.
.
Ehlader Araştırma Bölümü
Çalışanların Malî İhtiyaçlarının Temini
Kurumlar, çalışanların hizmetleri karşısında maaş ve bazı imkânlar sunarlar. Eğer kurum, çalışanlarına yeteri kadar maaş verir ve maddi ihtiyaçlarını temin ederse, çalışanlar da daha iyi bir motivasyon ve içtenlikle çalışırlar. Doğal olarak da kurumun planladığı hedeflerine ulaşması için özel çaba sarf ederler. Hz. Ali’ye (a.s) göre çalışanların kâfi miktarda maaş almaları gerekir. Zira çalışanların münasip bir gelire sahip olması, fesadın önlenmesi ve ıslah ortamının oluşturulabilmesi için zaruridir. İmam (a.s), Malik Eşter’e yazdığı ahitnamenin paragraflarından birinde şöyle buyuruyor:
“Ve onlara (idarecilere) bolca rızık (maaş) ver.”[1]
İdarecilerin uygun ve yeterli miktarda maaş ve imkâna sahip olması, hem çalışanlar hem de kurum için güzel ve olumlu etkileri ve de birçok faydaları ardından getirecektir. Nitekim İmam, idarecilerin maaşının artırılması tavsiyesini bazı faydalarıyla hatırlatarak şöyle buyurmaktadır:
“İşte bu (iş) onları, kendilerini ıslah etmeye teşvik eder, ellerinin altındaki mallara el uzatma ihtiyacı duymazlar ve senin fermanını kabul etmez veya emanete hıyanet ederlerse de üzerlerine bir hüccettir.”[2]
Hz. Ali (a.s) ahitnamenin bu bölümünde çalışanlara uygun maaş ödenmesi için üç genel sebebe dikkat çekiyor:
1- İdareci yeterli miktarda maaş alırsa ve bununla yaşamını sürdürebilirse kendisini ıslah etmekle uğraşabilir. Elbette bu da kendisinin ve kurumun menfaatine olacaktır. Zira kendisini düzelten bir çalışan diğerlerinden daha iyi ve daha çok çalışır ve atandığı görevleri layıkıyla yerine getirir.
2- Yeterli miktarda maaşın ödenmesi, çalışanın rüşvet, zimmete para geçirme veya hırsızlık gibi mali fesatlara bulaşmamasını sağlar. Zira bu tür sapmalar çoğunlukla maddi baskılardan ve kişinin yaşamını sürdürecek bütçeye sahip olmamasından kaynaklanır. Bu bütçe sağlanırsa kimse haysiyetini ve şerefini, ihtiyacı olmayan bir şey için tehlikeye atmaya yanaşmayacaktır.
3- Çalışanların mali ihtiyaçları giderilirse, müdürlerin ve mesullerin ellerinde ihlallere karşı koymak için, üst yönetim olarak kesin ve yeterli delilleri olacaktır. Çalışanlar hiçbir şekilde ihlal, gevşeklik veya muhalefet için bir bahane bulamayacaklardır.
* * *
Çalışanlarla Dertleşme ve Onlarla İlgilenme
Kurumların ve müesseselerin çalışanları, diğer insanlar gibi günlük hayatlarında sorunlarla ve sıkıntılarla karşılaşacaklardır. Bunlardan bazılarının halledilebilmesi, başkalarının fikrî ve maddî yardımını gerektirir. Şüphesiz bu gibi durumlarda kurumun ve müdürlerinin sorunlarına ortak ve bunların çözümüne yardımcı olmalarını beklerler. Bununla beraber bazen müdürlerin, çalışanlarıyla dertleşerek sorunlarını halletmelerine destek gerektiren şartlar oluşur. Çalışanların meseleleriyle ilgilenmek ve onlarla dertleşmek, ruhiyeleri üzerinde şaşırtıcı etkiler bırakır ve kurumun hedeflerine ulaşması için çalışma şevkleri artar. Çalışanlar, kurum müdürlerinin kendi zahmet ve çabalarının değerini bildiğini ve sorunlarına-sıkıntılarına ortak olduklarını hissettiklerinde, daha bir canla başla kurum için çalışırlar. Kurumun hedef ve görevlerini yerine getirmek için maksimum düzeyde çaba gösterirler.
Hz. Ali (a.s) Malik Eşter’in dikkatini bu konuya çekerek şöyle buyuruyor:
“Onların işleriyle, aynı anne ve babanın kendi evlatlarıyla ilgilendikleri gibi ilgilen.”[3]
İmam, ahitnamenin bu bölümünde Malik’e aynı anne-babaların kendi evlatlarıyla dertleştiği ve işleriyle ilgilendiği gibi çalışanlarıyla ilgilenmesini ve onlarla dertleşmesini emrediyor. Çünkü müdür kendi çalışanlarına ilgi göstermez ve onlarla dertleşmezse, onlar da motivasyonlarını kaybeder ve vazifelerini yerine getirmek için çalışmaktan soğurlar.
* * *
Çalışanlarla Doğrudan İrtibat
Müdür, haftalık veya günlük vaktinin bir bölümünü astlarıyla doğrudan irtibat kurmaya ayırırsa iki büyük faydasını görür:
1- Müdür bu yolla astlarının ihtiyaçlarından, sorunlarından ve sıkıntılarından haberdar olur ve gücü yettiğince bunları halletmeye çalışır. Bu vesileyle çalışanların ruhiyesi daha fazla çaba gösterme yönünde takviye olur.
2- Çalışanların sorunlarıyla aşina olmaya ilaveten, müdür bu vesileyle kurumun sorunlarından da haberdar olur. Bunları çözmek için girişimde bulunması da kurumun başarısını ve ilerlemesini garantiler.
Müdürün çalışanlarla doğrudan irtibat kurması, kurumun ve çalışanların sorunlarının giderilmesinde işe yaradığı ve kurumun ilerlemesine katkı sağladığı gibi, müdürün çalışanlarla irtibat kurmayarak ayrı düşmesi de pek hoş olmayan sonuçlar doğurur. Müdürlerin çalışanlarından ayrı düşmesi, çalışanların ve kurumun vaziyetinden habersiz kalmasına sebep olur. Neticede bildirdikleri görüşler veya aldıkları kararlar gerekli itibarı ve dikkati taşımaz. Çünkü esasen onların gerçeklerinden habersiz olarak alınan kararlar akıllıca ve makbul olmayacaktır. Yol, hedeflerden sapmaya daha müsait olacaktır. Hz. Ali (a.s) Malik Eşter’e halkla doğrudan irtibat kurmasını, sözlerine ve görüşlerine yakından kulak vermesini ve onlardan uzaklaşmaktan sakınmasını emretmiştir. İmam şöyle buyuruyor:
“Sakın ola uzun bir müddet için kendini halktan uzak tutmayasın!”[4]
- - - - - - - - - - - -
[1] Nehcu’l-Belağa, 53. Mektup.
[2] A.g.e.
[3] Nehcu’l-Belağa, 53. Mektup.
[4] Nehcu’l-Belağa, 53. Mektup.