.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

 سَلَامٌ عَلَيْكُمْ بِمَا صَبَرْتُمْ فَنِعْمَ عُقْبَى الدَّارِ 

“Sabretmenize karşılık selâm sizlere. Dünya yurdunun sonucu (olan cennet) ne güzeldir!”

Ra’d/24

Sabır hakkında bazı nükteler;

1 – Sabrın kaynağı ve dayanağının Allah olduğunu bilelim: “Sabret! Senin sabrın ancak Allah’ın yardımı iledir.” [1]

2 – Sabırdan maksat ve hedefimiz ilahi rızayı kazanmak olmalıdır. Sabrediyor desinler diye veya başka bir şey için olmamalıdır:

“Ve Rabbin için sabret!”[2]

3 – Sabır, peygamberlerin sıfatıdır.

“İsmail’i, İdris’i ve Zülkifl’i de hatırla. Bunların hepsi sabredenlerdendi.”[3]

4 – Sabır, cennetin anahtarıdır:

“…Peygamber ve onunla beraber müminler, ‘Allah’ın yardımı ne zaman?’ diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki, Allah’ın yardımı pek yakındır.”[4]

5 – Mücahitler ve sabredenler:

“And olsun, içinizden, cihad edenleri ve sabredenleri belirleyinceye ve durumlarınızı ortaya koyuncaya kadar sizi deneyeceğiz.”[5]

6 – Sabır, Allah’ın salavatını elde etmenin bir nedenidir: “İşte Rableri katından rahmet ve merhamet onlaradır. Doğru yola ulaştırılmış olanlar da işte bunlardır.”[6](Hz. Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’e (a.s) salavat göndermenin bir nedeni de insanların arasında en sabırlı kimseler olmalarıdır.)

7 – Sabrın imana olan nispeti, başın bedene olan konumu gibidir. Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur:

“İmandaki sabır, bedendeki baş gibidir.”[7]

8 – Sabır, cennetliklerin derecelerinin terazisidir:

“İşte onlara, sabretmelerine karşılık cennetin en yüksek makamı verilecek, orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır.”[8]

"Sabretmelerine karşılık da onları cennet ve ipek(ten giysiler) ile mükâfatlandırır.”[9]

9 – Sabrın dereceleri bulunmaktadır. Hadiste şöyle geçer:

“Musibete sabretmenin 300, itaat etmeye sabır 600 ve günaha sabretmenin 900 derecesi vardır.”[10]

10 – Kur’an’ın tüm bölümlerine bakıldığında iki yerde sabredenlerin karşılığının hesapsız olarak verileceği açıklanmıştır:

“Sabredenlere mükâfatları elbette hesapsız olarak verilir.”[11]

11 – Kur’an-ı Mecid, sabrın yanında şükretmeyi de ayrıca beyan etmiştir. Bu da sorun ve musibetlerin bir nimet olduğuna işarettir.

“Şüphesiz bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır.”[12]

12 – Sabır, İmam Hüseyin’in (a.s) aziz oğlu İmam Seccad’a (a.s) vasiyetidir:

“Oğulcağızım! Hakka sabret bu sana zor gelse de…”[13]

13 – Kimi zaman bir girişimde, bir eylem içinde birkaç çeşit sabır gözlemlenebilir: Hz. İbrahim’in (a.s) oğlu Hz. İsmail’i (a.s) kurban etme teşebbüsündeki sabır hem itaat ve teslim olmaya, hem de musibete karşı sabırdır.

[1]     Nahl, 127

[2]     Müddessir, 7

[3]     Enbiya, 85

[4]     Bakara, 214

[5]     Muhammed, 31

[6]     Bakara, 157

[7]     Biharu’l Envar, c.9, s.203

[8]     Furkan, 75

[9]     İnsan, 12

[10]    Biharu’l Envar, c.71, s.92

[11]    Zumer, 10

[12]    İbrahim, 5

[13]    Biharu’l Envar, c.70, s.184

Editör: Hasan Bedel