Her mükellef  yerine getirmesi gereken günlük şer'î vazifelerin detaylarını (namazın temel hükümleri, oruç, taharet, bazı alışveriş hükümleri vs.) öğrenmek zorundadır. Eğer bu hükümleri öğrenmemek, bir vacibi terk etmeye veya bir haramı yapmaya sebep olursa bu kimse günahkâr sayılır.

Yükümlülüğün şartları:

1-Buluğ/ ergenlik

2-Akıl

3-Kudret

Buluğun alameti üç şeyden biridir:

1-Cinsel bölgede kalın tüylerin bitmesi

2-İhtilam

3-Erkeklerde 15, kızlarda 9 kamerî yılın geride kalması.

Buluğ alametlerinden herhangi biri kendisinde görülmeyen kimse için "buluğa ermiştir" denilemez ve dolayısıyla bu kimse şer'î hükümleri yerine getirmekle yükümlü değildir.

Kızların 9 yaş öncesi gördükleri kan buluğ alameti değildir.

Buluğun ölçüsü kamerî yıldır. Eğer şemsî (güneş) yılına göre doğum tarihi biliniyorsa, güneş ve ay yılı arasındaki fark göz önünde bulundurularak buluğ yaşı hesaplanabilir. (Her kamerî yıl, 10 gün, 21 saat ve 17 saniye güneş yılından daha azdır.)

Dinî Hükümleri Öğrenmenin Yolları

Mükellefin dinî hükümleri öğrenip onlara göre amel etmek için üç yolu vardır:

1-İçtihat: İçtihat, şer'î hüküm ve ilahî kanunların fakihlerin nezdinde kabul gören muteber kaynaklara dayanılarak elde edilmesine denir.

2-İhtiyat: Mükellefin, şer'î vazifesini yaptığına emin olacak şekilde amel etmesine ihtiyat denir. Örneğin; bazı müçtehitlerin haram bildiği, bazılarının da haram bilmediği bir işi yapmaması; aynı şekilde bazı müçtehitlerin vacip bildiği, bazılarının da vacip bilmediği işleri yapması ihtiyattır.

3-Taklit: Dinî hükümleri uygulamada, gerekli şartlara sahip olan müçtehide başvurmaya taklit denir. Başka bir ifadeyle taklit, müçtehidin fetvalarına uygun amelleri yerine getirmektir.

Taklitsiz Ameller

Taklit etmeyen veya sahih taklit etmeyen kimselerin amelleri, aşağıdaki şartlardan herhangi birine uygun olursa sahihtir:

1-İhtiyata uygun olursa

2-Gerçeğe uygun olursa

3-Taklit etmesi gereken müçtehidin fetvalarına mutabık olursa

Taklit Merciinin Şartları

1-Erkek olmak.

2-Baliğ olmak.

3-Akıllı olmak.

4-On iki imam Şiî'si olmak.

5-Helalzade olmak.

6-Vacip ihtiyat gereği yaşıyor olmak.

7-Adil olmak.

8-Fetvada mercilik makamının öneminden dolayı, vacip ihtiyat gereği nefse hâkim olmak ve dünya düşkünü olmamak.

9-Müçtehit olmak.

10-Vacip ihtiyat gereği a'lem/ en bilge olmak.

Gerekli Şartlara Sahip Müçtehidi Tanımanın Yolları

 Gerekli şartlara sahip müçtehidi tanımak iki yolla mümkündür:

1-Emin olmak: Bu güven gerek halk arasındaki yaygın şöhretten kaynaklansın, gerek şahsî tecrübeyle elde edilsin, gerekse başka bir yolla elde edilsin, fark etmez.

2-Adil iki uzmanın şahitliği: Bu konuda mükellef tamamen emin olmasa da adil iki uzmanın şahitliği yeterlidir.

Müçtehidin Fetvalarını Elde Etmenin Yolları

Müçtehidin fetvaları şu yollarla elde edilir:

1-Müçtehidin bizzat kendisinden işitmek.

2-Bir veya iki adil şahitten işitmek.

3-Güvenilir bir şahıstan duymak.

4-Hatalı olmaması kaydıyla müçtehidin Tam İlmihal'inde görmek.

Taklitle İlgili Diğer Meseleler

1-Mükellef, herhangi bir vakit, namaz esnasında hükmünü bilmediği bir meseleyle karşılaşırsa, ihtimal verdiği iki taraftan birine uyarak namazı bitirebilir. Ancak namazdan sonra hükmü (bilen birine) sormalıdır; eğer yaptığı iş namazın batıl olmasına neden olmuşsa, namazını yeniden kılması gerekir.

2-(Fıkhî açıdan) cahil, iki kısımdır:

Sorumsuz cahil: Cehaletinin farkında olmayan veya cahilliğini giderme yolu bulunmayan kimsedir.

Sorumlu cahil: Cahilliğinin farkında olan, bunu gidermenin yollarını da bilen, ancak tüm bunlara rağmen dinî hükümleri öğrenmede tembellik eden kimsedir.

3-Vacip ihtiyattan kasıt, bir işi yapmanın veya terk etmenin vacipliğinin ihtiyattan dolayı olmasıdır. Vacip ihtiyat konusunda mükellef, aynı meselede ihtiyat etmeyip açık fetva veren bir müçtehide müracaat edebilir. (Ancak bunu yaparken en bilge müçtehitten sonraki en bilge sıralamasına riayet edilmelidir.)

4-Fıkıh kitaplarında sıkça rastlanan "sakıncalıdır, sorunludur, sakıncalı olduğu uzak bir ihtimal değildir" gibi tabirler, meselenin ihtiyatlı olduğunu gösterir. Ancak "sakıncası yoktur" ibaresi fetvadır (ihtiyat içermez).