Fransa'nın İslam ve Müslümanlara karşı açtığı savaş, İslam dünyasını ayağa kaldırdı. Özellikle Türkiye ve İran'da, Fransa'ya öfke büyük. Türkiye'deki Ehlibeyt alimlerinin çatı kuruluşu olan EHLADER'den de, Hz. Muhammed'e yönelik saldırılara kınama geldi. Açıklamada ayrıca Mevlid-i Nebi ve Vahdet Haftası da kutlandı.

  

ahman ve Rahim Allah’ın adıyla

لَقَدْ جَٓاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُمْ عَز۪يزٌۘ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَر۪يصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِن۪ينَ رَؤُ۫فٌ رَح۪يمٌ

"Size içinizden, sıkıntıya düşmeniz kendisine ağır gelen, size oldukça düşkün, mü'minlere karşı şefkatli ve merhametli olan bir Peygamber gelmiştir." Tevbe/128

Hatemû'l-Enbiya Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.a) ve onun tertemiz evladı İmam Cafer-i Sadık'ın (a.s) kutlu doğum günlerini ve bu münasebetle ilan edilen Vahdet Haftası’nı tüm sevenlerine tebrik arz ederiz.

O, âlemlere rahmet olarak gönderilen ve cehalet bataklığına saplanmış insanlığın elinden tutarak Rabbine doğru yönlendirilen sevgi elçisi idi. Onun gelişiyle insanca yaşamak öğrenildi, kadınlar ve çocuklara değer verildi, öğretileri ile ebediyete kadar dünyanın barış ve silm yurdu olması için çaba sarf etti. İşte bu yüzdendir ki; Onun mübarek doğumu aslında tüm insanlığın en büyük bayramı niteliğindedir.

Fakat maalesef yaşadığı dönemde bu büyük Peygamber'e olmadık hakaretlerin yapıldığı gibi şimdi de o dönemin zorbalarının bir izdüşümü olan Macron gibileri tarafından çirkin saldırılar yapılmaktadır.

Özellikle Fransa'nın başını çektiği Avrupa ülkelerinde İslamî değerlere yönelik bu sistematik saldırılar tüm dünya Müslümanları gibi bizleri de derinden üzmüştür.

Bizim, Peygamberimiz Hz. Muhammed'den öğrendiğimiz, her zaman insanî keramete önem vermek, hangi dinden ve mezhepten olursa olsun herkese hoşgörü ile yaklaşmaktır. Dolayısıyla tüm dünya Müslümanları da aynı saygıyı başkalarından beklemekte ve kendi kutsallarına hakaret edilmemesini istemektedirler. Bu aklın, mantığın ve insanlığın kabulüdür.

Fakat ne yazık ki insanlıktan nasibini almamış bu siyasetçiler, 2 milyara yakın Müslüman’ın duygularını rencide edebilmekteler. Zira onların hedefi sadece Peygamberimiz değil, Peygamberimizin getirdiği ve onların sinsi planlarını altüst eden düşünce ve yaşam sistemidir.

Dünyanın her tarafındaki Peygamber ve din düşmanlarının ortak hareket ile İslam'ı hedef aldıkları bu dönemde, biz Müslümanların görevi artık farklılıklarımızı bir kenara bırakarak ortak değerlerimiz etrafında kenetlenmektir.

Müslümanların ve insanlığın dertlerinin dermanı, geri kalmışlık, baskı, zulüm, savaş ve çıkmazlardan kurtuluş yolu, Öz İslami hüviyete geri dönüş ve gerçek anlamda 'Ümmet-i Vahide'yi yeniden canlandırmaktır.

Rahmet ve Vahdet Peygamberine inanan, zengin kaynaklara, kalabalık ve yetkin insan gücüne, özel konum ve varlığa sahip olan Müslüman toplumların mezhepçilik ve ihtilaf ateşi içinde kavrulması; her gün Peygamberimize hakaret eden  dahili ve harici siyasetçilerin yüzsüzleşmesinin başlıca nedenleridir.

Bu yüzden Müslümanların günümüzde yerine getirmesi gereken en önemli fariza 'İslamî Vahdet'tir.

Bu vahdete engel olanlar ve kimden kaynaklanırsa kaynaklasın (ister Şiî olsun ister Sünnî), Müslümanların arasındaki sevgi, beraberlik, kardeşlik duygularını örseleyenler, onların aralarındaki bağı gevşetip, ümmetin birliğini, bütünlüğünü ve gelişimini zedeleyenler Allah katında büyük bir vebal altına girmişlerdir.

Eğer bizler bu gafleti üzerimizden atıp mezhebî ihtilaflar ve farklılıklar üzerinden siyaset yapma ve söylem geliştirme aymazlığından kendimizi kurtaramazsak, yarın Allah’ın huzuruna ümmetin onurunu ve zindeliğini Amerika, İsrail ve Fransa'ya peşkeş çeken mücrimler olarak çıkmaktan kendimizi koruyamayacağız.

Son olarak Ehlibeyt Âlimleri Derneği / Ehla-Der olarak Mevlid-i Nebi ve Vahdet Haftası’nı tüm Müslümanlara tebrik arz eder, Yüce Allah'tan Müslümanların birlik ve beraberliğini niyaz ederiz.