<h6 style="text-align: right;">.</h6> <h6 style="text-align: right;"></h6> <h6 style="text-align: right;">.</h6> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: center;"><strong>Ehlader Araştırma Bölümü</strong></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: center;"><strong><em>“O ve askerleri yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar.”</em></strong></p> <h5 style="text-align: right;"><strong>Kasas/39</strong></h5> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;">Tarih süresince kendilerini her şeyin merkezinde ve mihverinde gören mağrur ve kibirli insanlar var olmuştur. Kur’an kibirlenme meselesinde Firavun’u örnek göstererek şöyle dediğini anlatır: <em>“Firavun, ‘Ey ileri gelenler! Sizin benden başka bir ilâhınız olduğunu bilmiyorum…”</em><a href="file:///C:/Users/Bedel-Nb/Desktop/Kur'an'dan Esintiler Mizampaj.doc#_ftn1" name="_ftnref1" title="">[1]</a> Ve Hz. Musa’ya (a.s) iman eden sihirbazlara ise şöyle demişti: <em>“Firavun: ‘Ben size izin vermeden ona inandınız ha…”</em><a href="file:///C:/Users/Bedel-Nb/Desktop/Kur'an'dan Esintiler Mizampaj.doc#_ftn2" name="_ftnref2" title="">[2]</a> Firavun, izni olmadan hiçbir kimsenin bir düşünce ve akaide sahip olmamasını istiyordu. Bugün de kendilerini siyaset ve ekonominin merkezinde tutmak isteyen bu zihniyette Firavunlar ve süper güçler bulunmaktadır.</p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;">Müstekbirler (büyüklenen zorbalar) kimi zaman güçlerini gösterebilmek için, birey, topluluk ya da ülkelere saldırıp yok ederler ya da dilediklerinde ikramda bulunurlar. Nemrud’un Hz. İbrahim’e (a.s) şöyle dediği gibi; <em>“İbrahim: ‘Benim Rabbim dirilten ve öldürendir’ dediğinde Nemrut: ‘Ben de diriltir ve öldürürüm’ demişti…”</em><a href="file:///C:/Users/Bedel-Nb/Desktop/Kur'an'dan Esintiler Mizampaj.doc#_ftn3" name="_ftnref3" title="">[3]</a></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;">Müstekbirler (büyüklenenler), kimi zaman maddiyat ve dünyevi metaları insanların ilgisine sunarlar. Firavun’un şu şekilde demiş olduğu gibi: <em>“Firavun, kavmine seslenerek dedi ki: ‘Ey kavmim! Mısır hükümdarlığı benim değil mi? Şu nehirler de benim altımdan akıyor (değil mi?) Hâlâ görmüyor musunuz?”</em><a href="file:///C:/Users/Bedel-Nb/Desktop/Kur'an'dan Esintiler Mizampaj.doc#_ftn4" name="_ftnref4" title="">[4]</a></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;">Müstekbirler, kimi zaman da insanları korkutarak kendilerine teslim olmaya mecbur ederler. Firavun Hz. Musa’ya (a.s) iman etmiş sihirbazlara şöyle seslenmişti: <em>“Mutlaka ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra da hepinizi asacağım!”</em><a href="file:///C:/Users/Bedel-Nb/Desktop/Kur'an'dan Esintiler Mizampaj.doc#_ftn5" name="_ftnref5" title="">[5]</a></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;">Müstekbirler, bazen de böbürlenip kasılarak sade düşünceli insanları kandırmakta başarılı olmuşlardır. Karun sahip olduğu servetin gücüyle caddelerde gezerken dünyaya kul olmuş kimseler de ona özentiyle bakıp şöyle diyorlardı: <em>“Karun, ziyneti ve görkemi içerisinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzu edenler, ‘Keşke Karun’a verilen servet gibi bizim de olsaydı. Şüphesiz o büyük bir servet sahibidir’ dediler.”</em><a href="file:///C:/Users/Bedel-Nb/Desktop/Kur'an'dan Esintiler Mizampaj.doc#_ftn6" name="_ftnref6" title="">[6]</a></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;">Müstekbirler kimi zaman insanların arzularını arttırarak, düşünceleri ve beyinleri satın almak istemişlerdir. Firavun sihirbazlara şöyle der: <em>“Firavun, ‘Evet. Üstelik siz (ücretle de kalmayacaksınız) mutlaka benim en yakınlarımdan olacaksınız’ dedi.”</em><a href="file:///C:/Users/Bedel-Nb/Desktop/Kur'an'dan Esintiler Mizampaj.doc#_ftn7" name="_ftnref7" title="">[7]</a></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;">Müstekbirler, bazen de yaptıkları seferlerle insanların kalplerini sarsmışlardır: Kur’an şöyle buyurur: <em>“Kâfirlerin refah içinde diyar diyar dolaşmaları sakın seni aldatmasın.”</em><a href="file:///C:/Users/Bedel-Nb/Desktop/Kur'an'dan Esintiler Mizampaj.doc#_ftn8" name="_ftnref8" title="">[8]</a></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;">Müstekbirler kimi zaman başkalarını tahkir ederek psikolojik savaş yolunu da denemişlerdir. Peygamberlere iman eden kimselere kötü sözler sarf ederek onları ayak takımı ve gülünç olarak nitelendirmişlerdir.<a href="file:///C:/Users/Bedel-Nb/Desktop/Kur'an'dan Esintiler Mizampaj.doc#_ftn9" name="_ftnref9" title="">[9]</a></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;">Müstekbirler, bazen de yüksek ve büyük binalar yaparak insanların gönüllerini kendilerine çekmeye çalışmışlardır. Firavun veziri Haman’a şöyle der: <em>“Ey Haman! Benim için yüksek bir kule yap! Belki Mûsâ’nın ilâhına çıkar bakarım!..”</em><a href="file:///C:/Users/Bedel-Nb/Desktop/Kur'an'dan Esintiler Mizampaj.doc#_ftn10" name="_ftnref10" title="">[10]</a></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;">Bakınız gerçekten de Kur’an ne kadar da canlı ki müstekbirlerin tüm huylarını, ahlak ve davranışlarını bizim zamanımıza uyacak şekilde resmediyor.</p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;"><a href="file:///C:/Users/Bedel-Nb/Desktop/Kur'an'dan Esintiler Mizampaj.doc#_ftnref1" name="_ftn1" title="">[1]</a> - Kasas, 38</p> <p style="text-align: justify;"><a href="file:///C:/Users/Bedel-Nb/Desktop/Kur'an'dan Esintiler Mizampaj.doc#_ftnref2" name="_ftn2" title="">[2]</a> - Şuara, 49</p> <p style="text-align: justify;"><a href="file:///C:/Users/Bedel-Nb/Desktop/Kur'an'dan Esintiler Mizampaj.doc#_ftnref3" name="_ftn3" title="">[3]</a> - Bakara, 258</p> <p style="text-align: justify;"><a href="file:///C:/Users/Bedel-Nb/Desktop/Kur'an'dan Esintiler Mizampaj.doc#_ftnref4" name="_ftn4" title="">[4]</a> - Zuhruf, 51</p> <p style="text-align: justify;"><a href="file:///C:/Users/Bedel-Nb/Desktop/Kur'an'dan Esintiler Mizampaj.doc#_ftnref5" name="_ftn5" title="">[5]</a> - A’raf, 124</p> <p style="text-align: justify;"><a href="file:///C:/Users/Bedel-Nb/Desktop/Kur'an'dan Esintiler Mizampaj.doc#_ftnref6" name="_ftn6" title="">[6]</a> - Kasas, 79</p> <p style="text-align: justify;"><a href="file:///C:/Users/Bedel-Nb/Desktop/Kur'an'dan Esintiler Mizampaj.doc#_ftnref7" name="_ftn7" title="">[7]</a> - A’raf, 114</p> <p style="text-align: justify;"><a href="file:///C:/Users/Bedel-Nb/Desktop/Kur'an'dan Esintiler Mizampaj.doc#_ftnref8" name="_ftn8" title="">[8]</a> - Al’i İmran, 196</p> <p style="text-align: justify;"><a href="file:///C:/Users/Bedel-Nb/Desktop/Kur'an'dan Esintiler Mizampaj.doc#_ftnref9" name="_ftn9" title="">[9]</a> - Bkz. Şuara, 111</p> <p style="text-align: justify;"><a href="file:///C:/Users/Bedel-Nb/Desktop/Kur'an'dan Esintiler Mizampaj.doc#_ftnref10" name="_ftn10" title="">[10]</a> - Mü’min, 36</p>