Müslümanlarının ortaya koymuş olduğu tavır, bundan öteye geçmediği gibi, kısa bir süre içerisinde de gündelik hayata dönüş, ilk günlerdeki gibi hassas tavırlar içinde olmayış, gündemi sıcak tutma çabasından uzak bir paralelde devam etmektedir.

Ne yazık ki FİLİSTİN, yine yalnız, yine öksüz, yine öz vatanında PARYA olarak kalmıştır.

Zira biz Müslümanların hayattaki öncelikleri, hedefleri, amaçları yine FİLİSTİN’den daha önce gelmiştir.

Çünkü GÖZDEN UZAK, GÖNÜLDEN IRAKTIR…