Yaşam | Aile&GNÇ

Gençliğe Dair (I)

“Gücünün yettiğinden fazlasını sırtına yükleme.”

.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

Kadir Akaras

Gençliğin Önemi

Gençlik, insanın yetenek ve bilgileri elde etmesi için en uygun zamandır. Öyle ki, gençlik dönemi altın bir fırsat olarak nitelendirilebilir kısa ama son derece değerli bir dönemdir. Eğer bu dönem kişinin kendini tanıması ve olgunlaşmasına adanırsa, gencin mutluluğu büyük ölçüde garanti altına alınır.

Hz. Ali (a.s) gençliğin önemine ve onun yaşam üzerindeki etkisine dair şöyle buyurmuştur:

“Sağlıklı olduğun günlerde bir sermaye hazırlamadın; hayatının ilk fırsatlarında ve gücünün zirvesindeyken ibret almadın; ömrünün en parlak günlerini boşa geçirdin. Gençlikte kendini tembelliğe alıştıran biri, yaşlılıkta zillet ve kırıklıktan başka ne bekleyebilir?!” [1]

Yine şöyle buyurmuştur:

“İki şey vardır ki, değerlerini ancak onları kaybeden bilir: gençlik ve sağlık.” [2]

* * *

Gençlerin Özellikleri

Gençlerin özellikleri hem bedensel hem de ruhsal nitelikler içerir. Her biri, gençlerin davranışları üzerinde doğrudan etkilidir. Aşağıda bu özelliklere değinilmektedir.

A. Bedensel Özellikler

Gençlik, hayatın baharıdır. Bu dönemde gençler diğer yaşlara göre daha güçlü, dinç ve sağlıklıdır. Dini öğretilerde, bu bedensel özelliklerden yararlanarak ahiret ve mutluluğa ulaşmak özellikle vurgulanmıştır.

Hz. Ali (a.s), Kasas Suresi 77. ayetini yorumlarken şöyle buyurur:

“Yüce Allah’ın ‘Dünyadaki payını unutma’ sözündeki anlam şudur:
Sağlığını, gücünü, boş vaktini, gençliğini, canlılığını ve malını unutma; bunlarla ahiretini kazanmaya çalış.”
[3][4]

Gençlerin genellikle uzun süreli ibadete alışkın olmadıkları dikkate alınarak, ibadette ölçülülük tavsiye edilmiştir.
İmam Cafer-i Sadık (a.s) şöyle buyurur:

“Gençken çok ibadet ederdim. Babam bana, ‘Evladım! Kendini yorma, çünkü Allah bir kulunu sevdiğinde, az ibadetle de ondan razı olur’ dedi.” [5]

Aynı tavsiye Hz. Ali’nin (a.s) oğluna yönelik öğüdünde de geçer:

“Gücünün yettiğinden fazlasını sırtına yükleme.” [6]

1. Bedensel Güç

Gençlik döneminin en belirgin özelliklerinden biri fiziksel güçtür. Kur’an’a göre Allah, insanı çocukluk dönemindeki zayıflıktan sonra kuvvetli hâle getirir, ardından yaşlılıkla birlikte yeniden zayıflık verir:

“Allah sizi zayıflıktan yarattı; sonra zayıflığın ardından güç verdi; sonra da gücün ardından zayıflık ve yaşlılık getirdi...”

(Rum 54) [7]

Hz. Ali (a.s), yaşlılarda tecrübe ve düşünce gücünün, gençlerde ise çeviklik ve kuvvetin öne çıktığını belirtir. Ancak bu kuvvetin düşünceyle dengelenmesi gerektiğini vurgular:

“Benim için yaşlının görüşü, gencin gücünden daha sevimlidir.” [8]

Bu nedenle, gençlerin yaşlıların tecrübelerinden azami ölçüde yararlanmaları tavsiye edilir.

2. Zekâ ve Kavrama Gücü

Gençlik yalnızca bedenin değil, aynı zamanda zihnin olgunlaşma dönemidir. Bu dönemde akıl ve duyuların işleyişi güçlenir. Hz. Ali (a.s), gençlerin keskin zekâlarını över ve insanlara onlarla istişare etmelerini tavsiye eder:

“Bir meselede danışmaya ihtiyaç duyduğunda önce gençlerle konuş; çünkü onların zekâsı daha keskin, sezgisi daha hızlıdır. Ardından (sonucu) yaşlılara sun ki, olgun düşünceleriyle sonucu tartıp en doğru yolu seçsinler.” [9]

B. Fikrî ve Ruhsal Özellikler

Gençlik, yalnızca fiziksel güç dönemi değildir; aynı zamanda düşüncenin, duygunun ve ruhsal yeteneklerin en canlı olduğu çağdır. Bu nedenle, bu dönem hem en verimli hem de en tehlikeli çağ olarak değerlendirilmiştir. Gençlerin ruhsal yapısı, yönlendirilmeye açık ve şekillendirilebilir bir yapıdadır.

1. Kalp Saflığı ve Saf Doğa

Gençler, genellikle bozulmamış bir fıtrata sahiptirler. Kalpleri temiz, niyetleri samimi ve kötülüklerden uzaktır. Bu yüzden, öğüt ve nasihate karşı daha açıktırlar.

Hz. Ali (a.s), Nahcü’l-Belâğa’daki meşhur “Vasiyetname” mektubunda (Mektup 31), oğlu İmam Hasan’a şöyle yazar:

“Oğlum! Kalbinin gençliğinde yumuşak ve saf olduğu, henüz hiçbir kötü düşünceyle katılaşmadığı bir zamanda sana bu öğütleri yazıyorum ki, kalbin hakikati daha kolay kabul etsin.” [10]

Bu söz, gençlerin kalplerinin bir işlenmemiş toprak gibi olduğunu ve doğru tohum ekilirse meyve vereceğini, yanlış etkiyle ise kolayca bozulabileceğini göstermektedir.

2. Öğrenmeye ve Değişime Açıklık

Gençler hızlı öğrenir, değişime açıktır ve çevrelerinden kolay etkilenirler. Bu hem bir nimet hem de sorumluluk gerektiren bir özelliktir.

Hz. Ali (a.s) şöyle buyurur:

“Kalp, gençliğinde taze bir toprak gibidir; ne ekersen onu verir.” [11]

Bu nedenle, dinî eğitim ve ahlaki yönlendirme için en uygun dönem gençliktir. Peygamber Efendimiz de (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

“Kim Allah’a gençliğinde ibadet ederse, Allah ona yaşlılığında huzur ve nur verir.” [12]

3. Cesaret ve İdealizm

Gençler, yaşlılara göre daha cesur, daha girişken ve daha kararlı olurlar. Bu özellik, doğru yönlendirildiğinde imanın hizmetinde büyük bir güç oluşturur. Ancak aynı özellik yanlış yöne kanalize edilirse, tehlikeli bir yıkım gücüne dönüşebilir.

Hz. Ali (a.s) şöyle buyurur:

“Gençlik cesaretle doludur; ama bu cesaret, hikmetle birleşmezse kişinin başına bela olur.” [13]

Bu söz, gençlerin potansiyel enerjisinin akıl ve iman rehberliğiyle yönetilmesi gerektiğini anlatır.

4. Duygusallık ve Acelecilik

Gençliğin ruhsal yönü duygusallıkla iç içedir. Bu, bazen kararlılık ve fedakârlık doğurur; bazen de hatalı kararların sebebi olur.

Hz. Ali (a.s) şöyle buyurur:

“Genç, duygusunun esiridir; aklı henüz tecrübe ile pişmemiştir.” [14]

Bu nedenle, gençlerin acele karar vermemeleri, deneyimli insanlarla istişare etmeleri tavsiye edilmiştir.

İmam Ali (a.s) bir başka yerde şöyle uyarır:

“Duygusuna uyan genç, sonunda pişman olur; aklına danışan genç ise kurtulur.” [15]

5. Gurur ve Benlik Duygusu

Gençlik döneminde insan kendini güçlü hisseder; bu da bazen kibir, bağımsızlık arzusu ve benmerkezcilik şeklinde ortaya çıkar. Bu durum, özellikle aile ve toplum içinde çatışmalara yol açabilir.

Hz. Ali (a.s) şöyle buyurur:

“Genç, gücüne aldanır; oysa akıllı kişi, gücünün fani olduğunu bilir.” [16]

Bu gurur duygusu, eğitimle ve bilgelikle dengelenmelidir. Genç, kendi değerini bilirken başkalarına üstünlük taslamamalıdır.

6. Tecrübesizlik

Gençlerin tecrübeleri sınırlıdır; bu yüzden olaylara duygusal ve kısa vadeli bakma eğilimindedirler.
Hz. Ali (a.s) tecrübeyi “aklın meyvesi” olarak tanımlar:

“Tecrübe, aklın en iyi kılavuzudur.” [17]

Bu yüzden gençlerin, yaşlıların birikiminden yararlanmaları hem bireysel hem toplumsal açıdan zorunludur.

7. Taklit Etme ve Etkilenme Eğilimi

Gençler, sevgi duydukları kişileri taklit etmeye eğilimlidirler. Bu, onların kişilik gelişiminde önemli bir rol oynar. Hz. Ali (a.s), oğluna nasihatinde bu noktaya şöyle dikkat çeker:

“Oğlum, ben senden önce birçok insanı tanıdım; onların davranışlarını düşündüm. Sen onların tecrübelerini, kendin yaşamadan öğrenebilirsin.” [18]

Dolayısıyla, örnek şahsiyetlerle temas, gencin karakterini belirleyen en önemli unsurlardan biridir.

Sonuç

İmam Ali’nin (a.s) öğretilerine göre gençlik, hem en büyük fırsat hem de en büyük imtihandır. Gençliğin enerjisi, zekâsı ve duygusallığı doğru yönlendirilirse, toplumun en sağlam direği olur; yanlış yönlendirilirse hem bireyin hem toplumun zayıf noktası hâline gelir.

- - - - - - - - - - - - -

Kaynakça

1. فیض الاسلام، Nehcü’l-Belâğa (Feyzü’l-İslam Nehcü’l-Belâğa Şerhi), s. 1800.
2. آقاجمال خوانساری، Şerh-i Guraru’l-Hikem ve Duraru’l-Kelim, c. 7, s. 171.
3. Kur’an-ı Kerim, Kasas Suresi, 77. Ayet.
4. Şeyh Sadûk, Ma‘ânî’l-Ahbâr, s. 325.
  1. Kuleynî, el-Kâfî, c. 2, s. 87.
  2. فیض الاسلام، Nehcü’l-Belâğa, Mektup 31.
  3. Kur’an-ı Kerim, Rûm Suresi, 54. Ayet.
  4. فیض الاسلام، Nehcü’l-Belâğa, Hikmet 83.
  5. İbn Ebî’l-Hadîd, Şerh-u Nehcü’l-Belâğa, c. 20, s. 337.
  6. فیض الاسلام، Nehcü’l-Belâğa, Mektup 31.
  7. Şeyh Abbas Kummî, Sefînetü’l-Bihâr, c. 2, s. 176.
  8. Kur’an-ı Kerim, Hadîd Suresi, 16. Ayet.
  9. فیض الاسلام، Nehcü’l-Belâğa, Mektup 31.
  10. Celâleddîn Muhammed Mevlânâ, Mesnevî-i Ma‘nevî, 2. Defter.
  11. Meclisî, Bihârü’l-Envâr, c. 74, s. 173.
  12. فیض الاسلام، Nehcü’l-Belâğa, Mektup 31.
  13. Aynı kaynak.
  14. Şeyh Tûsî, el-Gaybe, s. 476.