Ölülerle İlgili Hükümler

Muhtazar[1] Hükümleri

Müslüman bir kimsenin ölüm anında, ayakaltları kıbleye doğru gelecek şekilde sırt üstü kıbleye doğru uzatılması daha iyidir. Birçok fakih, bunu yapabilecek durumda olan muhtazar için veya diğerleri için bu ameli vacip bilmişlerdir. Dolayısıyla ihtiyata uygun olanı bu ameli terk etmemektedir.

Ölüm Sonrası Vacip Ameller

1-Gusül

2-Hanut

3-Kefen

4-Namaz

5-Defin

"İslamî anlayışta Müslüman'ın ölüsü de tıpkı dirisi gibi muhteremdir. Ölünün yıkanması, kefenlenmesi ve defnedilmesi İslam şeriatında ölüye ihtiramın göstergesi olarak belirlenmiş ve herkese bunları yerine getirmek vacip kılınmıştır.

"Müslüman'ın cenazesinin guslü, kefenlenmesi, namazı ve defni kifaî vaciplerdendir. Yani bu ameller herkese vaciptir ama birileri onu yerine getirirse, diğerlerinin yükümlülüğünden kalkar. Ancak hiç kimse bu amelleri yerine getirmezse herkes günahkâr sayılır.

"Ölünün gusül, kefen, namaz ve defin işlerinden herhangi birisinin yanlış yapıldığı bilinirse, o amel yeniden yapılmalıdır. Ancak yanlış yapıldığı sanılırsa veya yanlış mı doğru mu yapıldığı konusunda şüphe edilirse, bu ameli yeniden yapmak gerekmez.

"Yıkama, kefenleme, namaz ve defin gibi işlemlerini yapabilmek için cenazenin velisinden izin almak gerekir. Ölünün velisi babası, annesi, çocukları ve sırasıyla diğer varisleridir. Ancak ölen kimse kadın ise, kocası diğerlerine önceliklidir

Meyyit (Ölü) Guslü

Ölüye üç gusül verilmesi vaciptir:

1-Bir miktar sidir katılmış suyla gusül.

2-Bir miktar kâfur katılmış suyla gusül.

3-Saf suyla gusül.

Gusül verecek kimsede olması gereken şartlar:

1-On iki imamı kabul eden Müslümanlardan olmalıdır.

2-Baliğ olmalıdır.

3-Akıllı olmalıdır.

4-Guslün hükümlerini bilmelidir.

5-Eğer ölü erkekse gusül veren kimse erkek olmalı; kadınsa bayan olmalıdır.

"Kadın meyyitin cenazesi kocası tarafından, erkek meyyitin cenazesi de hanımı tarafından yıkanabilir.

"Ölü guslünde de diğer ibadetlerde olduğu gibi niyet şarttır. Yani guslü veren kimse, bu işi yüce Allah'ın emrini yerine getirmek için yapmalıdır.

Gusül verilmesi vacip olan ölüler:

1-Müslüman kadın veya erkeğin ölüsü.

2-Müslüman'ın çocuğunun ölüsü.

3-Dört ayını tamamladıktan sonra düşük olarak dünyaya gelen Müslüman çocuğu: Dört ayı tamamlanmadan düşük olarak dünyaya gelen çocuğa gusül vacip değildir.

Cenazenin bedeninin bir kısmına necaset bulaşmışsa, gusül verilmeden önce oranın yıkanması gerekir. Dolayısıyla ölünün cesedinde kanama varsa, gusül öncesi mümkünse temizlenmelidir. Bu durumda beklemek veya tıbbî araçlarla da olsa kanı durdurmak mümkünse, bunun gereğini yapmak vaciptir.

Ölünün avret yerine bakmak haramdır. Eğer gusül veren kimse ölünün avret yerine bakarsa günah işlemiştir, ancak gusül batıl değildir.

Eğer su bulunmazsa veya suyun kullanılmamasını gerektiren bir durum olursa, her gusül yerine bir teyemmüm yapılmalıdır.

Hanut

1-Meyyite gusülden sonra hanut yapılması, yani ölünün alnına, avuç içlerine, dizlerine ve ayak başparmaklarının uçlarına oralarda bir miktar kalacak şekilde kâfur sürülmesi vaciptir.

2-Kâfur, ölüyü güzel kokulu edecek şekilde taze ve ezilmiş olmalıdır. Eskidiğinden dolayı kokusu gitmiş olursa yeterli olmaz.

3-İhramda olan şahıs [hac hükümlerinde söyleyeceğimiz gibi] bu hükümden istisnadır. (İhramda ölen kimseye hanut yapmak caiz değildir).

Kefen

Müslüman'ın cesedi üç parça kefenle sarılmalıdır:

1-İzar: Ölünün belinden bacaklarına kadar olan bölümüne sarılır.

2-Gömlek: Ölüye, omuzlarından dizlerine kadar arkalı önlü sarılır.

3-Lifafe: Ölünün baştan ayağa sarıldığı, uç kısımlarından bağlanabilecek uzunlukta olan ve genişliği ölünün üzerini tamamen kapatan parçadır.

Ölünün kefeni bedeninden gelen bir necasetle veya dışarıdan bulaşan bir şeyle necis olursa, kefen yıkanmalı ya da zayi edilmeyecek şekilde o kısmı kesilmelidir. Dolayısıyla eğer ölünün kefeni gusülden sonra kendi bedeninden akan kana bulaşırsa, o kısmın yıkanması veya kesilmesi veyahut da mümkünse kefenin değiştirilmesi vaciptir. Eğer bunlar mümkün olmazsa, ölünün o şekilde gömülmesi caizdir.

Kendine bir kefen alan ve namaz vakitlerinde sürekli onu altına sererek vacip ve sünnet namazlarını kılan ya da bu şekilde Kurân okuyan kimse için öldüğünde sözü edilen parçanın bu kimseye kefen olarak sarılmasında sakınca yoktur. Aynı şekilde bir kimsenin kefen alıp ona Kurân ayetleri yazarak kendini onunla kefenletmek istemesi caizdir.

Bir kimsenin kendine aldığı kefenle babasını, annesini veya yakınlarından herhangi birini kefenlemesinin sakıncası yoktur.

Cenaze Namazı

1-Müslüman'ın cenazesine [yıkama, hanut ve kefenlemeden sonra] aşağıda açıklandığı şekliyle namaz kılmak vaciptir.

2-Cenaze namazı beş tekbirden ibarettir. Bu tekbirler arasında dua ve salâvat okunur. Eğer aşağıdaki gibi kılınırsa yeterlidir:

Birinci tekbirden sonra: Eşhedu en lâ ilâhe illallâh ve enne Muhammeden Rasulullâh…

İkinci tekbirden sonra: Allâhumme salli alâ Muhammed ve Âl-i Muhammed...

Üçüncü tekbirden sonra: Allâhummeğfir lil muminî-ne vel muminât...

Dördüncü tekbirden sonra: Allahummeğfir li hâzel meyyit, denir ve ardından beşinci tekbir getirilir. Böylece namaz sona erer.

3-Cenaze namazı kılan kişinin ayakta olması ve kıbleye dönük durması gerekir. Cenaze, baş tarafı namaz kıldıranın sağında, ayak tarafı da solunda olacak şekilde sırtüstü yatırılmalıdır.

4-Cenaze ile cenaze namazı kıldıran kimse arasında, duvar ve perde gibi bir engel olmamalıdır. Ancak cenazenin tabut vb. bir şeyin içinde olmasının sakıncası yoktur.

5-Cenaze namazı için abdest almak, bedenin ve elbisenin pak olması ve elbisenin gasp edilmemiş olması gibi şartlar gerekli değildir.

6-Bilerek veya unutarak veyahut da başka bir özürden dolayı cenaze, namaz kılınmaksızın gömülürse veya gömüldükten sonra kılınan namazın batıl olduğu anlaşılırsa, ceset çürümediği takdirde cenaze namazı kabrine kılınmalıdır.

7-Cemaatte ve cemaat imamlığındaki diğer namazlarda şart olan şeyler cenaze namazında şart değildir. Ancak müstahap ihtiyata uygun olan, cenaze namazında da bu şartlara riayet edilmesidir.

Defin

1-Daha önce sayılan vazifeler (gusül, hanut, kefen ve namaz) yerine getirildikten sonra cenaze toprağa gömülmeli ve gömme işlemi, ölünün kokusu dışarıya yayılmayacak ve bedeni leş yiyen hayvanlar tarafından çıkarılamayacak şekilde olmalıdır.

2-Cenaze kabre yerleştirilirken sağ tarafına doğru yatırılmalı; yüzü, göğsü ve karnı kıbleye dönük olmalıdır.

Definle İlgili Birkaç Mesele

1-Guslü verilmiş Müslüman'ın kemiği necis değildir. Ancak (dışarıya çıkmışsa) tekrar gömülmesi vaciptir.

2-Müslüman ölüye ait iskeletin hemen gömülmesi vaciptir (ve görenler ibret alsın diye onu sergilemek caiz değildir).

3-Müslümanların kabirlerini birkaç katlı yapmak caizdir. Ama bu iş Müslüman'ın kabrinin açılması suretiyle ona saygısızlık edilmesine vesile olmamalıdır.

4-Kuyuya düşerek ölen kimsenin cenazesini oradan çıkarmak mümkün olmazsa, orada bırakılarak burası onun kabri haline getirilir. Kuyu herhangi bir kimsenin özel malı değilse veya kuyu sahibi izin veriyorsa, bu kuyuyu kapatmak vaciptir.

5-Defin günü kabrin üzerine su serpmek müstahaptır ve diğer zamanlarda aynı sevabı almak ümidiyle bu işi yapmanın sakıncası yoktur.

[1]-Muhtazar: Can vermek üzere olan kimseye denir.